Kendinizi arkadaşlarınızın gezi fotoğraflarına imrenirken mi buluyorsunuz? Ya da ailenizden ve arkadaşlarınızdan onlara vakit ayırmadığınıza dair şikâyetler mi gelmeye başladı? Belki de arkadaşlarınızın bir yerlerde buluşup eğlendiğini duydunuz ve “Beni neden çağırmadınız?” dediğinizde aldığınız cevap “Sen kesin çalışıyorsundur diye düşündük.” oldu. Sırtınızda, belinizde, ya da boynunuzda herhangi bir kronik hastalığınız olmamasına rağmen ağrılarınız var mı? Tatilde bile aklınız işinizde ve bilgisayarınız yanınızda mı? Eğer bunlardan en az birini yaşıyorsanız işiniz ve özel yaşamınız arasında denge kurmanın vakti gelmiş demektir.
Aşağıda bu dengeyi kurmanızda size yardımcı olabilecek ipuçlarını listeledik. Liste gözünüzü korkutmasın. Kantarın topuzu bir günde kaçmadı, bir günde de düzelmesini bekleyemeyiz değil mi? Süreci geriye döndürmek için küçük adımlar ile başlayın. Öncelikle listeden yapabileceğinize inandığınız sadece bir maddeyi seçin ve uygulamaya başlayın. Sadece bir maddeyi uygulamanın bile ne kadar fark yarattığına ve rahatladığınıza inanamayacaksınız. Uygulamalar kendinize verdiğiniz değeri arttıracak bu da öz güveninizi yükseltecek ve diğerlerini de uygulamak isteyeceksiniz.
1. Mesai saatiniz bittikten sonra maillerinize bakmayın
Muhtemelen çoğunuzda akıllı iş telefonları var. Telefonu olmayanlar ise evden iş maillerine erişebiliyordur. İlk birkaç gün çok zor gelecek ve okumak için büyük bir istek duyacaksınız. Hatta uyumadan evvel bir bakayım diyeceksiniz ve tabii ki muhtemelen uykunuz kaçacak. Bazen de serviste, ya da araba kullanırken maillerime bakayım oyalanırım ne olacak dersiniz ama öyle olmaz. Bu sizi yine ofise bağlayan çok hileli bir durumdur. Bu duyguların sizi ele geçirmesine izin vermeyin, direnin. Merak etmeyin acil bir şey olursa sizi bulurlar.
2. Mesaiye kalmayın
Her gün işe giderken ya da başlarken kendinize o gün işlerinizi planlayacağınıza, mesaiye kalmayacağınıza ve gününüzü verimli geçireceğinize dair bir hedef koyun. Bu hedefe uyacağınıza dair kendinize söz verin. Hatta zihinsel olarak bu hedefe odaklanın. Sabah ilk işiniz bir zaman planı yapmak olsun. Enerjinizi ve gününüzün büyük bir kısmını önemli ve teslim günü yaklaşan işlerinize harcayın. Acil ama önemsiz işleri biraz yavaşlamak istediğiniz anlarda, çerez niyetine yapıp aradan çıkartın.
Planlarınız dışında yeni gelen işler için iş arkadaşlarınıza ya da yöneticilerinize işin ne zaman teslim edilmesi gerektiğini ya da bugünkü iş planınıza göre bunu yetiştiremeyeceğinizi söyleyip yarın teslim edip edemeyeceğinizi sorun. Eğer gelen yeni işler mesaiye kalmanızı gerektirecek kadar kritikse durumu yöneticiniz ile görüşün ve hangi işe öncelik verilmesini istediğini sorun. Hatta mümkünse iş arkadaşlarınızın yardımını isteyin. Genellikle çoğu iş acil değildir, soru sormaktan ve yardım istemekten çekinmeyin.
3. Eve iş ve iş bilgisayarı götürmeyin
Acil bir şey olur ve bilgisayarım gerekir diye düşünmeyin. Genelde gerekmez ve siz günlerce hatta yıllarca yemeğe, kafelere bilgisayar taşıdığınızla kalırsınız. Bir de arabanızın bagajında ya çalınırsa diye strese girersiniz. Bilgisayarınız adeta bir parçanız olur. İlk olarak akşamları eve götürmemeyi deneyin. Zamanla ikinci adıma geçip hafta sonları götürmeyin. Yanınıza almadığınızda ihtiyacınız olmadığını gördükçe rahatlayacaksınız.
4. Hafta sonu ve tatillerde çalışmayın
Kendinize saygı ve özen göstermez, sınır koymazsanız hayatınızın kontrolünü kaybedersiniz, diğer bir deyişle kontrolü başkalarına vermiş olursunuz. Hafta sonunu dinlenerek hatta kaçamak tatiller yaparak geçirin. Cuma günü ofisten çıktığınız anda tatiliniz başladı. Ding dong! Kesinlikle işi düşünmeyin. Kendinizle ve hayatınızla ilgilenin. Maillerinizi okumamak ve eve bilgisayarınızı getirmemek bunu başarmanızı kolaylaştıracaktır. Hafta sonu çalıştığınızı ve bir işiniz olduğunu unuttuğunuz ve kendinizi bir kuş kadar özgür hissettiğinizde başardığınızı anlayacaksınız. Eğer bunu başarırsanız haftaya ne kadar sağlıklı ve dinç başladığınıza inanamayacaksınız ve bu hisler en az hafta ortasına kadar sizi idare eder.
5. Yıllık izinlerinizde tatile bilgisayar götürmeyin
Bunu başarabilmek için mümkün olduğu kadar yöneticilerinizin ve iş arkadaşlarınızın izindeyken bilgisayarınızı yanınıza almayacağınızı bilmesini sağlayın. Hatta ekip arkadaşınız yoksa sizin gibi bireysel çalışan bir arkadaşınızla tatillerde birbirinizin yerine bakmak üzere anlaşma yapın ve bilgisayar ve şifrenizi ona bırakın. Emin olun bu onun da çok hoşuna gidecek, çünkü o da izne çıktığında aynısını sizden talep edebilecek. İşlerinizi mümkün olduğu kadar basit ve erişilebilir tutun ki yokluğunuzda başka biri sizin yerinize devam ettirebilsin.
6. Sanki yarın işten ayrılacakmış gibi, bir yandan da ömür boyu aynı işte çalışacakmışsınız gibi davranın
Bunun anlamı; sanki yarın işten ayrılsanız bilgisayarınızı devrettiğinizde yeni birinin işe devam edip anlayabileceği kadar sistemli, basit ve anlaşılır bir dosya arşivine sahip olmaktır. Bu yüzden işlerinizi kayıt altına almayı, hatta vaktiniz oldukça süreçlerinizi kısa özetler ve ekran görüntüleri ile destekleyerek hazır tutmayı alışkanlık edinin. Böylece hem içiniz rahat olur, hem de acil bir durumda uzaktan da iş yapabilir, yaptırabilir olursunuz. Unutmayın, işleri kafanızda tutmanız hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
7. İşten çıktıktan sonra iş hakkında konuşmayın, düşünmeyin
Bu adımı uygularken işten çıktıktan sonra hala aklınızı işten almakta ne kadar zorlandığınızı görüp şaşırabilirsiniz. Merak etmeyin, yaptıkça daha fazla kontrol sahibi olacaksınız. İlk günler kendinizi düşünürken yakalayıp durdurmak bile koca bir adımdır.
8. Yaptığınız uygulamaları prensip haline getirin. Bu prensiplerinizi yöneticiniz ve iş arkadaşlarınızın bilmesini sağlayın
9. Bir hobi edinin
Kendinize bir hobi edinin. Böylece hem haftada en az bir gün de olsa mesaiye kalmamanız için bahaneniz olur hem de kendinizi fazla mesai yapmamak için motive edebilirsiniz.