Kabul görmüş şeylerin arkasındaki, mantıklı veya keyfi kararların çıkış noktalarını hep merak etmişimdir. Ironman yarışındaki mesafe kuralları da bunlardan biri. Aşina olmayanlar için bu yazıda bahsi geçen Ironman, çizgi roman kahramanı olan Tony Stark veya onun sinemadaki yüzü Robert Downey Jr. değil, triatlon yarışının bir çeşidi.
Antrenör ve atlet arkadaşım Göksen Çınar sağ olsun, geçtiğimiz günlerdeki bir sohbetimizde merakımı giderdi. Öncelikle Göksen’in kaleminden, bilmeyenler için Ironman’in ne olduğuna biraz daha açıklık getirelim:
Her şey mesafede gizli
“Triatlon kelimesi Yunanca kökenli bir kelimedir. Treis (three-üç), archos (contest-yarışma) kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Üç branşın arka arkaya, ara verilmeden yapılması üzerine kurulu bir olimpik spordur. Sırasıyla yüzme-bisiklet-koşu olarak yapıyoruz. Şu anda geçerli dört ayrı mesafe yarışımız var. Sprint, olimpik, orta mesafe ve uzun mesafe. Orta mesafeye Half Ironman, uzun mesafeye Full Ironman deniyor. Ama asıl isimleri Ironman ve Ironman 70.3. Ironman; 3,8 kilometre yüzme, 180 kilometre bisiklet, 42.195 kilometre koşudan oluşan bir dayanıklılık yarışı. Bu mesafeleri mile çevirip toplarsak 140.6 mil eder. Bunun tam yarısı kadar mesafede yapılan yarışlar da 70.3 mil olacaktır. Bu sebeple Ironman 70.3 denilir.”
Ironman dünyanın en zorlu tek günlük spor yarışlarından biri olmasının yanı sıra, şapkasından ayakkabısına, çantasından su matarasına kadar pek çok ürünü başarılı şekilde pazarlayabilen bir marka. Ayrıca Türkiye’de düzenlenecek olan ilk yarış Gloria Ironman 70.3 Antalya’da 25 Ekim’de gerçekleşecek.
Gelelim benim asıl merak ettiğim noktaya; yani yüzme, bisiklet ve koşunun “keyfi” gibi gözüken mesafelerinin nasıl belirlenmiş olduklarına. Bu sorunun yanıtı, Ironman’ın ortaya çıkışındaki “en dayanıklı”yı ölçmeye karar veren birkaç adamın hikayesinde gizli.
Hep aynı soru: En fit kim?
“Triatlon diye adlandırılan yüzme-bisiklet-koşu şeklinde yapılan ilk yarış 25 Eylül 1974 senesinde Kaliforniya’da yapılıyor. İlk uzun mesafe, yani Ironman yarışı ise aslında tam bir sidik yarışı: Koşucular mı yoksa yüzücüler mi daha “fit” üzerine başlayan bir iddia, daha sonra Amerikan Deniz Kuvvetleri Komutanı John Collins‘in bir makalesinde bisikletçilerde ölçülen ‘Maximum Oksijen Tüketimi‘nin en yüksek olduğunu ve demek ki bisikletçilerin herkesten daha “fit” olduğunu söylemesi ve o dönemde Honolulu Adası‘nda yapılan üç büyük uzun mesafe yarışını her branştan sporcunun yapmasını ve yarışmayı kazananın da en ‘fit’ sporcu olduğunu seçme fikrini ortaya atma deliliği…”
Buradan şu sonuca varıyoruz; triatlonda mesafeler tamamen bu fikrin ortaya atıldığı Honolulu Adası’ndaki yarışların mesafelerine dayanıyor:
“Honolulu Waikiki Roughwater Yüzme Yarışı (2.4 mil-3.8 km), Around-Oahu Bisiklet Yarışı (115 mil-185 km) -ki bu yarış normalde iki günde tamamlanıyor- ve Honolulu Maratonu (26.219 mil-42.195 km) yarışlarını tek günde arka arkaya yapmaya karar veriyorlar. Sadece bisiklet etabını biraz kırparak başlangıç ve bitiş noktalarını yüzme yarışının olduğu yere kaydırıyorlar. İlk yarış 15 kişinin katılımıyla 18 Şubat 1978’de yapılıyor. 12 atlet yarışı bitirebiliyor. Gordon Haller 11 saat 46 dakika 58 saniye ile ilk Ironman şampiyonu oluyor. Collins ise ‘Bunu bitirebilen sporcu demir (iron) gibi adamdır (man)‘ diyor ve o andan itibaren bu mesafeyi tamamlayan herkese Ironman diye hitap ediliyor.”
Bu ismi gösterdikleri insanüstü dayanıklılık ile sonuna kadar hak ettikleri ortada.
Bağımlısı olduğum CrossFit Games’de de dereceye giren atletlere “Fittest on earth” (dünyanın en “fit”i) unvanının verildiğini hatırlayarak, “Rekabet tüm spor branşlarınınCrossFit Games’de de dereceye giren atletlere “Fittest on earth” (dünyanın en “fit”i) unvanının verildiğini hatırlayarak, “Rekabet doğasında var galiba” diye düşünmeden edemedim.