X

İrfan Özata ile müzik kariyeri ve yaşamı üzerine

İrfan Özata ile Röportaj

İrfan Özata‘yı hepimiz eğlenceli şarkısı ve klibi “Yanlış fotoğraf” ile tanıdık; ancak müzikle olan ilişkisi çok eskilere dayanıyor. Müzik piyasasına girdiğinden beri radyolarda ve müzik kanallarında oldukça ilgi gören ve bir anda büyük bir dinleyici kitlesine ulaşan Özata ile yaşamı ve müzik kariyeri ile ilgili oldukça keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

httpv://www.youtube.com/l2Ht2lhKnrM

İşte İrfan Özata ve müzik kariyeri ile ilgili keyifli söyleşimiz;

Sizi tanımayanlar tanısın, tanıyanlar da daha iyi tanısın istediğimiz için “İrfan Özata kimdir?” sorusuyla başlayabiliriz sanırım. Kendinizden bahsedebilir misiniz biraz? Nerede doğdunuz, nerede büyüdünüz, nasıl bir çocuktunuz, neler yaptınız ?

14 Ocak 1983 Ordu doğumluyum. Babam devlet memuru olduğu için çok fazla il ve ilçe gezdik. Çocukluğum belli bir yerde geçti diyemem bu nedenle de. 5 yıllık ilk okulu bile ben ve kardeşim 5-6 ayrı okulda okuduk J Babamın işi nedeniyle çocukluğumun ilk yılları (yaklaşık 6 yıl kadar olan kısmı) Hakkari’de geçti. Sonrasında da her yıl yeni bir yer derken uzun süre Bursa ve yaklaşık 8 yıldır da İstanbul’dayım.

Çok eğlenceli ve doya doya geçen bir çocukluk yaşadım. Bir çok gencinkinden de farklı bir çocukluk diyebilirim. Özellikle Hakkari yılları bu farklılığı getiriyor diye düşünüyorum.  Çok şanslıyım bu kadar çeşitliği görebildiğim ve çocukluk ile ilgili bu kadar fazla anı bırakabildiğim için.

Bunun dışında, çok yaramaz, başını sürekli derde sokan, kaçıp kaçıp orasını burasını yaralayarak eve dönen bir çocuktum diyebilirim.

Lise’yi Bursa Anadolu Güzel Sanatlar Müzik Bölümü’nde, Üniversiteyi de Uludağ Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünde okudum.

Uzun süredir çok değerli insanlarla aynı sahneyi paylaşıyor ve yeni çıkaracağımız albümüm üzerinde çalışıyorum.

Sizi son zamanlarda her yerde duyduğumuz “Yanlış fotoğraf” şarkınız ve sıra dışı klibinizle tanıdık. Müzik serüveniniz nasıl başladı? Aileden gelen bir müzisyenlik geleneğiyle mi yoksa tamamen hobi olarak mı başladı müziğe olan ilginiz?

Klişedir ama çok küçük yaşlardan beri şarkı söyler dolanırdım. Babamlar sesimin güzel olduğunu keşfetmiş olacaklar ki benim bu yönde ilerlemem için ve özellikle de okul hayatımda müzik dışındaki derslerde ne kadar başarısız olduğumu gördüklerinde ellerinden geleni yaptılar.

Müzikle olan ilişkim hiç bitmedi. Kendi kendimi geliştirme çabalarım sonunda ve babamın “bak oğlum böyle bir okul varmış bu sene orayı denemelisin” teşvikleri ile, ortaokuldan sonra Güzel Sanatlar Lisesi müzik bölümünü kazandım. Sonrasında barlarda, kafelerde müzik yapmaya başladım. Lise bitince de Uludağ Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünden mezun oldum.

İrfan Özata ile Röportaj

Ailem müzikle çok haşır neşir bir aile. Dayım -onun adı da İrfan-  müzisyenlik yapıyor, kardeşim Neslihan Beşer hem menajerliğimi hem yapımcılığımı yapıyor. Babam ve annem de iyi birer müzik dinleyicileri..

Yorumunuzu ve sesinizi Levent Yüksel’e benzetenlerin sayısı oldukça çok gördüğümüz kadarıyla. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yeni çıkan bir isim her zaman ses, hatta fiziki olarak birilerine benzetilir. Bu kaçınılmazdır. Ben şanslıyım ki Levent Yüksel gibi birine benzetiliyorum. Single’ım ‘Yanlış Fotoğraf’ ilk çıktığı zaman bu benzetmeleri çok duyuyordum ama şimdi bu tepkiler yavaş yavaş azalmaya başladı; hatta “evet benzeyen tarafları var ama yorumlarınız farklı” deniyor. Bakalım bir süre sonra neler denecek.

Şarkıcı kimliğinizin yanında üflemeli çalgılarda da usta olduğunuzu biliyoruz. Neden single çıkarmayı tercih ettiniz? Müzik hayatınıza saksafon ve yan flütle devam etmeyi seçmemenizin sebebi neydi?

Uzun yıllardır vokal kimliğim ile de aslında gözler önündeydim.Bir çok sanatçıya gerek sahnede gerekse albümlerinde vokal yapıyorum. Aldığım tepkiler her zaman bu tarafımı da ön plana çıkarmakla ilgiliydi. Şarkı söylemek kendimi en iyi ifade ettiğim araçlardan birisidir. Hatta şuan röportaj cevaplamak yerine şarkı söyler misiniz diye sorsanız daha rahat ederdim.

Single ya da albüm çıkarmış olmam kesinlikle müzisyen kimliğimi geri planda bırakacağım anlamanı gelsin istemem. Enstrüman çalıyor olmam, nota bilmem vokal kimliğimi çok besliyor. Kasım ayında çıkarmayı planladığım 12 parçalık albümümde yer alan şarkıların hemen hemen bir çoğunda saksafon ve yan flüt çaldım. Hatta buradan şunu da müjdeleyebiliriz, ileride bir tane de enstrümantal bir albüm çıkarmayı planlıyorum. Ama ona biraz daha zaman var tabii.

Peki, profesyonel kimliğinizi üstünüzden çıkardığınızda nasıl birisiniz? Neler yaparsınız günlük hayatınızda? Hobileriniz ya da zaman geçirirken uğraştığınız bir şeyler var mı? Evde mi geçiriyorsunuz zamanınızın işten kalan tarafını, yoksa “sosyal bir insanım, dışarı çıkmadan duramam” mı diyorsunuz?

İşimiz sürekli dışarıda ve kalabalık ortamlarda olduğu için geri kalan zamanlarımı daha çok kendi evimde ya da arkadaşlarımla onların evinde geçirmeyi tercih ediyorum. Ev ortamında değilsek de en fazla güzel bir konser varsa ona giderim. Açık havada bir yerde zaman geçirmek istiyorsam da bu genelde park, bahçe, teras ya da balkon oluyor.

İnsanın işi gece hayatına dahil olmuş bir meslek olunca gece hayatı olmuyor diyebilirim. En azından ben böyleyim.

İstanbul’da en sevdiğiniz semtler ve mekanlar nereler? Dışarı çıktığınızda genelde ne tarz yerlere gitmeyi tercih ediyorsunuz? Favori mekânlarınız nereler?

İstanbul’a yerleştiğimden beri, Taksim’de oturduğumdan, benim için ev anlamına da gelen Taksim diyebilirim . Yine tarihi dokusu ve mimarisinin güzelliği nedeniyle Galata.

Bunun dışında karşı tarafı çok bilmem ama orada da beğendiğim bir çok semt var. Moda ve Kuzguncuk diyebilirim.

Favori mekanlarımın başında sanırım Galata’da kardeşimin oturduğu apartman; Doğan Apartmanı. Gerek mimarisi, gerekse terası ve bahçesi ile her gittiğimde gözüme çok güzel geliyor.

Spor ve sağlıklı yaşamla aranız nasıl? Sağlıklı bir beden ve ruh sizin için ne anlam ifade ediyor? Yaşam tarzınızı etkileyen faktörler neler?

Zaman zaman spora başlayıp bir süre sonra gerek yoğunluktan gerekse düzensiz bir hayat tarzından dolayı devam ettiremedim. Ben de bunun çözümünü gittiğim yerlere taksi kullanmaktansa yürüyerek gitmeye karar verdim. Hem psikolojik, hem de fiziksel olarak bana çok iyi geldiğini düşünüyorum. Gönül tabii ki düzenli spor yapayım ister ama bizim gibi çalışma saatleri ve günleri belli olmayan insanlar için bu biraz daha zorlayıcı oluyor.

Sağlıklı bir beden ve ruh hayattaki huzuru ve başarıyı ifade ediyor sanırım. Kulağa çok hoş geliyor gerçekten de hem ruhen hem de bedenen sağlıklı olmak, ama bunun için insanın kendisine çok iyi bakması ve özen göstermesi gerekiyor. Keşke bu kadar bilinçli bireyler olarak yetişebilseydik ve bedenimizi ve ruhumuzu iyileştirmek için harcadığımız zaman ve kullandığımız yöntemler bizim yaşam tarzımız, hayat felsefemiz olsaydı. Böyle yaşayabilenleri bazen kıskanmamak elde değil.

Yaşam tarzımı etkileyen bir çok faktör var aslında.Müzisyenlerin çoğunda olduğu gibi ben de duygularımı yoğun yaşarım ve dış faktörlerden hızlı etkilenirim. Ülke içindeki ve dünyadaki siyasi huzursuzluk, hastalık, maddi durumun iyileşmesi ya da kötüye gitmesi, ilişki durumu, aile bireylerinden birinin yaşadığı durumlar gibi faktörler yaşam tarzımı ve psikolojimi hızlı etkileyen faktörlerdendir.

Yaşamınızın her alanında sizin için “idolüm” diyebileceğiniz, örnek aldığınız, yaşam tarzınızı etkileyen birisi ya da birileri var mı? Profesyonel hayatınızda ya da özel yaşamınızda değer verdiğiniz, onun gibi olmak istediğiniz kişiler kimler?

‘İdol’ boyutunda birileri yok aslında ama gerek müzik anlamında, gerekse aklını, fikirlerini beğendiğim kişiler var etrafımda. Bu açıdan da kendimi şanslı hissederim.

Hayat felsefesi, müzikal anlamda yaptığı eserler ve bana gösterdiği dostluk ve abiliği ile Gökhan Şahin diyebilirim.

Onun dışında,  Erkan Oğur benim için çok değerli ve örnek aldığım saygıdeğer bir sanatçıdır. Gerek yaşam tarzı, gerekse müzik ile olan ilişkisi ile çok değer verdiğim bir isim.

En büyük pişmanlığınız ne oldu şimdiye kadar? Ne gibi dersler çıkardınız kendinize bundan? Okuyucularımıza ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz hayatlarıyla ilgili?

Herkesin hayatında büyüklü küçüklü pişmanlıklar vardır. Ben hiç pişman olmam, herşeyi bilerek yaşarım gibi bir düşünce pek inandırıcı gelmez bana. Ama pişmanlıkların da bizi besleyip, büyüttüğüne ve bilediğine inanırım.. Ne demişler, yapmadığın şey için pişman olacağına, yapıp pişman ol daha iyi.

Uplifers hakkında neler düşünüyorsunuz?

Siteyi açıp incelediğinizde hem gerekli bilgileri, hem kafanızı dağıtacak makaleleri hem de merakla okuyacağınız yazıları bulabileceğiz çok keyifli bir site olmuş. Sizi takip etmekten mutluluk duyacağım .

İrfan Özata ile Röportaj

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale