Zengin kültürel mirası ile dünyanın en büyüleyici şehirlerinden biri olan İstanbul, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış değerli bir hazine. Geçmişten günümüze göz alıcı tarihi yapıları ile kendine hayran bırakan bu güzel şehrin, en değerli miraslarından biri de tarihi hamamları. Yalnızca gündelik yaşamın bir parçası ve ihtiyacı olmakla kalmayan, aynı zamanda sosyal ve kültürel hayatın da can damarlarından biri olan İstanbul’un tarihi hamamları, bugün tüm ziyaretçilerinde heyecan uyandırmayı başarıyor.
İstanbul’un dört bir köşesine yayılmış bu tarihi yapılar, hem benzersiz bir rahatlama deneyimi hem de tarihi deneyimleme fırsatı sunuyor. Harika keşiflere hazırsanız işte İstanbul’un en iyi hamamları:
Cağaloğlu Hamamı
İstanbul’un en eski ve en ihtişamlı hamamlarından biri olan Cağaloğlu Hamamı, 1741 yılında inşa edilmiş ve bugün hala hizmet vermeye devam ediyor. Ayasofya Camii’nin ve Yerebatan Sarnıcı’nın yakınlarında yer alan ve döneminde Ayasofya Külliyesi ve Ayasofya Kütüphanesi için gelir sağlamak için yapılmış olan hamam, zarif mimarisi ve dikkat çeken işlemeleri ile göz dolduruyor.
Huzurlu ve rahatlatıcı bir hamam deneyiminin yanı sıra kendinizi tarihin tozlu sayfalarına yolculuk yaparken hissedebilirsiniz. Cağaloğlu Hamamı’na gitmişken enfes gurme lezzetler için hamamın içerisinde bulunan Lokanta 1741’i de kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
Tarihi Galatasaray Hamamı
İstanbul’un kalbinde yer alan en güzel hamamlardan biri; Tarihi Galatasaray Hamamı. Beyoğlu’nun en gözde uğrak yerlerinden biri olan bu tarihi hamam, 1481 yılında Galatasaray Külliyesi ile birlikte inşa edilmiş. Geleneksel Türk hamamı kültürünün en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen bu yapı, Osmanlı mimarisinin zarif unsurlarını taşıyor. Ayrıca, şöyle de bir hikayesi var: “Sultan Beyazıt zamanında şu anki Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Hamamı’nın yer aldığı arsada gezinirken, önemli bir zat olan Gül Baba’ya ait kulübeyi görür ve gidip bir dileği olup olmadığını sorar. Gül Baba da arsaya yüzyıllara hükmedecek içinde büyük bir mektep ve büyük kubbeli hamam bulanacak bir külliye yapılmasını ister. Ve sonrasında külliye inşa ettirilir.”
Şehrin temposuna kısa bir mola vermek için tarihi dokusu ve sunduğu otantik hamam deneyimi ile Galatasaray Hamamı, ihtiyacınız olan kaçışı size sunabilir.
Çemberlitaş Hamamı
1584 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edildiği bilinen Çemberlitaş Hamamı, Türkiye’nin en uzun süreli işletmesi olarak hizmet veriyor. Hamam’ın karşısında Köprülü Mehmed Paşa Camii, medresesi ve türbesi, yanında Vezir Hanı, eski Dar’ül-fünun binası, civarında ise Sultan II. Mahmud Türbesi ve haziresi, Köprülü Kütüphanesi, Atik Ali Paşa Camii, medresesi ve Ali Baba Türbesi yer alıyor.
Tarihi Yarımada ziyareti planlıyorsanız, ilk durağınız Çemberlitaş Hamamı olabilir. Zengin süslemeler, kubbeli tavanlar ve geniş mermer taşları ile donatılmış tarihi hamam, yıllardan beri hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Kılıç Ali Paşa Hamamı
Pek çok yerli yapım dizi ve filmde görmüş olabileceğiniz, mimarisi ve sıcacık atmosferi ile hafızalara kazınan Kılıç Ali Paşa Hamamı, İstanbul’un en güzel hamamlarından biri. Hamam, 16. yüzyılda Osmanlı donanmasının amirali olan denizler fatihi Kılıç Ali Paşa tarafından leventlere hizmet vermesi amacıyla Mimar Sinan’a yaptırılmış. İhtişamlı dekorasyonu, özgün yapısı ve konforlu ortamı ile şehrin yoğun ve hızlı temposunda rahatlatıcı bir kaçış imkanı sunuyor.
Tarihi Üsküdar Çinili Hamamı
Yine bugüne kadar pek çok yerli dizi ve filmde görmüş olabileceğiniz, İstanbul’un en güzel hamamlarından biri; Tarihi Üsküdar Çinili Hamamı. Çinili Hamam, 1640 yılında Kösem Sultan tarafından yaptırılmış. Her ne kadar isminde çini geçse de hamama ismini veren çiniler, hırsızlar tarafından çalınmış.
Ancak hamamın işletmecileri duvarlarda mavi taşlar kullanarak orijinal konsepte sadık kalmışlar. Kapıdan girdiğinizde geçmişe doğru açılan bir tünele girmişçesine, sizi nostaljik bir ortam karşılıyor. İki katlı, ahşap yapısı, renkli camları ve otantik yapısı ile sizi kendine hayran bırakacak.
Çukurcuma Hamamı 1831
Çeşitli kaynaklara göre Çukurcuma Hamamı‘nın 1830’lu yıllarda I. Abdülhamid’in eşi ve II. Mahmud’un manevi annesi Fransız asıllı Nakşidil Valide Sultan tarafından vakfedilen su tesislerini takiben yaptırılmış. Önceleri Sürahi Hamamı, sonraları ise bu sözcükten bozma Süreyya Hamamı olarak anılmış. Bugün ise yerli ve yabancı turistler Çukurcuma Hamamı olarak bu tarihi hamamı tanıyor.
Aydınlık, ferah, açık renklerin hakim olduğu dekorasyonu ile ihtişamını hala ilk günkü gibi koruyan Çukurcuma Hamamı, Osmanlı mimarisinin geçiş dönemini yansıtarak hem geleneksel ve hem de modern unsurları büyüleyici bir şekilde harmanlamayı başarıyor. Dinlendirici ve tazeleyici bir deneyimin ötesinde benzersiz bir kültür mozaiğine de şahitlik etmek istiyorsanız bu tarihi hamamı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Hürrem Sultan Hamamı
İstanbul’un tarihi Sultanahmet bölgesinde, Sultanahmet Camii ile Ayasofya arasında kalan alanda, 1556 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan için Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli kadın figürlerinden biri olan Hürrem Sultan’ın adını taşıyan bu hamam, o dönemdeki lüks anlayışını ve mimari ihtişamını yansıtıyor.
Bu tarihi yapının en önemli özelliği ise; Türk hamam mimarisinde bir çığır açarak kadınlar ve erkekler kısmının aynı eksen üzerinde yer aldığı ilk yapı olma özelliğini taşıyor olması. Ayrıca, tek eksen üzerinde çift kubbeli tek hamam. Osmanlı’nın tarihi ve kültürel mirasının en güzel örneklerinden birini daha görmek ve unutulmaz bir rahatlama deneyimi yaşamak için Hürrem Sultan Hamamı’nı kesinlikle listenize eklemelisiniz.
Çatma Mescit Hamamı
İstanbul’un kalbinde, Beyoğlu’nda yer alan Çatma Mescit Hamamı, 1533 yılında Mimar Sinan tarafından, Haliç boyunca geçimini sağlayan işçiler ve halkın kullanımı için tasarlanmış. Sebebi de dönemin devlet adamlarının ve önemli isimlerinin Büyük Hamam’ı halkla paylaşmak istememeleriymiş.
Çeşitli restorasyonlardan geçerek bugünkü haline ulaşan ve özgün yapısını hala koruyan Çatma Mescit Hamamı, ferah ve geniş ortamı, otantik atmosferi ve lüks dokunuşlarla zenginleştirilmiş mimarisi ile ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
Her biri tarihimizde ve kültürümüzde önemli yer edinen, birbirinden değerli bu hamamlar, Osmanlı mirasının yaşayan kanıtları olarak, şehrin modern yaşamı içinde huzur ve tarih arayanlara kapılarını açmaya devam ediyor.
İlginizi çekebilir: İstanbul’un incisi: Huzur dolu Adalar’da doğaya kaçışİstanbul’