X

İş yerinde kendi kendinizin Antagonisti olmayın

Video oyunu tasarımcısı kendini ihanete uğramış hissetti. O, açıkça terfiyi kendisinin hak ettiğini düşünüyordu. Ona, bunun yakında gerçekleşmeyeceği söylenmişti, en azından kendisi için. Her şeyi doğru yapmıştı, kendisine verilen tüm projeleri eksiksiz hazırlamıştı, hatta ek işleri bile kabul etmiş, dahil olmadığı projelerde iş arkadaşlarına yardım etmişti. Departmanındaki yöneticileri, onun hakkında sadece olumlu şeyler söylemişler ve onu terfi konusunda cesaretlendirmişlerdi.

Sonunda, terfi gerçekleşmedi!

İlk önce üzüldü ve sonrasında da öfkelendi. Kadın, yöneticilerinin kendisine yalan söylediğine inanıyor, kendi departmanındaki yöneticilerin şirketin ilerlemesi için kendi çalışanlarını terfi ettiren diğer departman yöneticilerini geri püskürtmediğini düşünüyordu. Adeta çılgına dönmüştü. Sonrasında eski haline geri döndü, bağlantılarını kullanarak yozlaşmış şirketinden ayrılmaya hazır olduğu bilgisini paylaştı. Yeteneğinin ve sadakatinin değerini bilmeyen şirketine karşı politik bir hamle yapmıştı.

Eğer Protagonist bir kişiyseniz dinlediğiniz hikayeler hakkında şüphe duymak zorundasınızdır ve durumunuzun gerçekliği hep daha karmaşıktır.

Bu hikaye, ne yazık ki oldukça yaygın, fakat yine de kusurlu. Bazı işaretler yanlış. Anlatılan bu hikayede, video oyunu tasarımcısı bir Protagonisttir.(Bkz: Yunan tragedyasında ana karakteri canlandıran kişiye verilen isim) Kahraman bir figür olan kadın, sadık ve yeteneklidir. Destansı yolculuğunda çalılar arasında yürür ve kendisi kadar güçlü olmayanlara yardım eder. Daha sonra yaralı bir kurbana dönüşür, güvendiği kişiler tarafından ihanete uğrar. Kötüler ya da Antagonistler (Bkz: Kurguda ana karakteri engellemekle görevli kişi) onu terk etmiştir. Rolü ister kahraman ister kurban olsun hikayenin ortasında kendi başına kalır, gücünü kullanarak dünyada kalmaya ve kendisini hataya uğratan kişi veya olgularla mücadele etmeye onlardan kurtulmaya çalışır.

Eğer Protagonist bir kişiyseniz dinlediğiniz hikayeler hakkında şüphe duymak zorundasınızdır. Durumumuzun gerçekliği her zaman daha karmaşıktır. Bu yalnızca başka insanların size karşı davranışlarında değil, kendinize karşı davranışlarınızda da böyledir. Aynı anda hem Protagonist hem de Antagonist olma durumunuz oldukça yaygındır.

Kendi yolumuzdan gideriz, kendi düşünce yapınızı harekete geçiririz ve kendi kahramanlık yolculuğumuzu kendimiz baltalayıp kendimizi kurban ilan ederiz. Bu yeni bir fikir değil. Bu noktada düşünmeniz gereken bu bilgiden kendimizi nasıl kurtamamız gerektiğidir. Kendimizi kendi karanlığımızda tutarız ve parlayan ışık yalnızca saf Protagonist illüzyonuna katkıda bulunmak için vardır. Geride kalanlar ise Analist Carl Jung’un da dediği gibi ‘gölgededirler’.

Kahramanımız çalıları arasında yürürken tuzağa düşürülür ve daha sonra onlardan intikamını, alır tam kafasında planladığı gibi.

Video oyunu tasarımcısı yalnızca ışık etrafındayken ışığı yakabiliyordu. Çalıları gördü, ki o çalılar onun tuzağa düşmesine, kollarının ve bacaklarının yaralanmasına, kıyafetlerinin parçalanmasına neden oldu. Arkasına baktı ve geldiği yolu açıkça gördü, tüm süreç kendi kurguladığı gibiydi. Etrafındaki her şeyi görmesini sağlayan ışığı açmamıştı, bu yüzden habersiz kalmıştı. Tasarımcı, gerçekte işini tamamlamakta çok yavaş kalıyordu ve diğerlerine karşı hüsran yaşıyordu. İş arkadaşlarının yanında daha başarısızdı. Müdürü ona ekstra zaman vermişti, elindeki projelerin sayısını ve sorumluluğunu azaltmıştı; ancak yine de performansı istenilen düzeyde değildi. Ona işleyişe ayak uyduramadığı yönünde geribildirim verilmişti. Yıllardır ortada ne bir maaş artışı vardı ne de ekstra prim. Gerçek işaretler bunlardı; ama o bu işaretleri görmemeyi tercih ediyordu. Böyle yaparak kendi üstündeki ışığı parlatmamayı seçiyor ve kendi kendinin Antagonisti oluyordu.

Video oyun tasarımcısı hikayesine sıkı sıkıya bağlıydı. Her ne kadar hikayenin bazı noktaları tutarlı olsa da, onu bu yolculukta zor bir durumda bırakıyordu. Ve hikayesine bu kadar bağlı olması, sınırlı bilgiye sahip olmasına ve bunun sonucunda da kendisiyle ilgili farkındalık konusunda bilmek veya değerlendirmek istemediği sonuçlara neden oluyordu. Kendisini yöneticilerine karşı kapatmıştı, ancak bu durum onların tasarımcıya yardım etmelerini ve gelecekle ilgili destek olmalarını zorlaştırıyordu. Ona destek olan insanlar vardı, ancak tasarımcı onları görmezden geliyordu. Daha da önemlisi onları Antagonist olarak görüyordu. Bu durum yalnızca belli bir amaca hizmet edip, ilerlediği bu yolda kendini görmesini sağlıyordu. İçindeki Antagonistten bilinçsizce ayrılmış olup bunu başkalarında, herhangi bir değerlendirme yapmadan, görüyordu ya da onlara yansıtıyordu.

Elbette bu durum bazı sorunları beraberinde getiriyordu. Destek, geribildirim ve kişisel gelişim sağlayacak ilişkileri gelişmesi gerekirken azalıyordu. Kariyeri çalkantılı bir durumdaydı. Ve en önemlisi sürekli bu konuda başkalarını suçluyor ve davranışlarının sorumluluğunu almaktan kaçınarak görmezden geliyordu. Bir yetişkin olarak gelişimi engellenmiş ve ilerleyecek gibi görünmüyordu.

Kafasını kuma gömmesi, basitçe hikayesine katkıda bulunuyor ve insanların karmaşıklığını azaltıyordu. Bütün hikayeler kişileri tek bir özellikleri üzerinden anlatmaktaydı; iyi veya kötü, akıllı veya aptal, iyi kalpli veya zalim. Esasında gerçekte hepimiz bu kutuplaşmaları içimizde barındırırız. Kendi hikayelerimizde biz hem Protagonist hem de Antagonist oluruz. Hikaye başımızdan geçerken kendimizin hangi kısmıyla etkileşime geçtiğimize bağlı olarak bu durum değişir ve sonunda bu durum da kendimizle sağlıklı bir ilişki kurmamıza yardımcı olur.

Kaynak:

psychologytoday.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale