Ben insanları yıllarca sadece söylediklerini dinleyerek tanımaya çalıştım. Birini tanımak istediğimde ona sorular soruyor veya kendisiyle ilgili anlattıklarını dinliyordum. Sonra, bu bilgileri tuğla gibi üst üste dizip kafamın içinde o kişinin karakterini inşa ediyordum.
Uzun yıllar boyunca gözüm kapalı dizdiğim tuğlalardan enfes gökdelenler yarattım. Dışarıdan baktığımda “kusursuz” görünüyorlardı.
O zamanlar, sağlıklı ilişkilerin tartışmasız olması gerektiği gibi yanlış bir inancım da vardı. Böyle bir inancınız olduğunda hayatınızın yüzeyinde neredeyse hiç sarsıntı olmaz. Siz hayatla derin bir ilişki kurmaya niyet edene kadar ya da içinizden doğan beklenmedik bir sarsıntıya kadar da her şey yolunda sanırsınız.
Ancak gerçekler öyle ya da böyle bir gün mutlaka ortaya çıkacak ve ifade edilemeyip içe atılan her şey bir depremle zemininizi test edecektir. Binaların yıkılmasından korktuğumuz için sarsıntıyı önlemeye çalışmanın ne kadar büyük bir yanılgı olduğunu böyle öğreniriz. Önemli olan temeli sağlam binalar yapmaktır.
Benim için de öyle oldu. Emek emek yaptığım gökdelenlerim ilk depremde yerle bir oldu. Çok üzüldüm.
Yine de bu tutumumdan hemen vazgeçemedim ve insanların sözlerine sorgusuz güvenmeye devam ettim. Depremden sonra aynı mantıkla inşa ettiğim diğer binaların da birer birer çöküşünü izlemem kaçınılmaz oldu. Tek tesellim bunların gökdelene dönüşmeden yıkılmış olmalarıydı.
Bir gün büyük umutlarla başladığım yeni bir inşaatı henüz ilk katındayken test etmek istedim.
Sıkça kendinden bahseden ve daha ben sormadan açıklama yapan biriydi. İçimden bir ses bu kez görünenin arkasına bakmamı söyledi. Önce bunu gereksiz buldum ama içime dönüp bakınca “gereksiz” diye etiketlediğim şeyin arkasında gerçeklerin istediğim gibi olmaması ile ilgili bir korku sakladığımı keşfettim. Bu korkunun üstüne gitmeliydim. Cesaretimi topladım ve o kişinin doğal hareketlerini izlemeye karar verdim. Konuştuklarımızı ve yaptıklarını dışarıdan bakan biri gibi izledim ve bu şekilde baktığımda hayatı çok kontrollü yaşadığını fark ettim. Bu kadar kontrol ihtiyacının ardında gizli bir bahçe bulacağımı tahmin ediyordum. Neredeyse çok az hareketi doğal ve kontrolsüzdü. Böyle olunca ben de onda doğal davranış yaratacak bir aksiyon almaya karar verdim.
Sonuç olarak, bu henüz ilk kattayken yıkılan ilk inşaatım oldu. Yine üzüldüm ama bu sefer kendimi daha güçlü hissettim. Belki de ilk defa bir duygusal ilişkimde gerçeklerle yüzleşme cesareti göstermiştim. Bunun için kendimi kutladım.
Sadece sözlere dayalı eski yöntemi bıraktığım gün o gün oldu ve sonrasında tanıdığım tanımadığım şimdiye kadar tanıdığımı sandığım herkesin davranışlarını izlemeye başladım.
İnsanların çok sık konuştuğunu, bol bol sözler verdiklerini ama çok azını gerçekleştirdiklerini gördüm. Ancak, bir insan bir şeyi gerçekten istiyorsa onu yapmanın mutlaka bir yolunu buluyordu.
İnsanın doğal davranışları düşünce sistemlerinin aynasıdır
İnsanlar sözleri ile manipülasyon yapabilir ya da birilerinin onları izlediklerini fark ettiklerinde davranışlarını kontrollü şekilde iç motivasyonlarından farklı yansıtabilirler. Mesela, sadece sosyal medya hesabını takip ederek tanımaya çalıştığınız birinin gerçek kişiliği hakkında hiçbir fikriniz olmayabilir, çünkü sosyal medyada görünmek istediğiniz gibi olmanız çok kolaydır. Hatta tüm sistem insanın bu zafiyeti üzerine kurulmuştur demek de yanlış olmaz.
Peki kimse bakmıyorken kimdi bu insanlar? İşte bunun cevabını sadece doğal davranışlarını izlediğinizde bulabilirsiniz.
İnsanların davranışları düşünce sistemlerinin bir uzantısı olduğundan birine davranışlarını düzeltmesini söylemek ve ondan kalıcı bir değişiklik beklemek de yanıltıcı olacaktır. O kişi belki sizi kırmamak için bunu kabul edip davranışlarına bir süre dikkat edebilir ama bu konudaki düşünce sistemi değişmediği sürece doğal davranışı değişmeyecektir. Düşünce sisteminin değişmesi ise önce doğru bilgiye erişmek ve sonra bu bilgiyi karşısına çıkan her fırsatta hayata geçirerek mümkün olabilir. Bunu da ancak değişmeyi çok isteyen biri gerçekleştirebilir.
Peki hayatımdaki insanların doğal davranışlarını anlamamın bana ne faydası var? Onları değiştirebilir miyim? Hayır, kimseyi onlar istemediği sürece değiştiremeyiz ama hayatımızdaki her insan bizim kendimizi tanımamız için bir fırsattır. Hayatımıza çektiğimiz bu insanların gerçek doğalarını görebilir ve bizimle birlikte olmalarının altındaki gerçek motivasyonu keşfedebilirsek kendimize bir adım daha yaklaşmış oluruz. Unutmayın, herkes ihtiyacı olanı hayatına çeker.
Şimdi hayatınızdaki insanlara tekrar bakın. Onların davranışlarında ne görüyorsunuz? En sevdikleriniz ve en sevmedikleriniz özellikle onları gözlemleyin. Varlıkları sizde hangi duyguları uyandırıyor, hangi korkularınızı tetikliyorlar?
Her insanın bir keşif olduğunu aklınızdan hiç çıkartmayın ve her zaman gözlemci kalmaya devam edin.
İlginizi çekebilir: Değişimi durduramayız ama ona yön verebiliriz