X

İşini şansa bırakmak istemeyenler için ‘İlişki Matematiğine Giriş’

Tüm evrende insan ırkından başka kaç çeşit yaratık türü olduğunu bilmek ne kadar imkansızsa, hayatınız boyunca kaç kişiyle birlikte olacağınızı tam olarak hesaplayabilmeniz o kadar imkansız. Ancak aynı zamanda, kaç kişiyle birlikte olacağınızı tahmini olarak hesaplayabilmek bilimle uğraşan biri için oldukça önemli bir beceri.

Matematik öğrencisi olan Peter Backus’un bilimsel bir dergide yayınlanan makalesi de, hayatı boyunca kendi belirlediği kriterlere uygun (sosyal ve zeki) kaç kadınla birlikte olabileceği ihtimalini hesaplamak istemesiyle ortaya çıkmış. Hesaplama yöntemi bir matematik problemini çözmeye çalışırken izlenen adımları içeriyor: problemi mümkün olabildiğince küçük parçalara böl ve en güvenilir tahmini yap.  Backus kendi kriterlerini göz önünde bulundurarak yaptığı işlemlerle bu sayıyı şöyle hesaplamış:

1. Yaşadığım yerde ne kadar kadın var? (Londra’da yaşayan kadın sayısı: 4 milyon)

2. Bu kadınların kaç tanesi benim için uygun yaş aralığında? (%20 : 800.000 kadın)

3. Benim için uygun yaş aralığında olan kadınların bekar olma olasılıkları nedir? (%50 : 400.000 kadın)

4. 400.000 kadının kaç tanesi üniversite mezunu olabilir? (%26 : 104.000 kadın)

5. Üniversite mezunu olma olasılığı olan 104.000 kadının kaç tanesi bana göre olabilir? (%5: 5.200 kadın)

6. Beğendiğim kadınların kaç tanesi beni çekici bulabilir? (%5 : 260 kadın)

7. Kaç tanesiyle birlikte olmayı başarabilirim? (%10 : 26 kadın)

Sonuç itibariyle Backus’un ilişki kriterlerine uygun olarak yaptığı hesaplama sonucunda, aşağı yukarı birlikte olabileceği kadın sayısı 4 milyon kadından 26 olarak hesaplanıyor.

Backus partner seçiminde biraz seçici olduğu için her 10 kadından yalnızca 1’i beklentilerini karşılayabilecek düzeyde ve Londra’da yaşayan her 20 kadının 1’iyle ilişki yaşayabilme olasılığı var.

Seçimleriniz konusunda biraz daha az seçici ve cömert davranacak olursanız, Backus’un seçim yaptığı kadın popülasyonunda aslında şansınız biraz daha yüksek gibi:

1. Yaşadığım yerde ne kadar kadın var? (Londra’da yaşayan kadın sayısı: 4 milyon)

2. Bu kadınların kaç tanesi benim için uygun yaş aralığında? (%20 : 800.000 kadın)

3. Benim için uygun yaş aralığında olan kadınların bekar olma olasılıkları nedir? (%50 : 400.000 kadın)

4. 400.000 kadının kaç tanesi üniversite mezunu olabilir? (%26 : 104.000 kadın)

5. Üniversite mezunu olma olasılığı olan 104.000 kadının kaç tanesi bana göre olabilir? (%20: 20.800 kadın)

6. Beğendiğim kadınların kaç tanesi beni çekici bulabilir? (%20 : 4.160 kadın)

7. Kaç tanesiyle birlikte olmayı başarabilirim? (%20 : 832 kadın)

Yani normal şartlarda, Londra’da yaşayan bir bireyin hayatı boyunca neredeyse 1000 kadınla birlikte olabilme olasılığı var.

Görüldüğü gibi, Backus’un hesaplama sisteminde yüzdeler üzerindeki küçük değişikliklerle ve kendi kriterlerinizi yaratarak partneriniz olabilecek adayların sayısını tahmini bir rakamla öngörebilmeniz mümkün.

Cinsellik İstatistikleri

1996 yılında İsveç’li bilim adamları yaptıkları bir araştırmada 2.810 kişiye şu ana kadar kaç kişiyle cinsel birliktelikleri olduğunu sordular. Sonuçlar düşündürücü…

Daha önce bu alanda yapılmış olan araştırmaların da desteklediği üzere, bu araştırmanın sonucuna göre de heteroseksüel (karşı cinse ilgi duyan) kadınların hayatları boyunca ortalama 7, erkeklerin ise 13 cinsel partneri oluyor. Yani Backus’un olasılık hesaplaması ve yapılan araştırmaların sonuçları arasında ciddi bir farklılık söz konusu.

Matematiksel olarak, dünya üzerindeki heteroseksüel kadın ve erkek nüfusunun aşağı yukarı aynı sayılarda olduğunu düşünürsek, kadınların ve erkeklerin eşit oranlarda partner bulma olasılığının olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Dünya üzerindeki iki cinsin partner oranları arasındaki bu farkın sebebi, araştırma sonuçlarında ortaya çıkan bu rakamsal ve oransal farklılığın sebebi bir çok farklı durumla açıklanabilir. Belki erkekler anketlerde belirttikleri rakamları abartmış olabilirler. Ya da erkeklerin ve kadınların anketlerde belirtilen partner tanımlamaları birbirinden farklılık gösterdiği için bu rakamsal farklılık ortaya çıkmış olabilir. Ancak daha da önemlisi, kadınların ve erkeklerin belirttikleri bu sayılara nasıl ulaştıkları.

Yapılan araştırmalar, kadınların birlikte oldukları partnerleri belirtirken isimleriyle listelediklerini ve bu nedenle de kadınların belirttikleri sayıların oldukça doğru ve güvenilir olduğunu gösteriyor. Ancak herhangi bir partnerin ismini hatırlamadıklarında, birlikte oldukları kişi sayısını belirtirken de atlamalar yaşanabiliyor. Erkeklerse, birlikte oldukları kadınların kim olduklarını düşünmekten çok sayısını tahmin yürüterek bulmaya çalıştıkları için, rakamların hatalı aktarılma olasılığı oldukça yüksek (1 yılda 5 kişi olsa, 4 yılda 20 kişi eder gibi).

Erkeklerin birlikte oldukları kişilerin sayısını abartma eğilimi, araştırmalarda sonuçların hatalı çıkma riskini artırıyor. Araştırmaların bir çoğunda erkeklerin belirttiği rakamların çoğunlukla 5’in katları olması da bu bulguyu destekler nitelikte.

1999 yılında Fredrik Liljeros ve matematikçilerden oluşan bir grup bilim insanının yaptıkları araştırmadan elde ettikleri bulguları grafik şekline getirdiklerinde, oldukça düzgün bir eğri elde etmelerinin sebebi de, erkeklerin belirttiği rakamların bir çoğunun gerçeklikten uzak ve tahmini rakamlar oluşuydu.

Peki, matematiksel olarak hayatımız boyunca ortalama kaç kişiyle birlikte olduğumuzu nasıl hesaplayabiliriz?

Tüm kriterleri bir kenara bıraktığımızda ve dünya üzerinde yaşayan insan popülasyonunu göz önünde bulundurduğumuzda x kişiden daha fazla sayıda bireyle birlikte olma olasılığımız x-a   ile hesaplanıyor. Daha anlaşılabilir olması için bu durumu bir örnekle açıklayacağız.

Formüldeki a sayısı araştırma verilerine göre belirlenen bir sabit sayı. Örneğin; araştırmada elde edilen verilere göre İsveç kadınları için a sayısı 2.1 olarak belirlenmiş. Bu a sabitini baz alarak dünya üzerinde yaşayan herhangi bir bireyin 100’den fazla kişiyle birlikte olma olasılığını %0.006 buluyoruz. Bu istatistiğe göre de her 15.800 bireyden 1’i hayatı boyunca 100’den fazla kişiyle birlikte oluyor diyebiliriz. Aynı sabitle 1000’den fazla kişiyle birlikte olabilme olasılığımızı hesapladığımızdaysa, olasılığın %0.00005’e düştüğünü görüyoruz, ki bu 2 milyon kişide 1’e tekabül ediyor.

Aile yapısı, kültür gibi çevresel faktörleri devre dışı bırakıp, tüm popülasyonu aynı kabul ederek hesaplama yaptığımızda, çok karmaşık ve anlaşılmaz olmayan basit formüllerle ilişkilerimiz hakkında fikir sahibi olabilmemiz mümkün.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale