X

İsteklerinizi hayatınıza çekmek için bilmeniz gereken yaklaşımlar

Hangimiz hayallerimize kavuşmanın arzusuyla yanıp tutuşmuyoruz ki? O pembe panjurlu evi, her sabah deniz manzarasına uyanmayı, son model arabayı, dolgun bir maaşı, sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmayı, görmek istediğimiz yerlere seyahat etme imkanını, hayalini kurduğumuz okulu kazanmayı, çok istediğimiz o işe kabul edilmeyi, sevdiklerimizle daha çok zaman geçirmeyi, mutlu bir yuva kurmayı, beklediğimiz terfii almayı ve daha nice nicesi… Şüphesiz ki hepimiz hayalini kurduğumuz şeyleri gerçekleştirmeyi çok istiyoruz. Ve çoğu zaman tüm bunlar için gereken çabayı da harcıyoruz.

Ama yine de bir yerlerde bir şeyler hep eksik kalıyor gibi. Peki, sizce ne olabilir o eksik kalan? İnanç mı, güven mi, istek mi, beceri mi, imkan mı, para mı, zaman mı, destek mi, yol mu, nedir, ne olabilir? Hepsi veya hiçbiri diyebilirsiniz, ne de olsa hiçbirimiz tam olarak hayallerimize neden ulaşamadığımızın cevabını veremeyiz, çünkü hayat karmaşık ve uzun bir yol; her an her şey değişebiliyor, haliyle bazen hayallerimiz bazen de hayallerimize giden yollar. Ama yine de tüm bu bilinmezliğin, çoklu değişkenlerin, karışık süreçlerin arasında bir şey var ki çoğu zaman önemini ve etkisini küçümsüyoruz; o da ‘zihnimizin gücü’. Evet, zihin gücü!

Bugüne kadar defalarca okumuş, üzerine konuşmuş, bir şeyler dinlemiş olabilirsiniz ama yine de onu nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız hayallerinize giden yolda bir şey hep eksik kalabilir. İsteklerinizi yaşamınıza çekmek konusunda daha güçlü adımlar atmak istiyorsanız, sizi hayallerinize ulaştıracak farklı yaklaşım ve yöntemleri derlediğimiz bu yazımız baş ucu rehberiniz olabilir. İşte Rezonans Kanunu’ndan manifestinge, pozitif düşünme alışkanlığından vizyon panosu hazırlamanın inceliklerine isteklerinizle aranızda yıkılmaz bir köprü oluşturacak yöntemler:

Rezonans Kanunu: ‘İnandığımız her şey, gerçeğe dönüşür’

Rezonans Kanunu, en öz açıklamasıyla; evrendeki her şeyin bir enerji frekansına sahip olduğunu ve bu frekansların birbirleriyle rezonansa girebileceğini anlatan bir kavram. Son zamanların popüler kitaplarından biri olan Rezonans Kanunu kitabı da bu tanımdan yola çıkarak hayatımıza istediğimiz şeyleri nasıl çekebileceğimizin yöntemlerini paylaşıyor ve temelde şunu söylüyor: “Benzer olan her zaman benzerini çeker.” Bir diğer deyişle benzer frekanslar, birbirini çeker.

Yazıya ulaşmak için: Rezonans Kanunu kitabından öğretiler: ‘İnandığımız her şey, gerçeğe dönüşür’

Tüm hayallerinize ulaşın: ‘Manifesting’ nedir, nasıl çalışır?

Manifesting ya da manifestation, herhangi bir şeyi bir fikirden, düşünceden gerçeğe dönüştürmek anlamına geliyor. Hepimiz, düşüncelerimizde yer verdiğimiz şeyleri hayatımıza çekebilecek mıknatıslar gibiyiz; yani zihnimizde olanları gerçek yaşamımıza yansıtabiliriz. Manifesting de bu durumun en güzel örneği. Doğru bir zihniyet, olumlu düşünceler ve uyumlu eylemlerle hayatta her şey mümkün. Tezahür sanatı olarak da geçen manifestation, aşkı, parayı, evi, işi, kısacası arzu ettiğiniz her şeyi hayatınıza çekmenize yardımcı olabilir. İsteklerinizi, hayallerinizi manifest ederek hayatınızın her alanında kendinize fayda sağlayabilir; sahip olduğunuz sonsuz potansiyeli açığa çıkarabilirsiniz.

Yazıya ulaşmak için: Tüm hayallerinize ulaşmanızı sağlayacak büyülü yol: ‘Manifesting’ nedir, nasıl çalışır?Tüm hayallerinize ulaşmanızı sağlayacak büyülü yol: ‘

Zihnin gücü: Sadece zihniyetinizi değiştirerek başarabilecekleriniz

Hepimiz, hayata kendi eşsiz merceğimizden bakıyoruz. İşte bu, bizim zihniyetimiz. Yani kendimiz, hayatımız ve etrafımızdaki durumlar hakkında sahip olduğumuz varsayımlar ve beklentiler. Araştırmalar, sahip olunan zihniyetin, hayatın sonuçlarını belirlemede önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Yani zihniyetinizi anlayarak, uyarlayarak ve değiştirerek sağlığınızı iyileştirebilir, stresinizi azaltabilir, hayatın zorluklarına karşı daha dayanıklı hale gelebilir, isteklerinizi hayatınıza daha kolay şekilde çekebilirsiniz.

Yazıya ulaşmak için: Zihnin gücü: Sadece zihniyetinizi değiştirerek başarabilecekleriniz

Her şeyi yapabilirim zihniyeti nedir, nasıl fayda sağlar?

En basit haliyle, olumlu bir zihniyetin, genel sağlığımıza ve refahımıza sağlayacağı faydaları tahmin etmek zor değil. Bununla birlikte, iyi haber şu ki; ne tür bir zihniyete sahip olursanız olun, biraz çaba ile “Her şeyi yapabilirim” tutumuna geçmek mümkün. Zihniyetini yeniden programlamak isteyen herkesin uygulayabileceği bazı şeyler vardır.

Yazıya ulaşmak için: Her şeyi yapabilirim zihniyeti nedir? Bize ne gibi faydalar getirir?

İyi şans, kötü şans ve şansınızı artırmanın yolları

Şans, Fransızca kökenli bir sözcük olup, mantıkla açıklanamayan rastlantısal olayların nedeni olan güç şeklinde tanımlanır. Öte yandan, psikoloji alanında yürütülen bazı araştırmalarda ise “şans”, kişinin onu yeni fırsatlara açık hale getiren pozitif tutumu olarak tanımlanmıştır. Peki, bu şans herkeste eşit miktarda mı bulunur? İnsanlar kendilerini nasıl şanslı veya şanssız diye nitelendirir? Dahası, herkes kendi şansını kendi yaratabilir mi? Şanslı olmak ve bu şansı, hayal mıknatısı olarak kullanmak aslında mümkün.

Yazıya ulaşmak için: Nasıl şanslı olunur: İyi şans, kötü şans ve şansınızı artırmanın yolları

Olumlu enerjiyle dönüşün: Şanslı kız sendromu nedir?

Son zamanlarda sosyal medya hesaplarında özellikle de TikTok mecralarında sık sık karşımıza çıkan bir terim: Şanslı kız sendromu veya orijinal adıyla ‘lucky girl syndrome’. 2023’ün başlarında popülerlik kazanmaya başlayan bu terim veya ‘hayat felsefesi’, hedeflerimizi gerçekleştirmenin yepyeni bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Şöyle ki, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkileyen olumlamalar kullanarak zihnimizi istediğimiz şeye/şeylere odaklamak için yönlendirebileceğimizi anlatan bu kavram, istediklerimizi hayatımıza çekebileceğimizi gösteriyor. Peki, nasıl? Tam olarak nasıl işliyor?

Yazıya ulaşmak için: Hayatınızı olumlu enerjiyle dönüştürün: Şanslı kız sendromu (lucky girl syndrome) nedir?

10 adımda pozitif düşünme alışkanlığı

Hepimizin zihninden gün içinde türlü türlü düşünceler geçiyor. Zihnimizin kıvrımlarında yaşanan bu diyaloglar, kişisel yorumlar, etkili kelimeler, olaylar, alışkanlıklar bazen hayatımızın geri kalanını belirleyebilecek kadar etkili olabiliyor. Eğer zihninizin içinde negatif düşünceler geziniyorsa, bunun hayatınızın her alanının olumsuz etkilemesi neredeyse kaçınılmaz. Zihnimizdeki negatif düşünceler çevremizi karanlık ve kirli bir gözlük camından gören birine dönüşmemize, hayatın renklerini göremememize ve gerçekleri olduğundan farklı algılamamıza neden olabiliyor. Güzel haber: Pozitif düşünme alışkanlığı pratik yaparak geliştirilebilir bir beceri.

Yazıya ulaşmak için: 10 adımda pozitif düşünme alışkanlığı edinmenin yolları

Bir şeyi 40 kere söylersek olurmuş

Kendini gerçekleştiren kehanet kavramını hepimiz duymuşuzdur. Sosyal psikolojide “pygmalion etkisi” olarak da incelenen bu olgu, kişinin olumlu veya olumsuz beklentilerinin bir süre sonra gerçekleşeceği ve hayatına yansıyacağını öne sürer. Beklentiler ve düşünce sistemi kişinin davranışlarını ve tutumunu etkileyeceğinden, bu davranışlar zamanla etrafındaki kişilere, olaylara ya da durumlara yansır ve gerçekleşecek olan düşünülen veya beklenen ile paralel olur. Dilimizde sıklıkla karşımıza çıkan “aklıma gelen başıma geldi”, “sakınılan göze çöp batar” gibi deyim ve atasözleri bu kavramın bir başka anlatım biçimi olabilir.

Yazıya ulaşmak için: Bir şeyi kırk kere söylersek olurmuş!

Gerçek anlamda etkili bir vizyon panosu nasıl hazırlanır?

Vizyon panosu ya da vision board, hedeflerinizi netleştirmenin ve onları hayata geçirmek için motive olmanın mükemmel bir yoludur; aynı zamanda bolluğu, pozitifliği, şansı çekmek için de harika bir fırsattır. Vizyon panosunun asıl amacı, hayatta en çok ne istediğinize dair daha net bir fikir edinmenize yardımcı olmak ve ne için çalıştığınızı günlük olarak size hatırlatmaktır.

Yazıya ulaşmak için: Gerçek anlamda etkili bir vizyon panosu nasıl hazırlanır?

Sonuç olarak yukarıda yer verdiğimiz tüm yaklaşımlar, kendi hayatınızı şekillendirmenizde size rehberlik edebilecek güçlü araçlar sunuyor. Hemen denemek ve hayallerinize bir adım daha yaklaşmak istemez misiniz?

İlginizi çekebilir: Olumlu yapıcı hayal kurma: Düşlerinizle zihninizi ve geleceğinizi iyileştirin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale