X

İrem Bali’nin keşif köşesi: Orman banyosu, kendime mektuplar, 5 saniye kuralı ve mutlu hissetme yolları

Merhaba! Ben İrem. Kendini aldığı eğitimden, mesleğinden ve benzeri detaylardan önce tutkularıyla, hayata dair merakları ve heyecanlarıyla tanımlayan bir insanım. Tam bir keşif tutkunu ve doğa aşığıyım. Merakım, ilgim her şeye ve herkese. Hikaye peşinde koşarım, keşfettiklerimi paylaşmak benim için en büyük mutluluk! Seyahat, gastronomi; yoga, meditasyon, farkındalık ile ilgili konular, doğa, sinema, sanat, müzik… Aklınıza gelebilecek her konuya bitmek tükenmek bilmez bir merakım var.

Instagram’daki @irembali hesabımda topluyorum tüm keşfettiklerimi. Bu köşede ise, iyi yaşama dair keşfettiklerimi paylaşıyorum: Farkındalık pratikleri, ritüeller ve çok daha fazlası. Şu an okuduğunuz yazı her ay yeni keşiflerle güncelleniyor, hep taze, hep yeni kalıyor!

Hadi başlayalım…

Shinrin-Yoku (Orman Banyosu)

“Ormana gidiyorum, aklımı yitirmek ve ruhumu bulmak için.”
John Muir

Her şeyi özetleyen bir cümle. Doğada olmak, eve dönüş bir nevi. Uzun zamandır kulak vermediğimiz özü yeniden duymak, duyumsamak. Kendini hatırlamak.

Japonlar “shinrin-yoku” diyorlar buna. Ormanda nefes almak veya orman banyosu anlamına geliyor. En basit anlatımla şunu söylüyor shinrin-yoku: Doğayla temasa geçmenin iyileştirici bir gücü vardır ve bunun için doğal bir ortamda yüksek bir farkındalık ve rahatlıkla bulunmak yeterlidir.

  • Bir dahaki sefere, bir ormandayken ya da herhangi bir doğal ortamdayken, bir parça daha farkında olmayı deneyebilir misiniz?
  • Toprağı, göğü, ağaçları, güçlü dallarını, gövdelerindeki çatlakları, etrafınızdaki renkleri ve dokuları görebilir misiniz? Bakmak değil, görmek…
  • Yaprakların hışırtısını, kuş cıvıltılarını; doğayı, olduğu gibi duyabilir misiniz?
  • Rüzgarın teninize değişini, yaprakların yumuşaklığını hissedebilir misiniz?
  • Temiz havayı ve doğanın aromatik kokularını yargısızca koklayabilir misiniz?

Bir de kitap önerisi, Francesc Miralles’in “Shinrin Yoku – Orman Banyosu: Doğanın İyileştirici Gücü” kitabı.

Kendime Mektuplar

Geçtiğimiz haftalarda sevgili Yasemin Yapanar ile bir canlı yayın yaptık. Orada Yasemin, harika bir paylaşım yapmıştı, demişti ki, “Ben çok iyi hissettiğim zamanlarda, o iyi ruh halinin tam içindeyken, oturuyorum kendime mektup yazıyorum. Sonra olur da kendimi düşük hissedersem, koşuyorum o mektubu okuyorum.”

Çünkü diyor Yasemin, kendine en iyi sen seslenebilirsin. Kendini en iyi sen anlayabilir, bilebilir, en iyi sen hitap edebilirsin. Ben de bu ritüelin adını “Kendime Mektuplar” koydum… Datça’dayken oturup, bu manzaraya karşı yazdım mektubumu. Okudum geçenlerde. Kuş gibi oldum. Kendimle yeniden bağlantıya geçtim, kendime arkadaşlık ettim.

Peki neden mi iyi hissederken yazıyorsun? Çünkü iyi hissederken, o yüksek duyguların içindeyken, hayallerin daha berrak… Umudun yüksek, motivasyonun tavan. Ve kendini gerçekleştirmeye çok yakın hissettiğin anlar o anlar. İçinin pır pır ettiği, heyecanlarının, tutkularının peşinden koşmaya istekli olduğun anlar.

Her zaman böyle hissetmiyoruz, ama hissettiğimiz anları fırsat bilip, ihtiyacımız olduğunda yine kendimizin çaresi olabiliriz. Bunu sağlıyor o mektup..Keyifli yazmalar!

Mel Robbins’in 5-4-3-2-1 Kuralı

Hayallerimiz var. Başarmak istediklerimiz. Peki, neyi bekliyoruz? Ertelemek hepimizin zaman zaman içine düştüğü dipsiz bir kuyu. Yakın zamanda tanıştığım 5 saniye kuralı ise benim hayatımı çok kolaylaştırdı.

Mel Robbins’in ortaya attığı bu kural, en basit şekliyle şöyle diyor: Eğer içinizde bir yerlerde hedefiniz doğrultusunda adım atma dürtüsü varsa, fiziksel anlamda 5 saniye içinde hareket etmelisiniz, yoksa beyniniz o dürtüyü yok eder.

Kuralın söylediğine göre, ilk 5 saniyeden sonra beyin, karar verme mekanizmasının önüne geçiyor ve ‘el frenini çekip’ harekete geçmemizi engelliyor. Bir başka deyişle, bir şeyi yapıp yapmama (boş verme) arasında 5 saniyelik minik bir an var. O an, her şeyi belirliyor. Yani artık yapılacak şey belli: Sayın içinizden, “5-4-3-2-1” ve hareket zamanı.

Bu fotoğrafsa, kuralı ilk kez öğrenip, 5’e kadar saydığım ve kendimi yürüyüş için dışarı attığım bir günden.

Daha mutlu hissetmenin yolları

Yale Üniversitesi’nin ücretsiz mutluluk dersiyle tanıştınız mı? “The Science of Well-Being” adlı, aynı zamanda Türkçe altyazıyla da takip edilebilen 6 haftalık bu ders, bugüne dek yüzbinlerce kişi tarafından tamamlandı. Ders boyunca ele alınan temel soru, “Nasıl daha mutlu hissederiz?”. Dersi veren psikoloji profesörü Laurie Santos, daha mutlu hissettirdiği bilimsel olarak kanıtlanmış 5 konudan söz ediyor.

1. Sosyalleşme: Araştırmalar, daha mutlu insanların daha sosyal olduğunu gösteriyor. Bu konu pandemi sebebiyle kafanızda soru işaretleri oluşturmasın, illa yüzyüze buluşmak şart değil, önemli olan sevdiklerinizle bağlantıda kalmak. İster bir telefon, ister bir görüntülü arama…
2. Minnet: Hayatınızdaki tüm iyi şeyleri düşünmek için zaman ayırmak. Her gün minnettar olduğunuz 3-5 şeyi yazmak için bir defteriniz olsun örneğin!
3. Şimdide kalmak: Araştırmalar, her gün 5-10 dakikalık bir meditasyonun bile ruh halinizi gözle görülür bir şekilde iyileştirdiğini söylüyor. Meditasyona oturmak zor geliyorsa bile, sabah kahvenizin tadını bilinçle duyumsayın, sıcak bir duş alırken an’da kalmayı deneyin…
4. Hem dinlenme hem hareket: Uyku önemli. Yatak odanızda teknolojik aletler bulundurmayın, kendiniz için bir uyku ritüeli yaratmayı deneyin (bir fincan bitki çayı ya da kitap okumak gibi). Aynı zamanda düzenli egzersiz yapın!
5. Nezaket: Hem kendinize hem başkalarına. Araştırmalar, başkaları için güzel şeyler yapmanın bizi mutlu ettiğini gösteriyor. Kendine nezaket demekse, en basit şekliyle zor zamanlarda bile elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı hatırlamak.

İlginizi çekebilir: İrem Bali’nin keşif köşesi: Haiku, 90 saniye kuralı, Enso çemberi ve bir sabah ritüeli

İrem Bali: İrem ben! Tam bir keşif delisiyim. Hayattaki en büyük tutkum yazmak, diğeri de yaşadığım yeni deneyimleri paylaşmak. Instagram’da, @irembali adlı bir keşif hesabım var, orayı beslemeyi çok seviyorum! İlgi alanların ne derseniz, sınırı yok... Yoga, meditasyon, mekan keşifleri, gastronomi, seyahat, müzik, sanat, kitaplar, filmler... Hayata dair ne varsa kabulüm. Merakım her şeye, herkese. Mesleğim, içerik üreticiliği ve sosyal medya uzmanlığı. İyi ki buradayım!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale