İnsani bir sorumluluk: Fabrika ayarlarına dönmek
“Bir dil bulacağız her şeye varan. Bir şeyleri anlatabilen… Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük dolaşmayacağız bu dünyada…” –Yaşar Kemal
Yaşar Kemal’in bu sözü günlerdir zihnimde dönüp duruyor. Öyle olaylar oluyor ki çevremizde, dilsiz kalmak en güvenilir yol zannediliyor. Konuşmasam daha iyi. Zaten benimle ilgili değil, ne konuşacağım ki. Bu konunun bana bir zararı yok. Sussam daha iyi…
Başka bir söz daha var kalplerimizde yankılanan: “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”
Oysa çözüm yanı başımızda, içimizde, kulağımıza fısıldanan bir ninni ezberi gibi taptaze tüm bedenimizde… Konuşmak lazım, düşüncelerin, duyguların kendini ifade etmeye ihtiyacı var. Çare konuşmakta, fayda ifade etmekte…
Böyle düşmanca diyor ve devam ediyor Yaşar Kemal ayrıca sözünde. Düşmanca, kutuplaşarak, kendi dışındakini öteki sayarak yaşamak ne zor. Oysa siyahın beyaza ihtiyacı var. Gündüzün geceye. Aydınlık karanlık varken anlamlı…
En önemlisi birlik bilincine varmak, bunu hiç düşündük mü? Diğer canlıları, yaratılanları kendinden gayrı görmemek ancak her geçen gün dolaşıklığı bile isteye artırılan bu düğümleri çözebilir. Bölük pörçük olmak da eksiklik barındırıyor. Bir türlü bütüne, tama kavuşamayan parçanın çırpınışı gibi. Ne yapsa eksik ne yapsa boşlukta.
Bu dünyada insan olarak atacağımız ilk adım fabrika ayarlarımıza dönmemiz olur. Bir bütünün parçaları olduğumuzu hatırlamak, her canın benzer içerikte talepleri ve ihtiyaçları olduğunu anlamak ile başlayalım. Dünyanın sadece bizim için yaratılmadığını, her bir zerrenin ekosistemde bir yerinin olduğu bilincini yeniden oluşturmakla devam edelim. Bizi biz yapanın ayrıcalık değil, şımarmadan, kendini üstün görmeden birlikte yaşama farkındalığı olduğunu hissedelim her bir hücremize kadar.
Bu sözü biraz değiştirmek istiyorum, ustaya hadsizlik olmayacaksa…
Bir dil bulacağız her şeye varan. Bir şeyleri anlatabilen…
Böyle sevgi dolu, böyle huzurlu, böyle birbirini anlayan olacağız bu dünyada…
İlginizi çekebilir: Soru dediğin kalbinden geçen bir yolcu: Sorularınızı değiştirin, hayatınız değişsin