X

İnsanların ilişkilerini farkında olmadan sabote etmelerinin sebepleri

Bazı insanlar için ilişkilere tutunmak biraz zordur. Her ne kadar yakınlık isteseler de, ilişkinin başarısız olmasına sebep olan davranışlarda bulunmaktan geri duramazlar. İlişkinin sabote edilmesi herkesi şaşırtır ve özellikle sebepsiz yere itilen bir partnerin bu durumu anlaması çok zorlaşır. Ancak sabote eden kişi bu paradoksal davranışına neyin sebep olduğu konusunda illaki farkındalığa da sahip değildir.

Belki sizin de uzun bir ilişkide kalmakta zorlanan yakın bir tanıdığınız vardır. İlk başlarda ilişki sanki çok başarılı olacakmış gibi başlar. Nereye gittiği konusunda iyimserlik vardır ve iki taraf da birbirinin “o kişi” olduğu konusunda emindir. Ancak sonrasında bu ışık söner ve her şey boşa gider. Bunun sebebi ise yakınınızın karşı tarafa söylediği üzücü şeyler olabilir ve karşı tarafın ilişkiyi bitirmek haricinde bir seçeneği de kalmaz.

Bunu hem başkalarında hem de kendinizde defalarca görmüş olma ihtimaliniz yüksek. Bu bazen sevdiğiniz bir şarkıcının eleştirilmesi şeklinde bile ortaya çıkabilir ve her ne kadar alışkın olsanız da sizi rahatsız edebilir. Peki bu neden olur?

İlişki sabotajının dinamikleri

2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre kişinin bağlanma tarzı ilişkideki bu sabotajın neden olduğunu ortaya koyabilir. Bu da o kişinin geçmişinin bu açıklamayı desteklemesini sağlayabilir. Ailesi ihmalkar olabilir, çocuğun hep tek başına mücadele etmesine sebep olmuş olabilir. Dolayısıyla kişinin başkaları ile yakın bağ kurması zor olabilir.

Güvensiz bağlanma tarzı veya başkalarının güvenilmez olduğu inancı, yetişkinlikteki ilişkileri çok zor hale getirir. Güvensiz bağlanan insanlar yakınlıktan kaçınmanın yanında, başkalarına yakın olmaktan korkabilirler de çünkü zarar göreceklerine inanırlar.

Fakat bu bağlanma tarzı ilişkiye taş koymaya sebep olan bu kronik eğilimi açıklamakta yetersiz kalıyor. Bu davranışı daha iyi açıklayacak ve motivasyonu ortaya koyan ek bir faktör olmalı. Güvensiz bağlanma tarzında, kişi zarar görmekten kaçınacağı bir yola koyulur. Bu kişiler ilişkilerin daha en başından başarısız olacağını düşünürler ve bu nedenle partnerleri ile yaşadıkları problemlerde çözümleyici olmaktan da uzak olurlar. Bu ilişki korkusu kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşür.

Ayrıca bu kişilerin genelde kendi başarılarını da daha en baştan sabote edebilmeleri olasıdır. Bu kişilerin iç çatışmaları vardır ve bu nedenle başarıya götüren yaklaşımları benimseme konusunda sorun yaşarlar. Muhtemelen başarıya tutunamayan insanları duymuşsunuzdur. Bu kişiler yapacakları şeylerin yapmaya değmeyeceğini düşünüyor olabilirler.

İlişkinin sabotajında da benzer bir süreç işler. Ancak her şey aynı şekilde olmaz. Bazı insanlar ilişkide mutluluğu hak ettiklerini düşünmezler ve bazıları ise partnerlerinin “o kişi” olmadığını düşündükleri anda ilişkiye son verdikleri bir döngüye kilitlenmişlerdir. Bu grup tatmin edici olmayan ilişkide kalmaya devam edebilir ancak iyileştirmek için efor sarf etmez.

İlişki sabotajının ölçümü

İlişki sabotajındaki bazı davranış örüntüleri, bu davranışın açıklamasının birden fazla teorik gözlem noktasına bağlı olduğunu gösteriyor. Çalışmanın yazarları hem bağlanma tarzının hem de motivasyonel teorilerin güzel bir başlangıç noktası olabileceğini düşünüyorlar. İlk olarak ortalama yaşları 29 olan 321 yetişkinle online bir çalışma yapılmış ve geçmiş araştırmalar temelli bir araç kullanılmış. Sonrasında istatistik analizler kullanılmışlar. Sonrasında ortalama yaşları 32 olan 608 katılımcı ile çalışılmış ve böylece daha rafine sonuçlar elde edilmişler. Son olarak doğrulama için yaş ortalaması 27 olan 436 yetişkinle çalışma yapılmış ve ölçümler diğerleri ile karşılaştırılmışlar.

Son kullanılan araçta ise aşağıdaki maddeler varmış. Bu maddeleri kendiniz de puanlayabilirsiniz ve 1 hiç kabul etmiyorum olurken, 7 tamamen kabul ediyorum anlamına gelecek şekilde puan vererek başlayın.

  1. İlişkimdeki adil olmayan konularda suçlanıyorum.
  2. Genelde partnerim tarafından yanlış anlaşıldığımı hissediyorum.
  3. Devamlı partnerim tarafından eleştirildiğimi hissediyorum.
  4. Partnerim bana daha başarısız hissettiriyor.
  5. Partnerimin arkadaşlarıyla geçirdiği vakit konusunda kızgınım.
  6. Partnerimi güvende tutmak için nerede olduğunu bilmeliyim.
  7. Partnerimi sık sık kıskanıyorum.
  8. Bazen partnerimin sosyal medya hesaplarını kontrol ediyorum.
  9. Partnerimin kızgın olduğunu fark ettiğimde, kendimi onun yerine koyuyorum ve böylece ne hissettiğini anlama imkanım oluyor. (ters puanlayın)
  10. İlişkideki problemlere çözüm bulma konusunda açığım. (ters puanlayın)
  11. Bir konuda yanlış olduğumda bunu itiraf ediyorum. (ters puanlayın)
  12. Partnerimin ilişkiyi iyileştirmek için çabalarını dinlemeye açığım. (ters puanlayın)

Bu 12 maddenin analizi kişilerin her biri dört özelliğe sahip üç gruba düştüğünü gösteriyor ve bunlar şöyle:

Savunmacılık: 1-4 arasındaki maddelerin ortalama skoru 2.9 olmuş. Bu yaklaşım ilişkiyi sabote edenler tarafından sık kullanılıyor ve bu nedenle en güçlü bölüm olmuş. Savunmacılığı yüksek insanlar kendilerini sadece reddedilme korkusundan korumuyorlar, aynı zamanda bir çatışma yaşandığında ya saldırıyor ya da geri çekiliyorlar. Her iki yöntem de bir ilişkinin bitişinde büyük bir öneme sahiptir.

Güven problemleri: 5-8 arası maddelerde de ortalama skor 2.9 olmuş. Güven problemleri olan insanlar reddedilmekten korkmazlar ancak o kadar talepkar ve yapışkan olurlar ki, partnerleri onları itmek zorunda kalır. Güven yetersizliği sadece bağlanma tarzı ile alakalı değildir ancak geçmişte yaşanmış olan ihanetlerle de bağlantılıdır.

İlişki yeteneğinde yetersizlikler: 9-12 arası maddelerde ortalama skor 2.0 olmuş. Kötü ilişki yeteneklerine sahip insanlarda ilişki nihayet buluyor ancak özellikle gerçekçi olmayan beklentiler gibi konular ilişkiyi onarma konusunda geri kalmalarına yol açıyor. İşler yolunda gitmeyince hemen pes ediyorlar çünkü idealistik dünyalarında iyi bir ilişki otomatik bir pilot gibi ilerlemelidir.

İlişki sabotajcısına yardım etmek

İlişkinin sabotajında bulunan dinamiklerin farkında olmak, tanıdığınız insanlar gibi kişilere yardım etme konusunda faydalı olabilir. Bu kişiler sadece terkedilmekten korkmazlar, aynı zamanda ilişkideki problemleri onarma konusunda da temel içgörülerden yoksunlardır ve sabotajları durumu daha da kötü hale getirir.

Kendi içinizde bile bir sabotajcı bulabilirsiniz ve hatta bu kişi partneriniz de olabilir. Partnerinizin nerede olup ne yaptığına dair kaç defa çok fazla kontrolde bulundunuz? İlişkiniz romantik filmlerin bitişleri gibi hissettirmediği için şikayet ettiniz mi? Eğer öyleyse biraz fazla mükemmeliyetçi hale gelmiş olmanız mümkün.

Sonuç olarak, ilişkiyi sabote eden insanlar yaptıkları şeyleri aslında pek de sevmiyorlar. Bu dinamikleri anlayarak ilişkilerde daha kabullenici olmak mümkün olabilir. Böylece ilişkinin hem keyifleri hem de sınırlamalarına hakim olmak mümkün olur.

Kaynak: psychologytoday.com

İlginizi çekebilir: Monotonlaşan ilişkinizi renklendirmenizi ve birbirinizi daha iyi tanımanızı sağlayacak 101 soru

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Saç kurutma ve şekillendirmede devrim yaratan bir yenilik: Dyson Supersonic Nural™

Teknolojinin hayatımızın her alanına dokunduğu yadsınamaz bir gerçek. Gelişen teknoloji, varlığını yaşamın her köşesinde hissettirmeye devam ederken gün geçtikçe işlerimizi daha da konforlu hale getiriyor. Anahtarsız çalışan arabalar, uzaktan kontrol edilebilen beyaz eşyalar, kapağını açmadan içini aydınlatan buzdolapları ve daha nicesi ile günlük işlerimizi çok daha hızlı ve pratik şekilde halledebiliyoruz. Peki ya daha fazlası olsa? Bu gelişen teknoloji yaşamlarımızı kolaylaştırmakla kalmayıp bizi daha iyi tanısa, kişisel tercihlerimizi daha iyi yansıtsa? Tıpkı sıkça gittiğimiz restoranda daha sipariş vermeden favori yemeğimizin hazırlanmaya başlaması ya da kuaförümüzün bize en çok yakışan saç kesimini hatırlaması gibi… İşte hem gelişen teknolojiyi kullanan hem de tercihlerimizi çok iyi tanıyan çığır açıcı akıllı bir saç kurutma makinesi artık bizimle: Dyson Supersonic Nural™.



Dyson’ın en akıllı saç kurutma makinesi Dyson Supersonic Nural™, aynı zamanda Dyson’ın en yeni şekillendirme teknolojisine sahip. Akıllı sensörleri sayesinde ısıyı ve hava akımını otomatik ayarlayan, saç derisini koruyan, ısı hasarını önleyen ve saç parlaklığını artıran, tüm bunları aşırı ısı olmadan yapabilen ve hızlı kurutma sağlayan Dyson Supersonic Nural™, saç bakım rutinlerinin yeni vazgeçilmezi olmaya aday. Üstelik uzun-kısa, kıvırcık düz, hiç fark etmez, her saç tipinin favorisi olacak. Bu kişiselleştirilmiş teknolojiyi kullanmanın saçlarınıza ve hayatınıza nasıl katkı sağlayacağını merak ediyorsanız, işte bilmeniz gerekenler:

Akıllı sensörler sayesinde saçınızı ve saç derinizi korur

Günlük saç bakım rutinimizde, en sık kullandığımız yardımcılardan biri şüphesiz ki saç kurutma makineleri. Ancak her gün -hatta bazen günde birkaç kez- yüksek ısıya maruz kalan saçların yıpranması kaçınılmaz. Aşırı ısı, sadece saçlarınıza değil saç derisine de zarar verir, saç tellerini yıpratarak saçın doğal parlaklığını kaybetmesine neden olur. Dyson Supersonic Nural™ akıllı sensörleri sayesinde saç derisine ve saç tellerine zarar vermeyen bir bakım sunuyor.

Kapsül aydınlatması, hava akımının sıcaklığını göstererek; mevcut ısı ayarını fark etmeniz için soğuk maviden canlı kırmızıya renk değiştiriyor. Saç derisi koruma modu aktifleştirildiğinde, Time of Flight sensörünü kullanarak mesafeyi ölçüyor ve ısıyı otomatik olarak ayarlıyor. Yani, saçınıza yaklaştıkça ısıyı düşürüyor. Bu sayede nem dengesini koruyarak saç direncini artırıyor ve saçın doğal parlaklığını ve rengini koruyor. Size de her zaman harika görünen saçlarla hazırlanıp evden çıkmak kalıyor.

Duraklatma algılama özelliği ile siz durduğunuzda makineniz de durur

Şüphesiz ki çoğumuzun günlük rutininde pek çok duraklama anı var. Sabah evden çıkmak için hazırlanırken birden çalan bir telefon, yemek yaparken diğer odadan seslenen çocuklar, dizinin en heyecanlı yerinde kesilen elektrik… Hayatın içinden daha pek çok örnek verilebilir. Ve bir şekilde bu anlar hayatın doğal akışında yerini bulur geçer. Peki ya saç kurutma makinemiz de bizimle aynı anda duraklayıp, ritmimizi anlayarak aynı anda hareket etse nasıl olurdu?

İşte Dyson Supersonic Nural™ tam da bunu yapıyor. Duraklatma algılama özelliği sayesinde makineyi kullanmayı bırakıp bir yere koyduğunuzda, hareket algılayıcı ivmeölçer ile durumu fark ediyor. Ve otomatik olarak ısıtıcıyı devre dışı bırakıp, hava akımını ve gürültüyü azaltıyor. Keşke etrafımızdaki herkes ve her şey, Dyson Supersonic Nural™ gibi bizi anlasa ve ayak uydursa… Hayatın ritmini böyle yakalamak çok daha kolay olmaz mıydı?

Kısacası, saçı kurutmak ve şekillendirmek artık çok daha kolay; Dyson Supersonic Nural™ çok hızlı, çok akıllı. Siz de saçlarınıza hak ettiği değeri sunmak istiyorsanız saç bakımını, en akıllı teknoloji ile buluşturan Dyson Supersonic Nural™ ile tanışmak için hemen tıklayın.

*Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı: #KendineZamanAyır

Meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu biliyor musunuz? Her yıl dünya genelinde milyonlarca kadın, meme kanseri ile mücadele ediyor ve bu mücadeleyi kazanabilmek için erken tanı, en önemli adım olarak karşımıza çıkıyor. Tüm dünyada her sene Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak çeşitli organizasyonlar, eğitimler, etkinlikler çerçevesinde düzenleniyor ve bu sayede başta kadınlarda olmak üzere toplumun her kesiminde meme kanserine dair farkındalık yaratmak amaçlanıyor.



Meme kanserinde erken teşhis, hayat kurtarır

Yüksek oranda kadınlarda görülmesinin yanı sıra erkeklerde de görülebilen meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkıyor. Erken evre olarak bilinen 1. evreden başlayarak kanser, ileri evreler olan 3. ve 4. evreye kadar ilerleyebiliyor. Son evrelere doğru kanser, memeden hariç vücudun uzaktaki diğer organlarına da yayıldığından bu evrede yapılabilecek olan tek şeyin, kanserin ilerleme hızını yavaşlatmak olduğu biliniyor. Ancak, kanserin ilk evrelerde teşhis edilmesi, tedavinin başarı şansını önemli ölçüde artırıyor; bu nedenle erken tanı hayati öneme sahip.

Araştırmalar, vakalar ve uzman görüşleri gösteriyor ki; meme kanseri, ne kadar erken tespit edilirse, tedaviye yanıt o kadar iyi oluyor. Dolayısıyla Meme Kanseri Farkındalık Ayı, bireyleri meme kanseri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya yönlendirdiği ve erken teşhisin önemini vurguladığı için hem bu mücadeleyi veren kişiler hem de risk grubundaki diğer herkes için hayat kurtarıcı bir role sahip.

Peki, meme kanserinin risk faktörleri neler, fark edilebilir belirtileri var mı, erken tanı ne denli önemli, bireysel olarak birtakım adımlar atılması mümkün mü? Şöyle ki; genetik, yaşam tarzı, yaş, obezite, çeşitli rahatsızlıklar gibi değişkenler, ne yazık ki meme kanseri açısından risk faktörleri olarak değerlendiriliyor, ancak herkes için her bir faktör, risk oluşturmak zorunda değil. Dolayısıyla doğru bir yaklaşım benimsemek açısından uzman kontrollerinin önemi çok büyük.

Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren düzenli olarak doktor kontrollerine gitmek, meme muayenesi yaptırmak ve meme ultrasonu çektirmek, meme kanserinin erken teşhis edilmesinde kritik rol sahibi. 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesi de yine çok önemli. Çünkü, meme kanseri, birtakım ilk belirtilere sahip olsa da her zaman belirtilerle kendini göstermeyebilir. Öte yandan, memede şişlik veya kitle hissetme gibi her belirti de kanserin olduğu anlamına gelmeyebilir. Bu nedenle en doğru tanı ve teşhis için bir uzman kontrolünde ilerlemek her zaman en sağlıklısı.

Meme kanserinin ilk belirtilerini, risk faktörlerini, evrelerini, tanı yöntemlerini ve meme kanserine dair merak ettiğiniz daha pek çok konuyu Amerikan Hastanesi’nin web sitesinden detaylı bir şekilde okuyabilir, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için bu konuda kapsamlı bilgi sahibi olabilirsiniz. Diğer yandan riski en aza düşürmek ve erken tanı ve tedavi şansını artırmak için sağlığınızın kontrolünü hemen elinize alabilir; kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrenebilirsiniz. Bunun için ilk yapmanız gereken; kendinize zaman ayırmak.

Hayat kurtaran bir çağrı: #KendineZamanAyır

Amerikan Hastanesi, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda #KendineZamanAyır diyerek farkındalık yaratan bir çağrıda bulunuyor. Günümüzün yoğun temposunda, çoğu zaman kendimize zaman ayırmayı ihmal ediyoruz; oysa ki sağlığımız söz konusu olduğunda atmamız gereken en önemli adım, kendimizi dinlemek, bedenimizdeki değişiklikleri fark etmek. Kendimize ayırdığımız bu zamanlarda ayda 1 kez yapacağımız kendi kendine meme muayenesi ve yılda 1 kez düzenli doktor kontrolü ile sağlığımız için büyük bir fark yaratabiliriz.

Siz de sağlığınızı korumak için sadece Ekim ayında değil, her ay düzenli olarak kendinize ayırdığınız zamanda meme muayenenizi yapabilir, yılda 1 kez doktor kontrolüne giderek ileride karşılaşabileceğiniz olası sağlık sorunlarını önleyebilirsiniz. Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır, öğrenmek içinse yine Amerikan Hastanesi’nin web sitesini ziyaret edebilir veya aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Unutmayın; erken teşhis hayat kurtarır. Kendinize değer verin, kendinize zaman ayırın.

*Bu yazı Amerikan Hastanesi katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale