X

Instagram bağımlısı olabilir misiniz?

Son zamanlarda çevremden şunları sıklıkla duyuyorum: 

“Pençesine yakalandım, kurtulmak istiyorum.” “Sürekli bir şeyler paylaşmak istiyorum, paylaşmazsam geri kalacağım diye düşünüyorum.”  “Kim kiminle ne yapmış, ne paylaşmış, nereye gitmiş bakmazsam çatlayacağım.” “Instagram’la hayatımı tüketiyorum.” “Elim hep telefonda açıp açıp bakıyorum.”

Eee belli ki durumlar vahim. Sizde durum nasıl?

Belki şu sorular üzerine düşünmek bir fikir verebilir:

  • Instagram’da her gün ne kadar zaman geçiriyorsun?
  • Instagram’da değilken endişeli veya stresli hissediyor musun?
  • Hayatını Instagram’daki başkalarının hayatlarıyla karşılaştırıyor musun?
  • Gerçek hayatta insanlarla etkileşim kurmak yerine Instagram’da daha mı fazla zaman harcıyorsun?

Doğru ya da yanlış yanıt yok, sadece durum tespiti yapıyoruz 🙂 Instagram, arkadaşlarla, çevreyle etkileşim kurmanın eğlenceli bir yolu olsa da, uzun süreli ve saplantılı kullanımdan sonra içimizden bir Instagram bağımlılığı ortaya çıkabilir. Zamanla bu durum, kişinin öz saygısı, öz sevgisi, ilişkileri ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu yazıda “Instagram Bağımlılığı Nedir?” konusunu beraber inceleyelim.

Instagram bağımlılığı nedir?

İnternette vakit geçirmek elbet hepimiz için çok normal bir şey. Ancak burada “süre” devreye giriyor. Ne kadar çok internette vakit geçiriyorsun? İnternet bağımlılığının bilinen önemli bir belirtisi interneti sürekli kullanma alışkanlığıdır. Instagram, diğer yükümlülükler veya ilişkiler pahasına, uygulamada aşırı süre harcama yapan kişide psikolojik bir bağımlılığı tetikleyebilir. Ek olarak, kişi Instagram’ı bıraktıktan sonra yoksunluk belirtileri yaşayabilir.

Instagram bağımlılığı gerçek mi?

Instagram bağımlılığı resmi bir teşhis değil, zorlayıcı veya sorunlu Instagram kullanımını tanımlamak için kullanılan genelleştirilmiş bir terim. Aslında biraz da rakamlara baktığımız zaman bunu görüyoruz:

  • Dünya’da Instagram’ın aylık 1.57 milyar aktif kullanıcısı var.
  • Türkiye’de yapılan araştırmaya göre kullanıcı başına aylık sosyal medya kullanımında ilk sırayı 21 saat 24 dakika ile Instagram alıyor.
  • Yani Instagram Türkiye’de en çok kullanılan platform.
  • Türkiye’de Instagram kullanım süresi, dünya ortalamasının neredeyse iki katı. 

*Her yıl dünya genelindeki dijital verileri ortaya koyan We Are Social Dijital 2023 raporuna göre.

Peki, Instagram’ı bu kadar bağımlılık haline getiren şey nedir?

Uygulama geliştiricisi Peter Mezyk: “Bir uygulamanın başarısı genellikle ne ölçüde yeni bir alışkanlık kazandırdığıyla ölçülür.” demiş. Aslında bu cümle her şeyi anlatıyor. Apple, Facebook ve Google’ın birkaç eski çalışanı, Instagram’ın bağımlılık yapmak için tasarlandığını söylemiş. Daha fazla reklam geliri elde etmek için kullanıcıların platformda mümkün olduğunca fazla zaman geçirmesine yönelik veriye dayalı yöntemler kullanıyorlar. Yani uygulama, kullanıcıların sosyal aidiyet için biyolojik güdülerinden yararlanıyor ve kaydırmaya devam etmeleri için onları dürtüyor.

Instagram gibi sosyal medya platformları bir kişinin beynindeki dopamin gibi “iyi hissetme/mutluluk” hormonlarının seviyelerini artırabilir. Birisi fotoğrafını beğendiğinde veya seni takip ettiğinde kısa süreli bir keyif anı yaşayabilirsin. Beynin daha sonra bu mutluluk hissini hep arzulayacak ve böylece bağımlılık davranışını güçlendirecektir.

Instagram bağımlılığının belirtileri

1. Instagram’da aşırı zaman harcamak: Her şeyin fazlası zarar. Instagram kullanım sıklığı bağımlılık yapıcı davranışları ortaya çıkarabilir. Örneğin, sabah ilk iş olarak uygulamayı açmak; zaman geçsin diye kullanmak veya kaygıları yatıştırmak için kullanılması bir soruna işaret edebilir.

2. Her şeyi belgelediğinden emin olmak: Sosyal medya için yaptığın her şeyi kaydetmek cazip gelebilir. Ancak, bu zihniyet endişe ve güvensizliği tetikleyebilir. Aynı zamanda şimdiki anı yaşamanı ve tadını çıkarmanı da zorlaştırır.

3. Sosyal hayatı veya ilişkileri feda etmek: Farkında olmadan diğer sorumlulukların yerine Instagram’a öncelik verebilirsin. Örneğin, Ofiste Instagram akışında geziniyor olabilirsin. Ya da gerçek hayatta ailenle, arkadaşlarınla, sevdiklerinle yaşayacağın beraberliği kaçırıyor olabilirsin. 

4. Kaçırma korkusu yaşamak: FOMO (Fear of Missing Out) olarak da bilinen “Kaçırma Korkusu”, herkesin hayatından haberdar olma konusunda geride kaldığını düşünen bir kişinin hissettiği güvensizliği anlatmak için kullanılır. Instagram bu saplantıyı pekiştiriyor çünkü çoğu kullanıcı hayatlarının yalnızca en iyi kısımlarını paylaşıyor

5. Kendinle ilgili olumsuz hissetmek: “Kaçırma Korkusu” üzgün, utanmış, yalnız hissetmene neden olabilir. Arkadaşlarının/takip ettiklerinin paylaşımları, hayatının onlar kadar ilginç-güzel olmadığını hissettirebilir ve bir değersizlik duygusu yaratabilir. 

6. Instagram’ı bir yarışma olarak görmek: Uygun şekilde kullanıldığında Instagram, kişilerin hayatlarını sevdikleriyle paylaşmaları için güzel bir platform olabilir. Ancak, bir paylaşımdaki “beğeni” ve yorumların miktarını bir yarışma olarak görmeye başlarsan, orada iş değişir. Bu yaklaşımla Instagram, bağlantı kurmaktan daha çok onaylanma isteğiyle ilgili hale gelir.

7. Her paylaşımda filtre kullanmak: Birçok Instagram kullanıcısı, filtre uyguluyor. Bu gerçekçi olmayan güzellik standartlarına yol açtığı gibi kişinin kendini beğenmemesi, kendine saygı duymamasına neden olur. Sonuç olarak, başkaları tarafından kabul edilmen gerektiğine inandığın için “gerçek sen” olmak istemezsin.

8. Instagram kullanımını reddetmek veya gizlemek: Bağımlılık beraberinde yalanı da getirebilir. Alışkanlıklarının kapsamı hakkındaki gerçeği başkalarının fark etmesini önlemek için Instagram kullanımını önemsiz gösterebilir veya gizleyebilirsin.

9. Instagram olmadan endişeli, huzursuz hissetmek: Sorunlu Instagram kullanımı, kaygı ve huzursuzluk hissine neden olabilir. Uygulama çöktüğünde veya hesabına erişimin olmadığında endişeli hissediyorsan, bir Instagram bağımlılığı yaşıyor olabilirsin.

10. Bırakmak istemene rağmen Instagram kullanmaya devam etmek: Denemene rağmen Instagram ile bağlantını koparmakta zorlanıyorsan ya da bir süre uzak durduktan sonra hızlıca Instagram kullanımına geri döndüysen bu davranış bir bağımlılığın işareti olabilir. 

Kendinizde veya tanıdığınız birinde Instagram bağımlılığı olabileceğinden endişeleniyorsanız, bu konudaki yazacaklarım fikir verebilir. Bu yazıda tanım ve belirtilerden bahsettik. Bir sonraki yazıda da nasıl önleyebiliriz ve Instagram ile sağlıklı sınır çizebilmenin yollarını anlatacağım.

Bir sonraki yazıda buluşana kadar Instagram hesabımdan daha fazla bilgiye ulaşabilir, DM üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz…

İlginizi çekebilir: Zor zamanlarda sosyal medya ile nasıl seviyeli bir ilişki kurabiliriz?

Dr Eda Uslu: Dr Eda Uslu, yürümek istediğiniz yolda sizi destekleyen, cesaretlendiren, anlayışla ve şefkatle yanınızda yürüyen dost. Siz en harika versiyonunuzu gerçekleştirmek için yolunuzda yürürken yanınızda size yarenlik eden bir “karunamitra”. Aslında bir tıp doktoru iken hayatın akışı içerisinde kendi yolculuğuna çıkan kişilerden Eda. 15 yıl boyunca göğüs hastalıkları ve uyku bozuklukları uzmanı olarak görev yaptı ve Türkiye’nin sayılı akredite uyku laboratuvarlarından birini kurdu. Bir süre sonra Tıp Doktorluğunun da yetmediğini, içindeki insanlara yardım etmek isteğini doyuramadığını hissetmeye başladı. Sorular sormaya başladıkça cevaplar buldu. Çemberin içinde çırpınıp durmaktansa cesaretini topladı ve uzun yıllarını verdiği, çok severek yaptığı ve aşkla bağlı olduğu doktorluk mesleğinden ayrılarak çemberden çıktı. 2009 yılında Mindfulness ile tanıştı ve 2013 yılından beri hem Türkiye hem de İngiltere’de pek çok kurum ve kuruluşta eğitimler veriyor. Bu yolculukta Bangor University UK - Mindfulness Eğitmenliği ve süpervizyonlar, CTI (The Coaches Training Institute) - Profesyonel Koçluk Eğitimi ve Sertifikasyon, Landmark Worldwide - Liderlik Eğitimi, Mindful Schools USA – Çocuklar için Mindfulness Eğitmenliği ve İngiltere Mindfulness in Schools Project’ten .b ve Paws b (çocuk ve gençler için mindfulness eğitmenliği) eğitimlerini almış ve halen de yeni eğitimlere devam etmekte.. Son 8 senedir sadece profesyonel koçluk ve mindfulness eğitmenliğini yapıyor. 2018-2019 eğitim yılı itibariyle Türkiye’de ilk defa Mindfulness’ın müfredata girmesini sağlayarak halen Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde ve Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nde öğrencilere Mindfulness dersleri veriyor. “Hayatın gerçek anlamda farkında olan insanlar, yaşam yolculuğu sürerken aynı zamanda kendi içlerinde bir yolculuğa çıkmaya hazır ve gönüllü olurlar.” eda@edauslu.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale