X

İnsanları okuma sanatı: Etkili tekniklerle karşınızdakinin davranışlarını çözümleyin

Psikiyatristlerin ve psikologların işi aslında insanların yalnızca ne söylediğini dinlemek değil, insanları okumak ve kim olduklarını anlamaya çalışmaktır. Sözel veya sözsüz ipuçlarını yorumlayarak, insanların gerçek görünümü altında maskeledikleri geçmişlerini görmeye çalışırlar. Elbette bu noktada sadece mantıkla hareket etmek tüm hikayeye sahip olmanıza yardımcı olmayacaktır. Bu noktada yapmanız gereken, insanların isteyerek veya istemeyerek verdiği sözsüz, sezgi yoluyla anlaşılan ipuçlarını okuyabilmektir.

Bunu yaparken ön yargılarla, eski kırgınlıklarla ya da ego çatışmalarıyla dolu, gerçeği açıkça görmenize mani olan duygusal bagajınızı bırakmaya gönüllü olmalısınız. Buradaki esas nokta objektif kalmak ve bozulmadan önce nötr bir şekilde bilgiye sahip olmaktır.

İster patronunuzu okumaya çalışın, isterseniz de çalışanınızı, insanları doğru bir şekilde anlamak için ön yargılarınızdan kurtulmalı, duvarlarınızı yıkmalısınız.

Bu yüzden öncelikle eski ve kısıtlayıcı düşüncelerden kurtulma konusunda istekli olmalısınız. Başka insanları mükemmel bir şekilde okuyabilen insanlar, davranışları çözümleme konusunda kendini eğitmeyi başarmış olanlardır. Bu insanlar, duyularından mükemmel bir şekilde faydalanarak, dikkatini yaşam değiştiren sezgisel iç görülerine yöneltmeyi başarabilmiş kişilerdir. Siz de bazı metotlar uygulayarak insanları okumayı başarabilirsiniz. İşte o metotlar:

İnsanları okumak için faydalanabileceğiniz teknikler

1. Vücut dili ipuçlarını gözlemleme

Araştırmalar gösteriyor ki, vücut dili iletişimimizin anlaşılması konusunda %55 , ses tonu %30 ve kelimeler ise %7 oranında bize yardımcı oluyor.

Karşınızdakini okumaya çalışırken aşırı gergin veya analitik olmayın. Sakin kalın ve akışkan olun. Rahat olun, arkanıza yaslanın ve sadece karşınızdakini gözlemleyin.

İlgili yazı:  Öz güveninizi artırmak için başvurmanız gereken vücut dili önerileri 

İşte bu yolda işinize yarayacak vücut dili önerileri:

a) Dış görünüşe önem verin

Başkalarını okumaya çalışırken şunları fark etmeye çalışın:

  • Karşınızdaki insan başarılı olduğunu belli etmek ve tutkusunu göstermek için güzel takım elbiseler ve parlak ayakkabılar mı giyiyor?
  • Konforuna önem verdiği için mi kot ve t-shirt giyiyor?
  • Karşısındakini tahrik etmeyi amaçladığı için mi göğüs dekolteli badi giyiyor?
  • Spiritüel değerlerini yansıtmak için mi dini simgeli kolyeler takıyor?

b) Postürü fark edin

İnsanların postürünü okumaya çalışırken, kendinize şu soruları sorun:

  • Başını öz güvenli bir şekilde dik tutuyor mu?
  • Ya da düşük öz saygının bir işareti olarak yanlış bir postüre mi sahip?
  • Göğsünüz önde kasılarak yürümek, büyük bir egonun mu işaretidir?

c) Fiziksel hareketleri izleyin

  • Yaslanma ve mesafe: İnsanların ne tarafa doğru yaslandıklarını gözlemleyin. Genellikle insanlar, sevdiği kişilere doğru olan tarafa yaslanırlar ve sevmedikleri insanlardan uzak durma eğilimindedirler.
  • El kol bağlamak veya bacak bacak üstüne atmak: Bu poz savunmaya geçmeyi, nefreti veya kendini korumayı simgeler.
  • Bir elini saklama: Eğer bir kişi elini cebinde ya da arkasında saklıyorsa, bu durum sakladığı bir şeyler olduğunu gösterir.
  • Dudaklarını ısırma ya da tırnak yeme: Eğer bir kişi dudaklarını ısırıyor veya yalıyor ya da tırnaklarını yiyorsa, bu durum baskı altında olduğunu ya da hiç olmak istemediği garip bir durumda olduğunu gösterir.

d) Yüz ifadelerini yorumlayın

Duygular, yüzünüzde iz bırakır. Kaş çatmak; endişe ve aşırı düşünmenin bir ürünüdür. Gözlerinizin etrafındaki çizgiler; eğlencenin ve neşenin bir ürünüdür. Dudak büzmek; öfkenin, küçümsemenin ve hoşnutsuzluğun simgesidir. Dişlerinizi sıkma ve diş gıcırdatma ise gergin olduğunuz anlamına gelir.

2. Sezgilerinize kulak verin

Karşınızdaki insanın vücut dilinin ve kelimelerinin ötesindeki şeylere karşı da duyarlı olmalısınız. Sezgiler içgüdülerinizin ne hissettiğidir, aklınızın ne söylediği değil. Bu sözel olmayan bilgiler; mantık yerine görüntüler yoluyla algılanmaktadır. Eğer birini anlamak istiyorsanız, en önemli şey karşınızdaki kişinin nasıl bir kişi olduğunu bilmekten geçer. Sezgiler, daha zengin bir hikaye oluşturmak adına size bu noktada görünenden daha fazlasını sunacaktır. Sezgisel ipuçları listesi  

a) İçgüdülerinizi dinleyin 

İçinizden gelen sese kulak verin. Özellikle ilk buluşmada, karşınızdaki kişiyle ilgili düşünme fırsatı bulmadan önce içgüdüsel reaksiyonunuza önem vermelisiniz.

İçgüdüsel duygular hızlı bir şekilde ilkel tepkiler olarak ortaya çıkarlar. Onlar sizin içsel gerçek ölçerinizdir ve karşınızdaki kişiye güvenip güvenmemenizi size söylerler.

b) Sezgisel ürperme

Tüylerinizin diken diken olması sezgisel bir ürperme durumu olup karşınızdaki insanın size ilham verdiğini, heyecanlandırdığını veya sizi etkilediğini gösterir.

Dejavu yaşadığınızda da, yani daha önce görmediğiniz birini tanıdığınızı düşündüğünüzde de, tüyleriniz diken diken olabilir.

c) İçgörülerinize dikkat edin 

Herhangi bir sohbet sırasında, karşınızdaki insanla ilgili herhangi bir bilgi aniden aklınıza gelebilir. Tetikte olun yoksa bu bilgiyi kaybedebilirsiniz. İnsan beyni, düşünceler arası geçişi çok hızlı yapar ve bu kritik önem sahip iç görüler eğer kaydedilmezse kaybolabilir.

d) Sezgisel empatinize odaklanın 

Bazen, insanların fiziksel semptomlarını ve duygularını, yoğun empati sayesinde hissedebiliriz. O yüzden bir kişiyi okumaya çalışırken şunların farkına varmaya çalışın: ‘Sırtım daha önce olmadığı gibi mi ağrıyor?’, ‘Bu sakin görüşmeden sonra depresif ve mutsuz mu hissediyorum?’ Bunun empati olup olmadığını belirlemek adına, kendinize geri bildirim verin.

3. Duygusal enerjinizi hissedin

Duygular, ene^rjinizi mükemmel bir şekilde ifade etme yöntemidir. Duygularımızı sezgilerimizle birlikte kaydederiz. Bazı insanların etrafta olması size kendinizi iyi hissettirir, ruh halinize ve canlılığınıza olumlu etki eder. Bazı insanlar içinse durum tam tersidir. Bu görünmez enerji vücudunuzun her yerinde hissedilebilir. Çin tıbbında bunun adı ‘chi’, yani sağlığınızın temeli olarak bilinmektedir. Duygusal enerjiyi okuma stratejileri:

İnsanların gözlerine bakın

Gözleriniz güçlü enerjiler iletirler. Beynin elektromanyetik sinyalleri tüm vücuda yollaması gibi, gözler de bu sinyalleri dışarıya yansıtırlar. İnsanların gözlerine bakarak onları gözlemlemeye çalışın. Karşınızdaki insanın gözlerinde ne görüyorsunuz? Şefkat, huzur, nefret, kötülük? Bunu yaparken şuna da karar verin:

Karşınızdaki insanın gözlerinin içine bakıp gözlemlemeye çalışarak o anki ruh halini anlayabilirsiniz.

Bu kişinin gözlerinde yakınlığı görebiliyor musunuz? Yoksa sakladığı bir şeyler mi var?

El sıkışma, sarılma ve dokunmanın farkına varın 

Kendinize sorun: Biriyle el sıkışmak kendinizi rahat, güvenli ve konforlu hissettiriyor mu? Yoksa rahatsız edici buldunuz ve elinizi geri çekmek mi istiyorsunuz? Karşınızdaki insanın elinin terli olması bir endişe belirtisidir. Aynı zamanda karşınızdaki insanın elinizi sert değil yumuşak bir şekilde sıkması, tarafsız ve çekingen olduğunu gösterir.

El sıkışmak, dokunma ve sarılma esnasındaki küçük ipuçları karşınızdaki kişiyle ilgili size ipuçları verecektir. 
Anahtar nokta: Ses tonu 

Sesinizin tonu ve şiddeti duygularınızla ilgili birçok bilgi vermektedir. Ses frekansları titreşimler yaratır. İnsanları okurken, ses tonlarının onları nasıl etkilediğini anlamaya çalışın ve kendinize sorun: ‘Bu ses tonu yatıştırıcı mı yoksa rahatsiz edici, kibirli veya ağlak mı?

Yaşamının 23 yılını FBI’da karşı casusluk yaparak geçiren LaRae Quy, insanları okumak ve davranış çözümlemeleri yapma konusunda gerçek bir uzman. İnsanları okuma konusunda, etkili olabilecek birkaç öneriyi bizlerle paylaşıyor:

İnsanların yürüyüşlerini gözlemleyin 

Ayaklarınızı sürüyerek yürüme ve başınızın sürekli önde olması öz güven eksikliğinden kaynaklanır. Eğer şirketinizde böyle biri varsa, onu övmek için ekstra çaba sarfetmek, çalışanınızın güveninin yerine gelmesine yardımcı olabilir. Bunun yanında toplantıda o kişiye direkt sorular sorabilir ve fikirlerini sunmasını isteyebilirsiniz.

Aksiyon kelimelerine nokta atışı yapın

Kelimeler, insanların kafasından geçenleri anlamak adına en kolay seçenektir. Kelimeler düşünceleri yansıtır, bu yüzden kelimeler arkasında yatan anlamları görmelisiniz.

Örneğin; patronunuz ‘X markasıyla devam etmeye karar verdim’ diyorsa burada aksiyon kelimesi ‘karar vermek’tir. Bu kelime, patronunuzun ya dürtüsel davranmayan bir karakter olduğunu, ya farklı opsiyonları tartarak hareket ettiğini ya da enine boyuna düşündüğünü gösterir.

Aksiyon kelimeleri karşınızdaki insanın ne düşündüğüyle ilgili size mükemmel bir iç görü verecektir.

Kaynak:

Psychologytoday.com

Inc.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale