X

İnsanların sizden uzaklaşmasına neden olabilecek 9 davranış

Her geçen gün farklı iletişim yolları ortaya çıkıyor. Önceden vücut dilimizle birbirimizi anlarken, zamanla teknolojinin hız kesmeden gelişmesiyle artık WhatsApp durumlarımızdan, attığımız tweetler üzerinden ağzımızı açmadan, yüz yüze görüşmeden iletişim kurar hale geldik. Ancak istersek uzay çağına erişelim, çoğu insan hala birbiriyle geçinmekte zorlanıyor. Her insan farklı bir mizaca sahip; herkesin herkesle geçinmesi elbette mümkün değil. Ancak, kabul edelim ki bazen farkında bile olmadan sergilediğimiz davranışlar etrafımızdakilerin bizden uzaklaşmasına neden olabiliyor.

 

Peki, ne yapıyoruz da insanlar bizden kaçıyor? Uplifers olarak bu sorunun peşine düştük ve insanların uzaklaşmasına sebep olabilecek 9 davranışı listeledik:

İnsanlar üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışmak

Lider olmak elbette güzeldir. Birtakım şeyleri denetim altına alabilmek herkeste bulunabilen bir vasıf değildir. Ancak neleri kontrol etmeye hakkınız olduğunu bilmeniz son derece önemli. Arkadaşlarınız üzerinde adeta bir kral ya da kraliçe edasıyla, durmadan hâkimiyet kurmaya çalışmanız size pahalıya patlayabilir. Kimse bu tür davranışlara tahammül edemez, kimse kendisine emirler yağdırılsın istemez. Öyleyse inadı bırakın ve hayatınızda uzlaşıya yer açın.

Yargılayıcı olmak

İnsanları sürekli yargılayıp duruyorsanız, dikkat etmenizde fayda var! O anki durumumuza ve bulunduğumuz insanlara, ortama göre davranışlarımız farklılık gösterir. İşte bu yüzden insanlar hakkında peşin hükümlere varmak pek iyi bir fikir değil. İnsanlar sizinle iletişim kurarken kendilerini ancak belli bir ölçüde sergileyecektir; neler yaşıyor, içlerinde nasıl bir fırtına kopuyor bilemezsiniz.

Her zaman olumsuz düşünmek

Günlük hayatımızdaki her türlü olumsuzluğa rağmen, fark edebileceğiniz gibi olumlu düşünme akımı hızla yayılıyor. Yani, insanlar olumlu düşüncenin daha fazla olumlu şeyi çektiğini sonunda farketmiş gibi duruyor. Sürekli olumsuz düşünmeye yatkın, zor beğenen, hep şikâyet eden, her taşın altına bakarak bir açık arayan ya da felaket senaryoları yazan insanlar büyük olasılıkla etrafındakileri kendinden uzaklaştıracaktır. Böyle bir insanla vakit geçirmek ister misiniz? Öyleyse tercihinizi yapın.

Nezaketten yoksun olmak

En olmadık zamanda pot kırmak faciaya yol açabilir. Hemen hemen hepimizin başından böyle bir olay geçmiştir. Ancak nezaketten yoksun olmak bambaşka bir şeydir. Şakanın dozunu kaçırmanız, arkadaşlığın da bir sınırı olduğunu unutmanız ya da bir tartışma esnasında sırf galip gelmek adına arkadaşınızı yumuşak karnından vurmanız; böyle durumlardan yalnızca birkaçı. Bazen söz gümüşse, sükût altındır demeyi bilmek gerekiyor. Elbette açık sözlü olun, ancak kelimelerin bazen bir kurşun gibi değip can acıtabileceğini de hatırlayın.

Sanal dünyada yaşamak

Yeni jenerasyon için en güzel tanımlamalardan biri de şu: Başı aşağıda gezen jenerasyon. Yürürken, yemek yerken, otobüs sırası beklerken gözlerimiz sürekli telefonun ekranında. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde anatomi uzmanları akıllı telefonları da insan elinin bir parçası olarak incelerse şaşmamak gerek. Diyelim ki arkadaşınızla buluştunuz, ancak ilk sorunuz mekânın Wi-fi şifresi ve bedenen orada olsanız bile adeta telefonunuzdaki sanal dünyada yaşıyorsunuz. Sosyal mecralar üzerinden bambaşka bir ben sunma derdindesiniz. Kim kimin fotoğrafını beğenmiş, kimin ilişki durumu karmaşık, kim kimi retweet’lemiş boş verin ve hemen yanınızdaki arkadaşlarınızla vakit geçirmeye bakın.

Bencil olmak

Başarılı ve hayatından memnun bir birey olabilmek için kendinize öncelik tanımanız elbette önemli. Ancak, benmerkezci olup başkalarının varlığından bihaber olmak bambaşka bir durum. Bir sohbet esnasında konu hep siz iseniz ve başkalarının sevinçlerini, dertlerini, fikirlerini dinlemekten hemencecik sıkılıyorsanız bir ayna alıp, karşısına oturup onunla konuşmanızı tavsiye ederiz. Çünkü, arkadaşlık tek taraflı bir çıkmaz sokak değildir.

Her şeyi çok ciddiye almak

Kaç kişiden sırf söylediği sözlerin ardında kesin kötü bir şeyler saklıdır diye uzaklaştınız? Her söylenen sözde, yapılan şakada bir art niyet aramaktan vazgeçin. İnsanlar çoğu zaman farkında bile değil; amaçları ne sizi kırmak ne de kaba davranmak. Her şeyde bir bit yeniği aramayın. Bu tavrınız sizin zayıflığınızı ve güvensizliğinizi göstermekle kalmaz, beraber hoşça vakit geçirilecek en son insan siz olursunuz. Her şeyi bu kadar ciddiye almanız demek, bir otobüsü kaçırmanız ya da kaybettiğiniz 1 TL’ye bile oturup ağlamanız gibi önemsiz şeylere takıldığınız anlamına da gelebilir.

Dakik olmamak

Dakik olmak, yalnızca bir yere vaktinde varmak değil. Dakik bir insan, verdiği sözlerin arkasında durur, komutlara göre davranır. Söz verdiğiniz saatte hazır olmayıp arkadaşlarınızı olduğu yerde bekletmeniz halinde muhtemelen size sinirlenecek ve bir daha sizinle buluşmaya istekli olmayacaklardır. Bu durum, iş performansınız üzerinde de olumsuz etki yaratabilir. Kimse dört mevsim gibi değişen, sözünü tutmayan birine güvenmek istemez.

İşkolik olmak

İşinize âşık olup dört elle sarılmanızda elbette bir sakınca yok. Ancak işinizden başka hiçbir şeye ya da kimseye vakit ayırmıyorsanız, hem en yakınınızdakileri hem de kendinizi ihmal ediyorsunuz demektir. Kendinizi gerektiğinden fazla işinize adadığınızda, bir süre sonra ne ailenizin ne de sağlığınızın işiniz kadar değer taşımadığı bir noktaya gelme riskiniz vardır. O halde dikkatli olun; kazandığınız paralar sevdiklerinizin yerini dolduramaz.

Kaynak
theunboundedspirit

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale