İş yerinde sevgi – nefret ilişkisi motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?
Sürekli aynı ortamda bulunmamıza ve aslında bir çok ortak özelliğimizin bulunmasına rağmen, iş yerinde arkadaşlık kurmak bazen probleme dönüşebilir. Kendimizi birden, iş arkadaşlarımızı sevmek ya da nefret etmek ikileminde bulabiliriz.
“Love-Hate Relationships at Work Might Be Good For You.” makalesinin yazarı Shimul Melwani , aslında bu durumun iş yerinde tamamen pozitif ya da tamamen negatif bir ilişki ortamı olmasından daha yararlı olduğunu düşünüyor. İş yerinde yakın bir arkadaşın dikkat dağıtıcı olabileceğini belirten Melwani, nefret ettiğimiz insanları da tamamen dışlayarak izole bir ortam yaratabileceğimizi belirtiyor.
Sevgi-nefret ilişkisi olan iş ortamlarında ise, iş arkadaşlarını rakip olarak görüp daha çok çalışmak, ama bir yandan da sevdiğin için empati kurmaya devam etmek mümkün olabiliyor.
Yine de kendinizi bu değişken ortamın gerginliğinden korumak için bazı şeylere dikkat etmekte fayda var:
1. Sevgiye odaklanın.
Sevgi-nefret arasında gidip gelirken nefretin ağır basmaması için, sevgiye odaklanın. İş arkadaşlarınızın olumlu yönlerine odaklanmak, takım içinde kendinizi daha güvende hissetmenize yardımcı olacaktır.
2. Duygularınızın farkına varın.
Negatif duygularınızın farkına varın ve sorunun köküne inmeye çalışın. Örneğin sevdiğiniz bir insana karşı rekabetçi duygular besliyorsanız, bunun sonucunda şuçluluk hissedebilirsiniz. Bu tarz duyguların farkına varmak, onları kabullenmenize ve kendinize fazla yüklenmemenize yardımcı olabilir.
İş hayatında kompleks duygular yaşamanın oldukça doğal olduğunu belirten Melwani, bunu avantaja çevirmenizi öneriyor. İyi bir arkadaş sizin kendinizi iş yerinde huzurlu hissetmenizi sağlarken, hiç haz etmediğiniz rakibiniz ise sizi daha çok çalışmaya itebilir. Önemli olan dengeyi tutturmak ve bunu lehinize kullanmaktır.
Kaynak:
WNYC