Işığıyla dünyayı aydınlatan abide: Özgürlük heykeli
New York dendiğinde akla ilk gelen karelerden birisidir Özgürlük Heykeli. Bu sebepten, her turist gibi bizim de New York’a gittiğimizde ‘görülmesi gereken yerler’ listemizde ilk sıralardaydı kendisi.
İlgili yazı: Görsel şölen / Amerika’nın kalbi New York’tan nefes kesici kuş bakışı manzaralar
Heykele ulaşım adada yer almasına rağmen oldukça kolay. Tek sıkıntı, eşyanız çoksa bekleyeceğiniz sıra ve sıkı güvenlik taraması olabilir. Onun dışında sürekli olarak vapur seferleri düzenlenmekte ve okyanusta ilerlemek şehrin silüetini gözlemleyebilmek adına çok iyi bir fırsat niteliğinde.
Özgürlük Heykeli’ni görmeden ‘görmüş kadar oldum’ demeyin!
Aslında yıllardır zaten “görmüş kadar oldum” diyebileceğiniz bir heykel de olsa, gerçeğini görmek farklı bir algı yaratmakta. Zira sürekli ebat tahmini yapıyorsunuz ve bir türlü kestiremiyorsunuz boyutunu yanına varana kadar. Heykel ilk gördüğünüz karede sadece bir noktadan ibaretken, yanına vardığınızda sonsuz piksele bölünüyor görüntüde, çünkü o kadar büyük!
Adaya gidiş güzergahını güzel ayarlamışlar diye düşünmüştüm vardığımızda; çünkü heykeli her türlü açıdan görme imkanı sağlamakta.
Gustave Eiffel’e saygı heykeli
Adada aynı zamanda eserin heykeltıraşlarından Gustave Eiffel’in bronz heykelinin de yer aldığı sergiyi görme fırsatı bulabilir, ‘museum shop’tan birçok hediyelik eşya alabilir ve kafesinde -her ne kadar görüntü olarak hayal kırıklığı yaratsa da- dinlenebilir, dönüş vapurunuzu beklerken kahvenizi yudumlayabilirsiniz.