Sağlıklı ve ışıldayan bir cilt için dikkat etmen gereken birçok nokta var biliyorum. Düzenli uyku uyumak, stresi azaltmak ve egzersize vakit ayırmak ışıltına ışıltı katacak. Ama bunların yanı sıra cilt sağlığı için en önemli çevresel faktörlerden biri de beslenme. Unutma sağlık bir bütün ve cildin senin vitrinin….
Cildini sadece dışarıdan değil, içeriden de beslemek istiyorsan işte sağlıklı, ışıldayan bir cilt için 6 önemli madde senin için geliyor!
Renk katan karotenoidler
Karotenoidler, birçok meyve ve sebzede gördüğün parlak kırmızı, sarı ve turuncu renklerden sorumlu yüksek antioksidan özelliklere sahip maddelerdir. Anti-enflamatuar özellikleri ile cildini güneş ışınlarının zararlı etkilerine ve çevresel toksinlere karşı korurlar. β-karoten ve likopen vücudumuzda bulunan baskın karotenoidlerdir ve takviye olarak veya besinsel olarak alındığında UV ışınlarının neden olduğu hasara karşı, savunmayı artırarak cildi güneş yanığına karşı korurlar. Likopen denince akla ilk olarak domates gelse de, kırmızı havuç, karpuz, çilek, greyfurt gibi birçok kırmızı renkteki sebze ve meyve likopen içerir.
FİTNOT: Domates olgunlaştığında, pişirildiğinde veya kurutulduğunda likopen içeriği artar, unutma.
Turbo destekleyici C ve E vitamini
Kullandığın birçok kremde C vitamini olması tesadüf değil çünkü bu vitamin cildini hem içten hem de dıştan besliyor. Amerikan Dermatoloji Akademisi’ne göre kolajen cildin dokusunu, elastikiyetini ve nemini dengeler ve C vitamini kolajen sentezini destekler. C vitamininden bahsetmişken onunla birlikte çalışan ve cildi besleyen E vitaminini de unutmamak gerek. E vitamini güçlü antioksidan özelliği sayesinde cildin yaşlanmasına sebep olan serbest radikallerin ortadan kalkmasını sağlar. O halde beslenmende, turunçgil, kırmızı biber, maydanoz, kivi, çilek gibi C vitamini içeren taze sebze ve meyvelere ve E vitamini için de dengeli bir şekilde bitkisel kaynaklı yağlara, badem, fındık gibi yağlı tohumlara yer verebilirsin.
FİTNOT: Kırmızı dolmalık biber, cilt sağlığı ve anti-aging konusunda turbo gücünde. Kolajen üretimini destekleyen C vitamininin iyi bir kaynağı olmasının yanı sıra karotenoidlerden de zengin.
Yaşını göstermeyen kolajen
Kolajen denince akla ilk olarak daha parlak ve canlı bir cilt geliyor. Kolajen vücutta en bol bulunan proteinlerden biri ve aslında vücudumuz onu düzenli olarak üretir. Fakat bu üretim yaşla birlikte yavaşlar ve sonuç ince çizgiler, sıkılığını yitirmiş, kuru bir cilde doğru gider. Yapılan çalışmalar kadınlarda kolajen destekli beslenmenin cilt elastikiyetinde olumlu değişikliklere yol açabileceğini söylüyor. Peki kolajeni beslenmenle nasıl destekleyebilirsin? Kemik suyu en iyi kolajen kaynağı besinler arasında ama bunun yanı sıra bazı besinler de vücutta kolajen yapımını destekliyor. Et, balık, yumurtanın beyazı, süt ürünleri, mantar, kuşkonmaz, lahana gibi sebzeler de kolajen üretimine destek olacak aminoasitleri içerirler. C vitamini kaynağı besinlerin üretimi destekleyeceğini de daha önce söylemiştim.
Leke savar D vitamini
D vitamini son yılların en popüler vitaminlerinden biri ve ona sadece bir vitamin demek haksızlık çünkü aslında bir hormon görevi de görüyor. Yapılan çalışmalar D vitamini eksikliğinin ciltte kırışıklığa ve lekelere sebep olabileceğini söylüyor. D vitamini cilt üzerindeki antimikrobiyal genlerin sentezini uyararak enfeksiyonların önlenmesine de yardımcı oluyor. Eğer D vitamini eksikliği yaşıyorsan mutlaka hekim kontrolünde takviye alman gerekiyor. Ayrıca D vitamini eksikliğinin giderilmesinin, anti-aging etkisiyle bağlantılı olarak cilt kanserini önlemeye yardımcı olabileceğini de unutma.
Gençlik iksiri içeren Koenzim Q10
Birçok kremde görmeye alışık olduğun bu madde vücudunun kendisinin de üretebildiği bir gençlik iksiri. Çok güçlü bir antioksidan yapıya sahip ve vücut için birçok faydası var. Bunlardan biri de cilt sağlığı. Koenzim Q10 mitokondrilerin enerji üretimini destekleyerek hücre yaşlanmasını yavaşlatabiliyor, cildin sıkılığının sağlanmasına ve kırışıklığın azalmasına da yardımcı. Koenzim Q10’un en iyi kaynakları arasında yağlı balıklar (somon ve ton balığı gibi), organ etleri (karaciğer gibi) ve tam tahıllar var.
Bağırsaktan gelenler: Probiyotikler
Bağırsaklarındaki faydalı bakterilerin etkisi cildine kadar uzanıyor. Bağışıklık sistemi hücrelerimizin yarısından çoğunun bağırsaklarında bulunduğunu biliyor muydun? Yani sağlıklı bağırsaklar, güçlü bir bağışıklık sistemi ve güzel bir cilt demek. Sağlıklı bağırsak florasının bağışıklık sistemini desteklediğini ve atopik dermatit, egzama gibi cilt sağlığı sorunlarını azalttığını da biliyoruz. Ayrıca hem probiyotik, hem de prebiyotik açıdan zengin beslenmenin alerjik cilt yanıtlarını azaltabileceği ve sağlıklı bir cilde katkı sağlayabileceği üzerine çalışmalar var.
İlginizi çekebilir: Dengeli kan basıncı için: Güne yürüyerek başlayın