İnsanların davranışlarından etkilenmemek mümkün mü?
Gariptir ki başkalarının davranışları, bazı yer ve zamanlarda eylemi yapan kişiden çok karşıdakini etkiler.
Kişi birdenbire durumu kendisiyle ilişkiliymiş gibi kabul eder. Başkası yönelimli olduğu için ya onay ihtiyacını gidermek adına aşırı onay arayışına ya da kaçınmaya başvurur.
Bunlara ek olarak, yargılama başa çıkma yöntemiyle, kendini de karşısındakini de yargılar halde olur.
Artık, kendine acımasız davranan bir kişinin bir başkasına da daha acımasız yaklaşabildiğini, yalnızca ben değil tüm dünya biliyor. Okuyor…
Biri bir davranış sergiliyor ve davranışı sergileyenden çok siz yara alıyorsunuz.
Halbuki bu durum onunla ilgili bir durum.
Kendisiyle alakalı çözülmemiş, işlenmemiş bir duygu.
Ancak gelin görün ki siz kendi kendinizi kişiselleştirir veya başkasını ya da kendinizi etiketler halde buluyorsunuz ve çok daha fazlası…
Ama kişi bunları yaparken fark etmez. Bilinçli bir çabayla yapmaz. Bilinçdışından daha derin bir yerden varlığın en derin yapı taşlarından gelir bu durum.
Temeldeki inançlardan.
Çocukluktan.
Daha sonra kişi bu inançlarla baş etmek adına kendine bir hayatta kalma fonksiyonu oluşturup olumsuz başa çıkma yöntemleriyle bu durumlar içerisinde kendisini bulur.
Peki sizin temel inançlarınız neler?
Çocukluğunuzun izleri, şimdiki hayatınızı nasıl etkiliyor?
Çocukluktaki yaraların izlerinin kapandığını düşündüğünüz, çözülmemiş, anlamlandıramadığınız kazanımlarınızı çözümlemek için bugün neler yapmanız gerekmektedir?
Bunların hepsinin cevabı benlik farklılaşma düzeyinizde.
Benlik farklılaşma düzeyinizi artırmak kendi süreçlerinizle ilgili bir husus.
Ve bu hususa giden yolda tüm kapılar kendinize açık.
Kendi kapılarınızı kendinize açın.
İşin sırrı bu.
Kendine özenle, şefkatle, güvenle yaklaşabilmekte.
İlginizi çekebilir: Özgüven nasıl artırılır: Özgüven için ne gereklidir, kişiye neler kazandırır?