X

İran Kedisi Özellikleri ve Bakımı

İran kedisi düz bir surata, iri gözlere ve uzun tüylere sahip bir kedidir. İran kedisi ismini ilk olarak ortaya çıktığı yer olan İran’dan almaktadır. Bununla birlikte İran kedisinin kökeni MÖ 1684’e kadar uzandığı için tam olarak nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir. İran kedileri sevecen, arkadaş canlısı ve sabırlı kişilikleri sayesinde zaman içinde evde bakmak için ideal kediler haline gelmişlerdir. İran kedilerini merak ediyor ve haklarında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, bu kedilere dair merak ettiğiniz her şeyi bu yazıda okuyabilirsiniz.

İran Kedisi Özellikleri

İran kedisi, uzun ve kalın tüyleri, iri gözleri ve sevimli bir suratı olan bir kedi cinsidir. Orta büyüklükte olan bu kedilerin tüyleri çeşitli renklerde olabilir. Sevecen, nazik ve sakin bir mizacı olan İran kedisi, hem çocuklarla hem de evdeki diğer evcil hayvanlarla iyi geçinme eğilimindedir. Gün içinde genelde sevdikleri bir yerde yatmayı seven bu kediler insanların kucağında yatmaktan ve sevilmekten de hoşlanır. İran kedilerinin fiziksel özellikleri ve karakterleri genel olarak şu şekildedir:

  • Boyu: 25-35 cm
  • Ağırlığı: 3,5-5,5 kg
  • Yaşam süresi: 10-15 yıl
  • Kürk uzunluğu: Uzun
  • Rengi: Farklı renklerde olabilir.
  • Arkadaş canlılığı: İnsanlarla arkadaşlık etmekten hoşlanan sevecen kedilerdir. Özellikle küçük yaştan itibaren alıştırıldıkları zaman diğer evcil hayvanlarla iyi bir şekilde geçinir.

İran Kedisi Tarihçesi

İran kedisine dair en eski yazılı kaynak 1500’li yıllara dayanıyor olsa da Antik Mısır’daki hiyerogliflere bakıldığında İran kedisinin tarihinin çok daha eskiye dayandığı düşünülmektedir. İran kedisinin atalarının MÖ 1684 tarihli hiyerogliflerde betimlenen ve Antik Mısır’da kutsal sayılan kediler olduğunu iddia eden görüşler bulunmaktadır.

İran kedisinin modern çağda ilk örnekleri ise 1871 yılında Londra’da düzenlenen ilk kedi gösterilerinde sergilenmiştir. Büyük bir hayvansever olan Kraliçe Victoria, gösteride sergilenen uzun tüylü ve egzotik görünümlü kedileri çok beğenmiş ve bu sayede İran kedilerinin kraliyet ailesinde ve İngiliz sosyetesinde popüler hale gelmesini sağlamıştır.

1800’lü yılların sonlarına ve 1900’lü yılların başlarına gelindiğinde ise İran kedileri ABD’ye ulaşmıştır. Tıpkı İngiltere’de olduğu gibi ABD’de de ilgi gören İran kedileri ABD’de bazı organizasyonlar tarafından ayrı bir kedi cinsi olarak kabul edilmiştir.

İran Kedisi Kişiliği

İran kedileri son derece sakin ve seven kedilerdir. Çok fazla sesi çıkmayan bu kediler insanlara ilgi göstermeye ve onlardan ilgi görmeye bayılır. Her kedinin birbirinden farklı bir karakteri olduğu için tüm İran kedilerinin aynı özelliklere sahip olması mümkün olmasa da bu kediler genel olarak sevilmeyi ve kucaklanmayı seven, sakin, sevecen ve sosyal kedilerdir.

İran kedileri, meraklı kediler olsalar da evdeki eşyaları devirmek için fırsat kovalayan kediler değildir. Ayrıca bu kedilerin vücutları yapı olarak biraz hantal olduğu için kedinizi perdelere tırmanırken veya dolapların tepelerine tırmanırken bulmanız pek olası değildir. İran kedilerini evde genelde en rahat ettikleri yerde yatarken bulabilirsiniz.

İran kedileri, küçüklükten itibaren alıştırılmaları halinde köpekler dahil olmak üzere evcil hayvanlarla iyi bir şekilde geçinirler. Oyun oynayacak kadar enerjik bir yapısı olan İran kedileri, bazı kediler gibi sürekli ilgilenilmeye ihtiyaç duymadıkları için onlarla ara sıra oynamak enerjilerini atmaları ve eğlenmeleri için yeterli olacaktır.

İran Kedisi Bakımı

İran kedisinin uzun ve yumuşak tüyleri çok fazla bakım gerektirir. Tüyler çok uzun ve kalın olduğu için fırçalamak yeterli değildir. Tüylerdeki matlaşmayı ve dolaşmayı önlemek için İran kedilerinin her gün geniş dişli bir tarakla taranması ve sonrasında yumuşak bir fırçayla her gün fırçalanması gerekir. Ayrıca tarama sırasında tüyleri iyice ayırmaya ve iç kısımlarda oluşabilecek düğümleri engellemeye dikkat etmek gerekir. Bazen tüyleri temiz tutmak için kedilere banyo yaptırmak da gerekli olabilir. Bunun yanı sıra İran kedilerinde gözyaşı üretiminde fazlalık olabileceği için kedinin yüzünü her gün nemli bir bezle temizlemek, tırnaklarını 2-3 haftada bir kesmek ve kulaklarını her hafta kontrol edip kir birikmesi halinde kulakları nazikçe temizlemek önemlidir.

İran kedilerinin tüyleri matlaşınca tekrar parlak hale getirmek zordur. Tüylerin matlaşması kedi açısından da sıkıntı yaratan bir durum olabilir. Bu nedenle matlaşan tüylerin veteriner hekim tarafından kesilmesi gerekebilir. Bazı durumlarda ise gövdedeki tüyler tıraş edilip kafadaki, bacaklardaki ve kuyruktaki tüyler bırakılarak kedinin rahat etmesi sağlanabilir.

İran kedileri, kedi oyuncakları ile oynamayı sevseler de oldukça sakin kedilerdir. Bu nedenle kedinizin egzersiz yapmasını sağlamak için günde birkaç kez onunla oyun oynayabilirsiniz. Bunun yanı sıra eve tırmalama direkleri alarak kedinizin bacak kaslarını ve patilerini çalıştırmasını sağlayabilirsiniz.

İran kedilerinin beslenmesinde ise kaliteli mama tercih etmeye ve ölçülü bir şekilde mama vermeye dikkat etmek gerekir. İran kedileri hantal yapıları nedeniyle aşırı kilolu olma eğilimindedir. Kedilerde aşırı kilo, diyabet ve kalp sağlığı gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaya neden olabilir. Bu nedenle kedinizin mama kabını sürekli dolu tutmak yerine mama kabına günde iki kez mama koyabilirsiniz.

İran Kedisi Yaşam Süresi ve Sağlık Sorunları

İran kedileri iyi bakıldıkları takdirde 10-15 yıl yaşayabilen kedilerdir. Bununla birlikte İran kedilerinde bazı genetik hastalıklara yatkınlık olabilmektedir. İran kedilerinin karşılaşabilecekleri genetik sağlık sorunları şu şekildedir:

  • Polikistik böbrek hastalığı: Bu hastalık, İran kedilerinde daha yaygın olarak görülebilmekte ve kedilerin böbreklerinde ufak kistlere neden olabilmektedir. Kistler zamanla büyüyerek böbrek yetersizliğine yol açabilmektedir. Polikistik böbrek hastalığında kilo kaybı, kusma, aşırı susama ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genelde kedi 7 yaşına geldiğinde başlamaktadır. Polikistik böbrek hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte özel diyetler ve ilaçlar ile hastalığın belirtileri kontrol altına alınabilmektedir.
  • Brakisefali: Brakisefali, İran kedisi gibi düz suratlı kedileri etkileyen bir sorundur. Kedilerdeki bu surat yapısı hava yollarında tıkanıklığa neden olup nefes almayı zorlaştırabilir. Brakisefali belirtileri arasında sesli nefes alıp verme, hareket edememe ve sıcaklık artışı veya aktivite sonrası bayılma gibi belirtiler bulunmaktadır. Kedinin yaşının ilerlemesiyle birlikte belirtiler kötüleşebilir. Tedavi için ameliyat gerektirilebilen brakisefali tedavi edilmediğinde kedinin ömrünün kısalmasına yol açabilir.
  • Progresif retina atrofisi: İran kedileri gözlerle ilgili olarak da bazı sorunlar yaşayabilir. Bunlardan biri olan progresif retina atrofisi, kalıtsal bir sorundur ve gözdeki hücrelerin parçalanmasına neden olur. Sonuç olarak görüşte zayıflık ve körlüğe neden olabilir. Progresif retina atrofisi belirtileri arasında geceleri huzursuzluk, karanlık odalardan uzak durma ve gözbebeklerinde aşırı büyüme gibi belirtiler bulunabilir.
    Sevildikleri bir ortamda oldukları zaman son derece mutlu ve keyifli bir yaşam süren İran kedileri, oldukça sevecen ve sakin mizaçlı kedilerdir. Sevdikleri insanların kucaklarına yatmayı ve kendilerini sevdirmeyi seven bu kediler, evde bakmak için ideal kedilerdir.

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale