X

İsteklerinizi elde edebilmek için “bir şeyi istemenin” 7 etkili yolu

İnsanlardan bir şeyler istiyor, ancak beklediğiniz aksiyonu bir türlü göremiyor musunuz? Daha da ötesi insanların fikirlerinize ve isteklerinize saygı göstermediklerini düşündüğünüz oluyor mu? Belki de doğru bir şekilde istemiyorsunuzdur, hiç bu ihtimali düşündünüz mü?

Gün içinde iş arkadaşlarımızdan, ailemizden ya da arkadaşlarımızdan pek çok kez ricada bulunabiliyoruz. Bunlar kimi zaman küçük istekler olabilirken, kimi zamansa gerçekleşmesini çok istediğimiz şeyler olabiliyor. İsteklerimiz ve beklentilerimiz gerçekleşmediğinde ise hayal kırıklığına uğrayabiliyoruz. Böyle durumlarda ciddiye alınmadığımız düşüncesi bizi ele geçirebiliyor ve hevesimiz kırılabiliyor. Ne var ki isteklerinizi doğru bir şekilde dile getirerek bu tarz moral bozucu durumların yaşanmasına engel olabilirsiniz. Nasıl mı? 

İşte bir şeyi istemenin 7 etkili yolu: 

1. Karşınızdaki insanların zihninizi okuyabildiği düşüncesinden kurtulun.
İstekleriniz konusunda net olun ve onları olabilecek en direkt şekilde söyleyin.

Problemleriniz hakkında şikayet etmek sizi bir sonuca ulaştırmayacak. “Keşke”ler, “nasıl olmaz”lar da sizin için bir çözüm yolu değil. Çoğu insan isteklerini şikayetlerle ve söylenmelerle aktarmaya çalışır ve karşısındaki insanın onu anlamasını ister. Ancak karşınızdakinden bir şey isterken kafanızda ne olduğunu tamamen söylemediğiniz sürece, ilerleyen zamanlar için “ama bana öyle bir şey söylemedin” gibi cevaplara pay bırakmış olursunuz. Unutmayın; insanlar kafanızın içindeki düşünceleri göremiyor. Tahmin ediyor olsalar da görmüyor olmayı “tercih” ediyor olabilirler. Dolayısıyla siz net olun ve isteklerinizi olabilecek en direkt şekilde söyleyin.

2. Belirsizliklere yer vermeyin, cesur olun!

İstediğiniz şeyin gerçekleşmesini istiyorsanız, elinizdeki “en sağlam” koz cesaret. “Nasıl olsa istediğim şeyler gerçekleşmeyecek, hedeflerim çok yüksek” gibi düşüncelerle atacağınız adımları küçültür, gerçekleşme ihtimallerini en aza indirirsiniz. Ne istediğinizden eminseniz, onun için büyük adımlar atabiliyor olmayı göze almanız gerek. Çünkü ancak o zaman insanlara ne kadar çok istediğinizi gösterebilirsiniz. Her zaman her istediğinizi elde edemeyebilirsiniz, ama denemediğiniz sürece sonuçlarını bilemezsiniz. Gerçekliğinizi, cesaretinizle yaratın.

3. “Ne” istediğiniz ve “ne zaman” istediğiniz hakkında net davranın.

İş hayatında ya da, ilişkilerde en büyük sorunların nedeni genelde ya kopukluk ya da belirsizliktir. Örneğin iş yerinde iş arkadaşınızdan bir şey isterken “yakın zamanda istiyorum” demekle “iki gün sonra istiyorum” demenin arasında kocaman bir fark var. Zaman belirtmek her zaman, yaşanacak aksiliklerin önüne geçer. Aynı şekilde ne istediğiniz hakkında olabildiğince spesifik ve anlaşılır kelimeler kullanmaya gayret edin. Anlaşılmazlıklara alan yaratmamak için bu oldukça önemli

4. Tolere edemeyeceğiniz şeyler hakkında açık olun.

Tolere edebileceğimiz şeyleri yaşamak bu hayatın değişmez kurallarından biri. Tolere edemediğiniz şeyleri etrafınızdaki insanlara önceden söylemek, ilerleyen zamanlarda yanlış anlaşılmaların, gerginliklerin hatta tartışmaların önüne geçebilir. Eğer kendi işinizin patronuysanız ve çalışanlarınızın sabah işe geç kalmaları durumunu kabul edemiyorsanız, çalışanlarınıza bunu en başta güzel bir dille söyleyin. Ya da arkadaşlarınızdan biri devamlı bel altı espiri yapıyor ve siz bundan rahatsız oluyorsanız, ona bunu kaldıramadığınızı ve sizin yanınızda yapmamasını istediğini söyleyin. Tolere edemediğiniz şeylere tekrar tekrar maruz kalmanız; büyük gerginliklere, strese hatta fiziksel hastalıklara dahi yol açabilir.

5. İpuçlarından uzak durun, odak noktasını küçültün.

Bazı insanlar, isteklerini direkt olarak dile getirmeyi kaba bulur ve isteklerini küçük kelime oyunları ve ipuçlarıyla dile getirmeyi seçerler. Bir şeyin gerçekleşmesini istiyorsanız, istiyorsunuzdur. Dolayısıyla ihtimallere, farklı olasılıklara ve hatalara yer vermemek için ipuçlarından kaçının. Küçük sesler ve kelimeler kabalıktan başka bir şey değil. Az ve öz anlatımlarla isteklerinizi direkt olarak dile getirin. Örneğin katıldığınız bir toplantıda başka insanlar tarafından bekletilmek hoşunuza gitmiyorsa bunu “keşke bazı insanlar zamanında gelse de toplantıya zamanında başlasak” gibi bir ifadeyle değil de “bir dahaki toplantıda herkes zamanında gelsin lütfen” gibi bir cümleyle açıklamanız çok daha faydalı ve olgun bir tutum.

Önemli olan isteklerinizin arkasında durmak ve isteklerinizi olabildiğince direkt, net, doğru kelimelerle dile getirmek.
6. İstekleriniz yüzünden mahcubiyet duymaktan kaçının.

Çoğu insan, önceliklerini diğer insanların beklentilerinden önde tuttuğunda kendilerini suçlu hissedebiliyor. Ancak unutmayın, siz kendi isteklerinizi ön planda tutmadıkça kimse sizin istekleriniz için ekstra bir çaba sarf etmeyecek.

Kimi zaman insanlardan sizin için bir şeyler yapmalarını istemek zorlayıcı olabiliyor. Özellikle bir patronsanız bazı konularda direkt, hatta biraz da sert davranmanız gerekebilir ve bu durum sizin kendinizi kötü hissetmenizi sağlayabilir. Ancak “bir şeyler istemek” sizin en doğal hakkınız. Önemli olan isteklerinizin arkasında durmak ve isteklerinizi olabildiğince direkt, net, doğru kelimelerle dile getirmek. Sizin istekleriniz de en başkalarınınki kadar önemli!

7. “Hayır” cevabına sahip olduğundan daha fazla anlam yüklemeyin.

Kabul edin, her zaman her istediğiniz olacak diye bir şey yok. Patronunuz talep ettiğiniz zammı yapmayabilir ya da arkadaşınızdan köpeğinizi gezdirmesini rica etmişsinizdir ancak onun zamanı yoktur ve size olumsuz cevap verir. Böyle durumlarda karşınızdaki kişinin geçerli nedenleri olduğunu unutmayın ve “hayır” cevabını kişisel bir saygısızlık olarak algılamayın. Bu durumda empati yapmak bir çözüm yolu olabilir.

Son olarak “gerçekten” istediğiniz şeyden daha azını istemek sizi ileriye götürmeyecek. O yüzden cesur olun, net olun, isteklerinizin arkasında durun ve kendinize güvenin!

İlginizi çekebilir: Bilinen en iyi yolla insanları etkilemek: Topluluk önünde konuşmanın incelikleri

Kaynaklar:
forbes.com
success.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale