İstanbul’dan bir günlük kaçış: 24 saatte dolu dolu Eskişehir
Türkiye’nin Avrupa standartlarına en yakın olan şehri Eskişehir, hem tarihi değerleri hem de son dönemde ülkemize kazandırmış olduğu kültürel değerleri ile kesinlikle görülmesi gereken yerlerden birisi. Bir günde Eskişehir’de zamanınızı en iyi şekilde değerlendirerek şehrin en önemli yerlerini görüp, en leziz yemeklerini tatmak mümkün.
İstanbul’dan bir günlük kaçış için en iyi alternatiflerden biri olan Eskişehir’i, sonbaharda rotanıza mutlaka ekleyin. İstanbul’dan Eskişehir’e bir gün için gitmek isterseniz, en hızlı ve pratik yolculuk için hızlı treni tercih edin. Sabah ilk seferlerden birine binerek Eskişehir’de güne erkenden başlayın.
İşte Eskişehir’de 24 saat içinde yapabileceğiniz şeyler:
9:00: Doyuran’da kahvaltı ile güne başlayın.
Salaş ve küçük bir yerde öğrenci işi kahvaltı ile şehri gezmeden önce midenizi doyurun. Kahvaltıyı ortaya ufak tabaklarda veriyorlar. Yumurta çeşitleri de var. Buraya erken saatlerde gitmek en iyisi çünkü ilerleyen saatlerde kapıdaki kuyruk giderek uzuyor. Çok uygun fiyata karnınızı adı gibi doyuruyor. Kişi başı ortalama 15 TL ödeyerek uygun fiyata iyi bir kahvaltı yapmak Eskişehir’de mümkün.
10:00: Porsuk Çayı’nda gondol turu yapın.
Porsuk Çayı’nın çevresi ilk gördüğünüzde size Amsterdam kanallarını hatırlatacak. Şehri Avrupa standartlarına çıkartan kanal turu ve Venedik’i anımsatan gondol turuna çok uygun fiyata katılabilirsiniz. Tur sonrası su kenarında yürüyüş yapmayı da ihmal etmeyin.
11:00: Balmumu Heykel Müzesi’ni ziyaret edin.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdığı heykel müzesinde yerli ve yabancı dünyadan birçok önemli ismin balmumundan yapılmış heykelleri yer alıyor. Dünyanın birçok yerinde örnekleri olan “Madame Tussauds” müzelerinin Türkiye’deki ilk örneği olan müzede ünlü isimlerle yakından tanışın.
13:00: Öğle yemeğinde çibörek yiyin.
Geleneksel bir Tatar yemeği olan çibörek, Eskişehir denince akla ilk gelen lezzet. Kıymalı hamur işi yağda kızartılarak yapılıyor. Hemen her köşede çibörek yapan bir dükkan göreceksiniz. Müze sonrası en yakın Odunpazarı bölgesinde çibörek yiyebilirsiniz.
14:00: Odunpazarı sokaklarında kaybolun.
Osmanlı Dönemi’nde kalma evleri ile meşhur olan Odunpazarı’nın renkli sokaklarında dolaşın. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Odunpazarı, şehrin en tarihi bölgesi. Buranın Odunpazarı olarak anılmasının nedeni eski zamanlarda dağlardan gelen köylülerin meydanda odun sattığı meydanın burada yer almasıymış. Meydanda yer alan tarihi fırından haşhaşlı ve cevizli ekmek almadan dönmeyin.
16:00: Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nda alışveriş yapın.
Lüle taşı ile dünyada ünlenen Eskişehir’de 300’den fazla lüle taşı madeni bulunuyor. Atlıhan El Sanatları Çarşısı’na gelip lüle taşı atölyelerini ziyaret edip, lüle taşının yapılış aşamalarını tanık olun. Bölge bu maden ile ünlü olunca hediyelik olarak lüle taşından yapılan pipo, tesbih ve takılar da alabilirsiniz.
18:00: Sazova’da güneşi batırın.
Türkiye’nin en büyük ve en güzel parklarından bir tanesi Bilim, Sanat ve Kültür Parkı olarak da anılan Sazova Parkı. Avrupa standartlarındaki şehre yakışır bir park olan Sazova’ya giriş ücretsiz. İçerisinde görülecek en başlıca yapı Masal Şatosu, özellikle çocuklu aileler burada uzun saatlerini harcayacak. Parkı gezerken Japon Bahçesi, Korsan Gemisi, Eti Sualtı Dünyası ve Türk Dünyası Bilim ve Kültür Merkezi’ni de listenize ekleyin.
20:00: Abdülselam’da Balaban Kebabı yiyin.
Tatarca’da “çok” anlamına gelen Balaban kebabı, Eskişehir’in en ünlenen yemeklerinden biri. Bol pideli ve köfteli Balaban Kebabı’nın en iyisi için 1938 yılından beri hizmet veren Abdüsselam Köftecisi’ne gidin. Fiyatının çok arttığı ve porsiyonunun yetersiz olduğuna dair yorumlar gün geçtikçe artsa da hala en meşhur adres burası, seçim sizin.
İlginizi çekebilir: Akılda kalan eski Bodruma’a, çocukluğuma ve canım arkadaşlarıma selam olsun!