X

İnsan vücuduyla ilgili şaşırtıcı 10 gerçek

1 .Erkeklerin kasıklarına vurulması neden karında ağrıya sebep olur?

Testislere ait sinirler ve damarlar karın bölgesinde oluşmaya başlar. Yani bu bölgeye alınan bir darbe sonucunda acı ve ağrı, sperm sinir ağı yoluyla karın boşluğuna ulaşır. Erkekler, karınlarında hissettikleri bu ağrının dışında bulantı da hissederler. Bunun sebebi büyük bir ihtimalle sempatik sinir sisteminin ani boşalması olabilir. Yani testislerin darbe alması durumunda testislerde ve karında ağrı, bulantı ve düşük bir ihtimal kusma görülür.

2. Kendinizi neden gıdıklayamazsınız?

Beynimiz çok karmaşık bir yapı. Beklenen ve beklenmeyen hareketlere farklı tepkiler vermekte. En büyük tepkiyi beklenmeyen hareketlere veriyor. Yani kendimizi gıdıklamaya çalıştığımızda aslında beynimizin beklediği bir şeyi yapıyoruz. Dolayısıyla başka birinin bizi gıdıklaması beklenmeyen bir şey olduğu için, bu olaya onun kadar tepki vermiyoruz.

Beynimiz, kendimizi gıdıklayacağımızı bildiği için tepki vermez.
3. Bazen boğazımızdan gelen beyaz çirkin şeyler nedir?

Boğazınızın arkasında yutarken hissettiğiniz, pis kokulu ve beyazımsı parçalara bademcik taşı deniyor. Bu taşlar mukus, ölü hücreler, döküntüler ve bakterilerden oluşuyor. Eğer bu birikintiler sertleşirse sarımsı bir renk alarak bademciklerde paketçikler halinde yaşıyorlar. Bu kötü kokulu bademcik taşları yetişkinlerde ve çocuklarda görülebiliyor. Genellikle bademcik enfeksiyonu yaşayan insanlarda çok sık görülüyor. Çalışmalar bademciklerini aldıran insanlarda bu taşlara rastlanmadığını gösteriyor.

4. Egzersizden sonra kaslarımızda hissettiğimiz ağrının sebebi nedir?
Kas ağrısı yaşamamak için vücudunuzu spora alıştırmanız ve çok uzun aralar vermemeniz gerekir.

Şu zamana kadar, kaslardaki bu ağrının sebebinin egzersiz yaparken oksijen yetersizliği sonucunda üretilen ve kaslarda biriken laktik asit olduğu söyleniyordu. Son çalışmalar oksijen yetersizliğinde laktik asidin de tüketildiğini söylüyor. Bu ağrının sebebi olarak kaslarınıza alışmadığı ya da daha önceden yapmadığı hareketler yaptırmanız sonucunda oluşan mikro çatlaklar olarak işaret ediliyor. Egzersizden sonra kaslarınızı dinlendirip tekrar aynı egzersizi yaptığınızda aynı ağrıyı hissetmediğinizi görürsünüz. Bu olay kaslarınızın alışmasıyla ilgilidir.

5. İnsanların %85’i nefes verirken sadece bir burun deliğini kullanır

Daha da ilginci burun deliği değiştirme süresi periyodik ilerliyor örneğin 4 saatte bir. Tabi bu süreler kişinin vücut yapısına, yaptığı aktiviteye ve burun tıkanıklığına bağlı olarak değişiyor. Burun deliklerindeki değişim burnun içinde bulunan erektil hücrelere bağlı olarak gerçekleşiyor. Bu hücreler penisteki ya da klitoristeki erektil hücrelerle aynı. Erektil hücreler aynı anda bir burun deliğini tıkarken, diğer burun deliğini açıyor. Ayrıca hangi burun deliğini kullandığınız vücudunuzu ve beyninizi de etkiliyor. Örneğin sağ burun deliğinizden nefes alıp verdiğinizde kan şekeriniz yükseliyor, sol burun deliğinden yapılan nefes alışverişleri ise kan şekerini düşürüyor. Bir çalışmaya göre ise sağ burun deliğinin kullanılması daha çok oksijen tüketilmesine sebep oluyor. Bir başka örnek; sol burun deliği kullanılırken beynin sağ yarımküresinin aktif olduğunun ve tam tersinin sağ burun deliği için gerçekleştiğinin görülmesi. Beynin sağ yarım küresi yaratıcı tarafımız sol yarım küresi ise sayısal tarafımızı temsil ediyor. Yani hangi burun deliğini kullandığınız düşünce tarzınızı etkileyebilir.

6. Tipik bir insanın bağırsağında yaklaşık 100 trilyon bakteri hücresi vardır
Bağırsağımızda bizim yararımıza çalışan bakteriler vardır.

Bu rakam insan vücudunu oluşturan hücrelerin yaklaşık 10 katı. Bağırsaklar doğum gerçekleşene kadar steril durumdadırlar. Doğumun ilk yılından başlayarak bakteri kültürleri ve mikroplar bağırsaklara yerleşmeye ve yeni bir cumhuriyet kurmaya başlar. Özellikle de sütten kesildikten sonra bu durum çok hızlı bir şekilde devam eder. Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmada insan bağırsağında yer alan bakterilerin bir kataloğunu sunuldu. Bu katalogda bütün mikroplar genlerine göre ayrılıyordu. Sonuçlara göre vücudumuzun bu mikroplara ihtiyacı var. Bakteriler sindirime yardımcı oluyor, vücudumuza temel vitaminleri sağlıyor ve patojenlerin istilasından koruyor.

7. Dilimizin farklı tatlara göre ayrılmış bölgeleri yok

Popüler inanışın aksine, dilimiz farklı bölgelere ayrılmış değil. Bu yanlış inanış Harvard’lı bir bilim adamının Almanca bir makaleyi yanlış çevirmesinden kaynaklanıyor. Bu bilim adamı, bir grup insanı toplayarak değişik tatları dillerinin farklı bölgelerinde tatmasını istedi. Bunu dil üzerinde iyi bir harita çıkarana kadar tekrarladı. Oysa ki zarar görmemiş bir tat tomurcuğu, 5 ana lezzeti az ya da çok algılar. Yani tat alma duyusu insanların dilindeki tat tomurcuklarının nerede ve ne kadar yoğunlaştığı ile ilgilidir. Bu durum insandan insana ve hatta yaşa göre değişebilir.

8. Uyurken gözlerinizde neden akıntı oluşur?
Uyandığımızda gözümüzde oluşmuş çapaklarla karşılaşabiliriz.

Uyurken vücudumuzun belirli bölgelerinde akıntılar oluşur. Örneğin, burnumuzda, ağzımızda ya da gözlerimizde. Çapak da denilen bu akıntılar, toz, kan hücreleri ve deri hücrelerinin göz tarafından salgılanan mukus ve meybomiyan bezi tarafından salgılanan yağlı maddeyle birleşimi sonucu oluşur. Meybomiyan bezleri göz kapağında bulunan ve yağlı salgılar üreten bezlerdir. Bu bezler, gözler kapalıyken hava girişini önler, gözyaşlarınızın yanaklarınıza akmasını engeller ve gözünüzü nemli tutar. Çapak oluşumu uyanık haldeyken gözyaşı ya da göz kırpılması yoluyla temizlenir. Fakat uyurken göz kırpılmadığı için gözün içindeki yabancı maddeler bu mukuslarla birleşerek göz pınarlarında çapak oluştururlar.

9. Hava soğukken neden burnunuz akar?

Normal bir günde ortalama insan burnu 1 litreye yakın mukus üretir. Üretilen bu mukusun çoğu farkında olmadan yutulur. Burundan içeri soğuk hava girdikçe mukus üretimi hızlanır hatta burnunuzun ucuna kadar gelir. Bunun sebebi soğuk havadan dolayı üşüyen burnunuza kan akışının hızlanmasıdır. Normalden fazla kan hücresi üretimi salgı bezlerini de çok fazla çalışmaya sevk eder. Daha sıcak bir ortama girdiğinizde de burun akıntılarınız normale döner.

10. Beş duyudan daha fazlası

Kimi araştırmacılara göre 9, kimilerine göre yaklaşık 21 tane duyumuz var. Görme, duyma, tatma, koklama, dokunma, basınç, kaşınma, sıcağı ve soğuğu algılama, iç algı, gerilme, denge hissi, beyin damarlarını hissetme, kimyasal algılayıcı, susuzluk, açlık, manyetik alanları hissetme ve zaman. Bütün insanlarda zaman algısı var mı bilinmez ama 5 duyudan daha fazlasını hissettiğimiz ortada.

Kaynak :

Today I Found Out

İlginizi çekebilecek diğer yazılar :

Kulak masajı yapmanın inanılmaz faydaları

İki hafta spor yapmadığınızda vücudunuzda gerçekleşen 5 şey

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale