X

İyi bir ilişkinin formülü

İyi Bir ilişki Yaşamak İsteyenlere Öneriler

İlişki kurmak, karşımızdaki kişi ile pek çok şeyi paylaşmak demektir. Duyguları ifade etmek ve karşı tarafın duygularını anlayabilmek bir beceri işidir. İyi bir ilişki için öncelikle kişinin kendini tanıması gerekir. Kendini tanıyan kişi davranışlarının, duygularının ve düşüncelerinin farkındadır.

İlişkilerdeki temel sorunlardan biri kişinin anlaşılmadığını hissetmesidir. Bu bir iletişim sorunudur. Bu sorun bazen kişinin kendini tanımamasından bazen de kendi anlatmadan karşısındakinin onu anlamasını beklediğinden ortaya çıkabilir. Siz sorun olarak gördüğünüz durumu ifade etmeden karşı tarafın bunu anlaması mümkün değildir. İyi bir ilişki için ‘‘anlatmak ve anlaşılabilmek’’ oldukça önemlidir. Bu hem ilişkide açık olabilmeyi hem de dinleme becerisine sahip olmayı gerektirir. Bu her iki taraf için de geçerlidir. Paylaşım arttıkça ilişki daha sağlam ve sağlıklı olur.

Duyguları Tanımanın Önemi

Yakın ilişkiler duyguları ifade etme yolu ile kurulur. İfade edilmemiş duygular birikir ve olumsuz bir şekilde patlamaya yol açar. Kendi duygularımızı tanımadan başkalarının duygularını anlayamayız. Duygularını tanımayan kişi karşı tarafın hissettiklerini de anlayamaz ve empati kurmayı beceremez. O zaman ilişki daha yüzeysel bir seviyede kalır.

Duyguları tanımamak ve empati kuramamak karşı tarafın mutsuz olduğunu gözden kaçırmanıza neden olabilir. İlişki bitme noktasına geldiğinde süreci anlayamamanız (karşı tarafın mutsuzluğunu fark etmemeniz) sonuca çok şaşırmanıza ve hayal kırıklığına neden olur.

Duygularımızı bazen tanımaz bazen de kabul edemeyiz. Üzüntü, kırgınlık, mutsuzluk, öfke gibi duyguları ifade etmek bazı insanlar için zordur. Kişi bu duygusunu paylaştığında karşı tarafın kendisini güçsüz görecek olmasından korktuğu için, bu duygu kendisine büyük bir yük olsa da paylaşmaz. Oysa duyguların yanlış ya da uygunsuz olmadığını, o duyguyu hissetmenin bir nedeni olduğunu kabullenmek duygularımızı doğru ifade edebilmemizin temelini oluşturacaktır. Doğru ya da yanlış duygu yoktur. Duygu sadece hissedilir ve hissettiğiniz bir şeyin doğru olup olmadığı değerlendirilemez.

İlişki Nasıl Olmalı?

İyi bir ilişkinin içinde öncelikle güven, saygı, hoşgörü, şefkat, iyi iletişim kurma, karşı tarafı anlama isteği vardır. İlişki bir bütündür. Bunu oluşturan da iki ayrı bireydir. Her bireyin kendi ihtiyaçları, kendine has özellikleri ve kendi tercihleri vardır. Bu farklılıklar kabul edilir ve olumlu bir şekilde ele alınabilirse kişinin gelişmesini sağlar. Karşımızdaki kişiyi değiştirmeye çalışmak çatışmaya yol açar. Kimseyi kendi istemediği ve talep etmediği sürece değiştiremezsiniz.

İlişkide Sınırların Önemi

Bir ilişkinin sınırları ilişki kalitesini etkiler. Bazı çiftler her şeyi birlikte yapar, birbirlerinden ayrı zaman geçirmezler, bazı çiftlerin ise ortak özellikleri çok azdır ve çok az şeyi paylaşabilirler. Her iki uç durumda da ilişki kopma noktasına gelir. İlişkide ‘‘biz’’ , ‘‘ben’’ ve bir de ‘‘sen’’ vardır ve dengenin iyi kurulması gerekir. Bu üç alan içinde; ortak ilgi alanları, paylaşımlar ve seçimler ‘‘biz’’ i oluşturur. Kişilerin kendine ait ilgili alanları ve tercihleri de ‘‘ben’’ alanını oluşturur. İlişkide ‘‘ben’’ sınırının hiç kalmaması bir süre sonra ilişkinin bitmesine neden olabilir. Herkes kendine ait bir alana ihtiyaç duyar. Bu alan sağlanmadığı takdirde kişi kendini ‘‘birey’’ olarak hissedemez ve ilişkiye bağlı değil bağımlı olur. Bu hem bağımlı kişi hem de karşı taraf için olumsuzluklar yaratan bir süreç haline gelir ve ilişkiyi kopma noktasına getirebilir. İlişkide hem ben olarak kalabilmek hem de biz olmayı becerebilmek gerekir.

Sağlıklı bir ilişki için kişinin önce kendini sevmesi gerekir!

Kurduğunuz en önemli ilişki kendinizle kurduğunuz ilişkidir. Kişinin kendine veremediğini bir başkasından beklemesi gerçekçi değildir. Kendinize şefkat göstermediğiniz, değer ve önem vermediğiniz sürece karşı tarafın bunu vermesini bekleyebilirsiniz. Bu şekilde kurulacak bir ilişki sağlıklı bir ilişki olmayacaktır. ‘‘Bizim kendimize veremediğimizi, kim bize verebilir?’’

Kendini sevmeyen biri bir başkasını gerçek anlamda sevemez. Bir başkasına ancak kendimize verdiğimiz kadar sevgi verebiliriz. Şu durumda kendimizi sevmiyorsak bir başkasını da hak ettiği gibi sevemeyiz. Kimseyle ilişkiniz kendinizle olan ilişkinizden daha iyi olamaz.

Kendini sevmeyen kişinin kendisine yönelen sevgiyi hissetmesi de zordur. Sevilmeye layık olduğunuzu hissetmiyorsanız birinin sizi seveceğine de inanmazsınız. Başkalarının bizi sevmesi de kendimizi sevmemiz için yeterli değildir. Kendimizi sevmek, içimize dönüp kendimizle ilgili düşüncelerimizi fark edip üzerinde çalışmamız ile olur.

Herkes hak ettiğini düşündüğü şeyi seçer. Sevilmeyi hak ettiğimizi düşünüyorsak bizi sevecek kişileri seçeriz. Kendinize değer vermiyor, sık sık eleştiriyorsanız seçeceğiniz kişi de size bu şekilde davranacak bir kişi olacaktır. ‘‘Siz neyi hak ediyorsunuz?’’

İlişki kuracağımız kişileri biz seçeriz. Bu seçim sürecinde ihtiyaçlarımız doğrultusunda karar veririz. Seçimlerimizi anlayabilmemiz ve sağlıklı tercihler yapabilmemiz kendimizi tanımamız ve kendimizi sevmemiz yoluyla olur. Aksi takdirde hep birbirine benzer ilişkiler kurarız ve bu bir kısır döngü haline gelebilir. Bu nedenle insanın kendine dair farkındalığını arttırması ve fark ettikleri üzerinde çalışması önemlidir.

Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu: Romina Kuyumcuoğlu // Uzman Klinik Psikolog - Haliç Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından aynı üniversitede Klinik (Uygulamalı) Psikoloji yüksek lisansı yaparak uzmanlık eğitimini tamamladı. Akademik eğitimlerin yanı sıra çeşitli kurum ve enstitülerden mesleki eğitimler aldı. Bunlar arasında Bilişsel Davranışçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi eğitimleri bulunmakta. Kuyumcuoğlu, bireysel psikoterapilerin yanı sıra çeşitli grup çalışmalarında yardımcı terapistlik yapmaktadır. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. http://www.rominakuyumcuoglu.com/

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale