İş yerinde düzenli su içmenin günlük veriminiz ve kariyeriniz açısından önemi
İş hayatında başarılı olmayı etkileyen birçok etken vardır. Alınan eğitimler, başarılı olma isteğinin yoğunluğu, karşılaşılan fırsatları değerlendirmek vs. Bununla birlikte ofisteki çevresel ortamın, yediklerimizin ve içtiklerimizin de başarımızda yeri vardır.
Günlük hayatta sıklıkla tekrar edilen su içme alışkanlığı aslında iş hayatında da son derece önemlidir. Koşuşturmacadan ve başka sıvıları içmekten su içmeye bazen zaman kalmaz. Oysaki uzmanlar günde 8 su bardağı su içmeyi önermekte, sıcak havalarda ve yoğun tempoda miktarı arttırmak gerektiği de vurgulamaktadırlar.
Uzun vadede sağlıklı olabilmek için düzenli su içmemiz gerektiğini hepimiz biliyoruz. Neticede vücudumuz önemli işlevlerini su aracılığıyla yerine gelmektedir. Uzun süreli dehidrasyon birçok sağlık sorunun temelini oluşturabilmektedir. Hatta, yaşamın sonlanmasına dahi neden olabilmektedir.
Kısa vadede ise susuzluğun yani dehidrasyonun neden olacağı etkiler hafif dereceli olarak kendisini hissettirmektedir. Mesela vücuttaki %1’lik bir su eksikliği, enerjinin %10 oranında düşmesine neden olur. Sadece sindirim için enerjimizin %40’ını kullandığımızı düşünürsek, yaşamsal ihtiyaçlarımız ve günlük aktivitelerimiz için son derece az enerjimiz kalmaktadır.
Tüm faaliyetlerimizde olduğu gibi dehidrasyon maalesef iş hayatındaki başarıyı da olumsuz yönde etkilemektedir. Susuz kalmanın etkileri 3 ana şekilde görülebilir:
- Baş ağrısına neden olur,
- Kronik yorgunluğa neden olur,
- Konsantre olmanızı zorlar.
Tabi ki baş ağrısının, yorgunluğun ve dikkat eksikliğinin başka nedenleri de olabilir. Bu durum su kaynaklı ise yeterli su içilmesi ile ortadan kalacaktır, ancak devam etmesi durumunda bir doktordan yardım almak ve ilgili tahlilleri yaptırmak daha doğru olacaktır.
Burada sadece susuzluğun neden olabileceği etkilerden bahsetmekte ve buna yönelik çözümler üretmekteyiz.
Susuzluğun yaşamınıza olumsuz etkileri
İş hayatında da, günlük hayatta da en çok ihtiyaç duyduğumuz organımız beyindir ve kapasitesini tam kullanabilmek adına beyni susuz bırakmamaya özen göstermek gerekmektedir. Beynin %80’i sudan oluşmaktadır. Bu nedenle susuz kalmak beynimizi son derece olumsuz etkilemekte ve tüm vücudu strese sokmaktadır. Baş ağrısı, huzursuzluk, huysuzluk gibi etkiler sıklıkla görülmektedir.
Susuz kalan beyin, verimsiz çalışacaktır. Bu nedenle dikkat dağınıklığı yaşamak ve konsantre olmada güçlük çekmek kaçınılmazdır. Bedenin ihtiyaç duyduğu enerji azaltılarak yaşamsal işlevler için enerji kullanmak gerekmektedir. Çünkü susuz kalan beden, enerji de üretemez. Mevcut enerjisini de hayatta kalmak için kullanmak ister. En elzem organlara su verirken, cilt gibi daha az yaşamsal organların su ihtiyacını karşılamaz.
Aynı nedenlerden ötürü yorgun ve halsiz hissedilmesi de kaçınılmazdır. İnsanların sıkça “kolumu kaldıracak halim kalmadı” dediğini duyarız. Bunu bazen mevsime geçişlerine, bazen de günün koşturmacasına bağlarlar… Oysaki belki de sadece suya ihtiyaçları vardır. Suyun yakıt olarak nitelendirilmesinin nedenlerinden biri de budur.
Ağrıyan baş, halsizlik ve dikkat dağınıklığı bir araya geldiğinde ortaya çıkan tablo açıktır. İş veriminin düşmesi, hatta iş kazalarının da yaşanmaması kaçınılmazdır. Dalgınlıkla, nasıl olduğunu bile anlamadan, birden bir iş kazası gerçekleşebilir. Bu durumdan kurtulmanın yolu belki de 1 bardak sudan geçmektedir.
İş yerinde susuz kalmanıza neden olan etkenler
İş yerinde sürekli içilen çay-kahve gibi sıvılar susama hissini giderir ancak su olmadıkları gibi bir de vücuttan fazladan su atılmasına neden olurlar. Bu nedenle birçok kişi yukarıda belirttiğimiz susuzluğun etkilerini yaşar. Yaşarken de sürekli nedenlerini farklı kaynaklardan ararlar, çözümlerini de tabi!
Öncelikle, günde kaç bardak çay ve kahve içtiğinize bakın. Yemeklerde tükettiğiniz içecekleri de hesaba katarak yeterli su içip içmediğinizden emin olun. Yeterli sıvı almak ile yeterli su almak arasındaki farkı unutmayın lütfen. Eğer tükettiğiniz diğer sıvılar su içmenizi engel olacak derecede fazlaysa, bunları azaltarak susama hissinizin gelmesiyle tekrar su içmeye başlayacaksınız. Hararetinizi çay ile gidermeye çalışmamanız önemli!
İş yerinde su tüketimini azaltan diğer bir etken ise fazla tuvalet ihtiyacının gelişmesidir. Sürekli su içen birisinin neredeyse her 30 – 40 dakikada bir lavabo ihtiyacı gelişmektedir. Bu durum iş hayatında belki hoş karşılanmasa da sağlık açısından oldukça önemlidir. Uzun süre oturma sonucu bacaklarda kan dolaşımı azalır. Yani aslında tüm gün oturarak çalışan birinin sıklıkla ayağa kalkması ve kan dolaşımını düzenlemesi gerekmektedir. Su içmek hem hidrate olmanızı sağlayacak hem de hareket etmenize yardımcı olacaktır.
İlginizi çekebilir: Su içme alışkanlığı nasıl kazanılabilir?