Bu hafta İtalya seyahatnamesini kapatacağım demiştim. Ama bir türlü bitiremiyorum bu seriyi. Hazır değilim galiba bitmesine ve Bozcaada’daki Ayazma sahilinde dalga sesleri ve sıcacık güneş eşliğinde bu yazıya başlıyorum. Ara ara uğramak lazım bu adaya diyorum. Kalabalığı ve pahalılığı birçok kişi tarafından şikayet edilen olumsuzluklarından olsa da, yenileyen ve seni kendine getiren o enerjisi hep baki. Lafı çok dolandırmadan konuya geçelim, ada hallerindeyken oturup size Bozcaada yazmayayım şimdi değil mi?
Konumuz, Cinque Terre -beş köy anlamına geliyor- en son bu köylerden iki gece konakladığım ve en çok sevdiğim olanı yazmıştım; Monterosso al Mare’yi. Bu sefer geri kalan dört köyü gezeceğiz. Tek bir bilet alıp sınırsız tren yolculuğu yaparak tüm günü bu köylerde gezerek geçirebilirsiniz. Ben öyle yaptım.
Vernazza
İlk olarak Monterosso’dan kalkan trenle Vernazza’ya geldik. Burası tam “dağlara taşlara köy kurmuşlar” dedirtenlerden. Rengarenk evler. Hava maalesef bulutlu. Aslında belki başta söylemek lazımdı ama şimdi ekliyorum; bu köyler birbirine patikalarla bağlı ve yürüyüş ile de geçilebilir. Yapanlar var yani. Arabayla gezmeyi tavsiye etmiyorum, çünkü yol çok virajlı. En tatlısı trenle gitmek. O kadar keyifli karelerle karşılaşıyorsunuz ki… İnsanlar mayolu, ellerinde plaj havluluları ile trenlerle köy köy geziyor. Başka enerjiler bunlar, başka havalar. Biraz solumak yetiyor o moda girmeye.
Monterosso’ya en yakın köy olan Vernazza’da yapılacak çok da bir şey yok. Fotoğraf çekip, bir kahve molası verip yola devam ediyoruz.
Corniglia
Bir diğer köy Corniglia. Bu köyün denize kıyısı yok, ulaşım kısıtlı. Ya yokuş yukarı çıkıyorsun trenden indikten sonra ya da shuttle’lara biniyorsun. Bizim metrobüsleri aratmayacak kalabalıkta, maalesef keyifli olmayan ama kısa sürdüğü için katlanabilen bir yolculuk yapıyoruz. Köy bir hayli küçük ve ara sokakları da bir o kadar dar. Buranın da deniz manzarası iyi fotoğraf kareler veriyor. Biraz da burada soluklanıp aynı shuttle ile tren garına geri dönüyoruz.
Manarola
Şimdi sırada bir diğer köy Manarola. Tren garından bir alt geçitle köy meydanına geçerken, burada da yukarı tırmanma zorunluluğu kaçınılmazdı. En iyi manzara tepeden bakıldığında bu köylerde. Biz de öğle yemeği molası için bu güzel manzaralı adayı seçtik ve keyifli bir dinlenme anı yakaladık. Zaten bu köy de bir hayli küçük, gezmek çok vaktimizi almadı.
Riomaggiore
Kayalardan denize girilebilen bu köyden sonra sırada son köy var: Riomaggiore. Bir önceki köy ile arasındaki patika çok popüler ve romantik. İsmi ise Via Dell’Amore yani “Aşk Yolu”.
Bu köy de kayalara oyulmuş ve tepelere konumlanmış, dolayısıyla bir yine tırmandık durduk. Bu yazıya bol bol fotoğraf ekliyorum. Yazacaklarımdan daha çok görseller hakim çünkü konuya…
Başka bir dünya bu beş köy. “Aşk Yolu” tüm gün süren tren yolculuğu oldu benim için. Her köy kendi içinde farklı bir auraya sahip. Benim en sevdiğim köy belli (Monterosso al Mare) ama diğer dördünü görmek de çok güzel, unutmayacağım bir deneyim oldu.
Bu köylerin etrafı üzüm bağlarıyla, kayalarla, oyulu rengarenk evlerle kaplı ve biz turistler hayran hayran geziniyoruz etraflarında.
Yine bu Aşk’a yolumun düşmesini diliyorum.
İtalya, hoşçakal!
İlginizi çekebilir: Büyülü, zamansız bir yer: Monterosso al Mare