İnsanların her gün deneyimlediği, sıradan ancak “tuhaf” olan 24 şey
Hiç aklınızdan geçen bir düşünceye anlam veremediğiniz oldu mu? Ya da hiç bedeninize dışarıdan baktınız mı? Nasıl hareket ediyor ve yaptığı hareketlerin anlamı ne?
İnsanoğlu, gün içinde zamanının üçte birini uyuyarak ve hiçbir şey yapmayarak geçiren “garip” denebilecek bir canlı. Üstelik bir kez uzaklaşıp gözlemlediğinizde insanların her gün yaptıkları ya da başlarına gelen, “normal” sayılan bazı şeyler aslında oldukça “ilginç”. Uplifers olarak bu davranışlardan 24 tanesini sizler için derledik.
Bir düşünün, iki adet benzer görünümde ve işlevsellikte ellere sahibiz. Peki neden hayatımızın geri kalanında, tek bir elimizi kullanmayı tercih ediyoruz? Bilim insanları yaptıkları pek çok araştırma sonrasında dahi insanların bir elini diğerinden daha iyi kullanması durumunun garip bir şey olduğunu söylüyor. Bu konuda öne atılan teorilerden biri birçok insanın sağlak olmasının nedenini beynin konuşma işleyişine bağlıyor. Teori, çoğu insanın konuşma merkezini bulunduğu sol beyin lobunun, sağ beyin lobuna göre daha karmaşık olduğunu savunuyor. Aynı zamanda vücudun sağ bölümünü kontrol eden sol beyin lobunun karmaşık kablolanma sistemi sayesinde bedenin sağ tarafının becerilerini artırma özelliğine sahip olduğu da ekleniyor. Ne var ki bu teorilerin hiçbiri kanıtlanmış değil.
Oldukça alışık olduğumuz, bize garip gelmeyen öpüşmek, düşünüldüğü zaman oldukça garip olan davranış şekillerinden biri. Ancak ne kadar garip olsa da öpüşmek bir tür biyolojik iç güdü. Öpüşürken bir kişiyi daha yakından tanımamızı sağlayacak koku ve tat duyularımız harekete geçer. Her insanın salgıladığı tükürüklerde, o kişinin sağlığına dair bazı mesajlar gizli. Bu da kadınların doğurganlığını tetikleyecek ve kendilerini güvende hissettirecek partner arayışı sırasında oldukça yardımcı bir unsur. Diğer yandan insanların burun ve ağız çevresinde biriken yağlar, kişinin biyolojik özellikleri konusunda bilgi veren kimyasallara sahip. Yani iki kişi öpüştüğünde ya birbirlerini daha çekici bulurlar ya da bu his tamamen kaybolur.
Bireysel anlamda düşündüğümüzde ölmek tabi ki "her gün gerçekleştirdiğimiz aktiviteler"den biri değil. Hücrelerimizin işlevini sonlandırması sonucu gerçekleşen sıradan bir ölüm, nedeni bir türlü açıklanamayan şeylerden biri. Bilim adamları ara vermeden insan ömrünü uzatmak, hatta iki katına çıkartmak için araştırmalar yapıyor.
Saniyenin 10'da 1'inde gerçekleştirdiğimiz bu ilginç özellik, aslında gözlerimizin çevresinde biriken tozları ve kirleri temizlemek için verdiğimiz, oldukça faydalı ve koruyucu bir tepki. Ancak asıl ilginç olan bu zaman dilimlerinde, bizim için dünyanın tamamen kararması.
Nefesimizi oldukça yakından etkileyen hıçkırık, diyafram kaslarında yaşanan istemsiz kasılmalara verilen ad. Genelde çok dolu ya da boş mideyle alakalı olan hıçkırıklar, hiçbir amaca hizmet etmiyor ve birçok insan için oldukça sinir bozucu.
Bugüne kadar yaşadığınız pek çok olaydan öğrendiğiniz gibi; insanlar yalan söyler. İster kötü niyetli, ister iyi niyetli olsun her insan bazen yalan söyler. Ve bunun nedenini bildiğimizi söylersek, yalan söylemiş oluruz. Bilim insanları, insanların neden yalan söylediklerini tam olarak açıklayamamış olsalar da, insanların en çok yalan söyleme nedenlerinden biri "kendini koruma içgüdüsü". Diğer nedenlerinden biri ise insanların taktirlerini alma isteği. Yani birçok kişi insanların onları görmek istedikleri şekilde görmeleri için yalan söylüyor. Bunlar yalan söylememizin birer nedeni olsa da, yalan söyleyerek elde etmeye çalıştığımız şeyleri neden elde etmeyi istediğimiz meçhul.
Gün içinde dişlerimizi fırçalarken ya da kahvemizi içerken, her an başımıza gelebilen bir diğer özelliğimize geçelim; bir an için dünyadan tamamen kopmamıza neden olan anlık "dalmalar"a. Her ne kadar bilinmese de, bu tür dalgınlık anları hayal gücümüzü ve yaratıcılığımızı geliştirmekte oldukça faydalı.
2015 senesinde Amerika'da estetik ameliyatlara harcanan para 13.5 milyon doları geçti. Peki insanlar neden bedenlerinde kalıcı değişimler gerçekleştirmek için para ödüyorlar? Psikolog Diana Zuckerman'a göre "daha iyi görünmek, daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Ve bu insanların birbirlerinin görünümünü önemsediği bu dünyada oldukça anlamlı bir çaba." Ancak JAMA Facial Dergisi'nde yayınlanan bir makaleye göre de estetik ameliyatlar, insanların daha güzel ve çekici görünmesini sağlamıyor. Tam tersi çekiciliği azaltıyor.
Herkes zaman zaman çok fazla sıkılabilir. Ancak bir kez düşündüğünüzde, koca bir dünyada yapılacak onca şey varken sıkılmak bir hayli garip bir şey öyle değil mi? Araştırmalara göre sıkıntının çözümü "yoğun olmak" değil. Sıkıntının kökeni, memnuniyetsizlik ve tatminsizlikten geliyor. 2012'de Journal Perspectives on Pyschology Science'da yayınlanan bir araştırmaya göre odaklanma problemi yaşayan insanlar, daha çok sıkılıyor.
Unutkanlık çoğu zaman başımıza gelebilen oldukça yaygın problemlerden biri. Bu problem kimi zaman yoğun günlerde kendini gösterirken kimi zaman en sakin anlarda bir anda bizi şaşırtabiliyor. Daha önce öğrendiğiniz bir bilgiyi unutmak çok anormal bir şey değil ancak, bir odaya neden girdiğinizi unutmak bir hayli ilginç, öyle değil mi? Bir şeyleri unutmak için büyük sorunlara sahip olmanız gerekmiyor. Örneğin Quarteryl Journal of Experimental Pyscgology'nin bir araştırmasına göre yalnızca bir kapı açmak dahi beyinde yaptığı alarmla bir şeylerin unutulmasına yol açabiliyor.
İster sevin ister sevmeyin, dedikodu yapmak günlük hayatın büyük bir parçası. Hatta bilim bazı araştırmalar sonucunda, dedikodunun insanları bir araya getiren ve yakınlaştıran bir şey olduğunu söylemeye başladı. Oxford Üniversitesi'nde primatolog olan Robin Dunbar insanların dedikodu yapmasını doğadaki diğer hayvanlarda gözlemlenen bazı hareketlerle benzerlik gösterdiğini savunuyor. Örneğin babunlar, birbirlerine yardımcı olmak için birbirlerinin enselerindeki böcekleri alırken, insanlar birbirlerinin arkasından konuşuyor. Başka bir gözlemle yaklaşmak gerekirse, araştırmacı Jennifer Bosson dedikodu yapmayı şu sözlerle açıklıyor; "iki insan sevmedikleri başka bir insan hakkında konuştuklarında, bu konuşma onları yakınlaştırır ve aralarındaki paylaşımı artırır."
"Ölüm hakkında düşünüyor musun?" sorusuna "hayır" diye yanıt veriyorsanız birçok insandan farklısınız demek. Çünkü Wisconsin-Madison Üniversitesi'nde bilim ve psikoloji alanında yardımcı asistanlık yapan Pelin Kesebir'e göre ölüm hakkında düşünmek oldukça yaygın bir şey. Pelin Kesebir durumu şu sözlerle anlatıyor "insan beyni ölümün kaçınılmazlığını anlayıp, kabullenip onu sorgulama yetisine sahip, dolayısıyla bu yeti yaşama iç güdümüzle birleşince oldukça enteresan bir sorgulama sürecini başlatmış oluyor."
Gece aniden "cansız" hisseden bir elle uyandığınız mutlaka olmuştur, değil mi? Bir sinir üzerine fazla baskı yaptığımız zaman ortaya çıkan karıncalanma hissi yaşadığımız en garip şeylerden biri.
Sigara içmek, alkol ve uyuşturucu kullanmak... Tüm bu alışkanlıklar insanların hayatını sonlandırabilecek kadar tehlikeli olmasına rağmen, dünya çapında oldukça yaygın olan "kötü" alışkanlıklardan. Peki insanlar için kötü alışkanlıklarını bırakmak neden bu kadar zor? Alberta Üniversitesi'nde sağlık profesörü olan Cindy Jardine'ye göre ağır genetik bağımlılık problemleri olmayan insanların dışında, kötü alışkanlıklara sahip olan insanların bu alışkanlıkları bırakamama nedeninin sonuçlarını düşünemiyor olmaları. Profesöre göre bir diğer nedenlerden birinin ise kişilerin uzun ve sağlıklı yaşamaktansa "şu an nasıl istiyorlarsa öyle yaşamak" olduğunu dile getiriyor.
Hayatımızın üçte birini uyuyarak geçiriyoruz. Hiçbir insan birkaç günden daha fazla uykusuz kalamıyorken uyku, insan aktiviteleri ve ihtiyaçları arasında en az düşünülen ve kafa yorulan aktivitelerden biri. Bize kalırsa nöronların yenilenmesine, dolayısıyla beyin gelişimine katkıda bulunan bu harika aktiviteyi daha yakından incelemeli ve açıklamaya çalışmalıyız.
Uykunun biz insanlar için pek çok faydası var, peki ya gördüğümüz rüyalar? Neredeyse her gece rüya görüyoruz, peki bu gördüğümüz rüyalar bir amaca hizmet ediyor mu? Bilim insanları neden rüya gördüğümüze dair kesin sonuçlar elde edemese de ortalıkta dolanan birkaç teori var. Bu teorilerden biri Harvard Üniversitesi'nde psikolog olan Deirdre Barrett tarafından geliştirildi. Barrett'a göre insanlar hayatlarındaki problemleri çözmek için rüya görüyorlar. Yani bir nevi rüyalar bize "kutunun dışına çık ve öyle düşün" mesajları veriyor.
Sosyal ilginin bir sonucu ve utanç duygusunun fiziksel belirtisi olan "kızarmak" oldukça ilginç "insansı" özelliklerden biri. Kızarmamızın nedeni ise şöyle; utandığımızda yüzdeki damarlar genişler ve böylece yanaklara daha fazla kan gider, bu da yanaklarımızın kırmızılaşmasına neden olur.
Birdenbire bir şey duyduğunuz ya da gördüğünüz bir şeyin yüksek ve garip sesler çıkarmanıza neden olması... Evet, gülmek ve kahkaha atmak oldukça garip bir tepki mekanizması. Psikologlara göre gülmek pozitif duyguların ve hislerin yayılması sonucu oluşuyor ve bu hislerin yayılmasını sağlıyor. Dolayısıyla gülmek aslında garip olduğu kadar faydalı.
İki adet göz, nasıl 3 farklı boyutu görebilir ki? Bu olay aslında zihnin hilelerinden biri. Öncelikle beynimiz sağ ve sol gözümüzün elde ettiği görüntüleri "binoküler görme özelliği"ni kullanarak ayırıyor. Daha sonra ise bu iki görüntüyü birleştirerek yeni bir görüntü yaratıyor.
En ufak bir hatada büyük olaylara sebep olabilecek aksiyonlara girişmeye risk almak diyoruz. Peki neden bu tür sonucu belli olmayan hareketler yapıyoruz? Bilim insanlarına göre risk almanın boyutları cinsiyete göre değişiklik gösteriyor ve erkekler kadınlara kıyasla daha çok risk alıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise erkeklerin insanları bu şekilde etkileyebileceklerini düşünmesi.
Yediğimiz ve içtiğimiz her şey midemizde gaz oluşumuna sebep oluyor. Ne kadar komik ve ayıplanan bir şey olsa da, bir insanın gün içinde 1.9 litreye denk gelecek miktarda gaz çıkarması oldukça sağlıklı bir şey.
Kadınlar da erkekler de kişisel bakımlarının büyük bir parçası olarak tıraş oluyor. Ne var ki tıraş olarak aslında evrimimize meydan okuyoruz. Nasıl mı? Koltuk altı ve üreme organının çevresindeki tüyler, feromonları tuzağa düşürmek amacıyla var olan, vücudumuzun sahip olduğu oldukça işlevsel şeylerden. Ayrıca bu tüylerin meydana getirdiği kokuları karşı cinsi etkilemek için kullandığımızı düşünürsek, onları tıraş etmemiz pek de faydalı bir şey değil...
Üzüntü duygusunun, gözlerimizden damlalar akıtması ne kadar garip değil mi? Çoğu canlının aksine insanlar üzüldüklerinde göz yaşı döküyor. Bilim adamları göz yaşını stresin vücuttan atılış şekli olduğuna inanıyor. Bu da ağladıktan sonra kendimizi iyi hissetmemizi açıklar nitelikte.
Dünyanın pek çok yerinde binlerce insan İslam, Hinduizm, Hristiyanlık gibi dinleri benimseyip, hayatını o dine göre adapte ederek yaşıyor. Bilim, din kavramının neden ortaya çıktığı ve zamanla nasıl şekil değiştirdiği üzerine yaptığı araştırmalara devam ediyor. Şimdi kadar ulaşılan sonuçlardan biri araştırmacıların seslendiği adıyla "Tanrılar Okulu". Bu bulguya göre erken dönem insanları, tehlikeden kaçmak için hızlıca karar vermek durumundalardı. Dolayısıyla iç güdülerinden oldukça fazla faydalanıyorlardı, bu durum ise onların görmedikleri şeylere inanmalarını daha kolay bir hale getiriyordu.