X

İnsan sağlığına giden yolda iç mekan hava kalitesinin önemi

İnsanların zamanlarının %90’ını iç mekanlarda geçiriyor olmaları, yapılarla uğraşan birçok disiplin ve meslek dalını ciddi bir arayışa itmiş durumda. Bu konuyla ilgili sayısız araştırma ve çözüm yöntemleri gerek akademide, gerekse piyasada önemli ölçüde yer alıyor. Bu konuda birkaç istatistik vermek gerekirse, EPA (Environmental Protection Agency) raporlarına göre iç ortam hava kirletici madde seviyelerinin dış ortama göre 2-5 kat daha fazla olduğunu söylemek mümkün. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre ise dünyada 339 milyon civarında astım hastası bulunuyor ve astım hastalığına yakalanma yaşı 4’e inmiş durumda. Türkiye’den ise yine iç karartıcı bir veri var elimizde: Türkiye’de ölümlerin %9’u doğrudan hava kalitesinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Hal böyle olunca, okullar, resmi binalar, spor salonları, eğlence yerleri gibi iç mekanlarda hava kalitesinin artırılması oldukça önemli hale geliyor. Yaklaşık 7 milyon bina ile yapı stoğunun en büyük oranını oluşturan konutlar ise öncelikli ele alınması gereken unsurların başında geliyor.

Gelişmekte olan yeşil bina kavramı, geleneksel binaların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkisi de dahil olmak üzere binalarımızın ekolojik etkisinin birçok yönüne odaklanmış durumda. İnşaat sektöründeki birçok kişi, binanın “yeşilliğini” değerlendirmek üzere sistemler bulmak için çalışıyor. Sevindirici bir olgu olarak, birçok yeşil bina sertifikasyon sistemi “iç mekan hava kalitesi” ile ilgili kriterler içeriyor ve güvenilir bir temiz hava temini ve zehirli maddelerin kullanımının azaltılmasını gerekli hale getiriyor. Ancak sağlık, yeşil bina gündeminin hala küçük bir kategorisini oluşturuyor. İnsan sağlığı odaklı bir değerlendirme sistemi olan WELL sertifikası, ana akım sertifikasyonların arasından sağlık kavramını ön plana çıkaran bir yıldız olarak parlasa da, dünyada yaygınlık açısından hala küçük bir paya sahip.

Bir başka küçük ölçekli sertifika sistemi ise Yapı Biyolojisi olarak sayılabilir. Sağlıklı yapı inşa etme yolları arayışı, 1960’ların başında Almanya’da ortaya çıkan bir bina felsefesi ve bilimi olan Yapı Biyolojisi kavramını dünyaya sundu. O zamanlar Avrupa’da, nüfusun büyük bir bölümünün, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra üretilen endüstriyel kapalı mekanlarda bulunmaktan kronik olarak rahatsız olduğu endişe verici bir şekilde aşikar hale geliyordu. İlgili profesyonellerden oluşan çok disiplinli bir kurul, yeni inşa edilen “hasta binaları” genellikle topraktan üretilmiş savaş öncesi bina stokuyla sistematik olarak karşılaştırdı. Sonuç, iç mekan hava kalitesini değerlendirmek için geliştirilen bir dizi bilimsel standart ve 25 ilke oldu.

Yapı Biyolojisi ilkeleri arasında gürültü kirliliği, doğal yapı malzemeleri, ısı depolama/yalıtım dengesi, optimum yüzey ve hava sıcaklığı, doğal havalandırma, pasif mimari yöntemleri, elektromanyetik alanlar, radyoaktivite, su kalitesi, yenilenebilir enerji, tasarımda armoni, fizyoloji ve ergonomi gibi birçok başlık bulunuyor. Bu başlıkların hepsi çevresel ve ekonomik kriterleri dikkate alırken, odağı insan sağlığına çeviriyor ve iç mekanda sağlığı etkileyebilecek birçok konuyu derinlemesine inceliyor. Duvarlardaki kabloların yerleri ve bunlardan yayılan manyetik alanlar dahil birçok incelikli kriter ile yaşam alanları oluşturuluyor veya iyileştirilebiliyor.

Kapalı ortamlarda hava kalitesi, ışık/renk kalitesi, elektroiklim gibi unsurlar doğaya ayak uydurduğu ölçüde bizi de besleyecektir. İlkeleri anlamak, bina yöntemlerimizin neden genellikle sağlıksızlığa yol açan sorunlarla bu kadar dolu olduğuna dair fikir verecektir. Konu sağlığımız olduğunda, geleneksel bina uygulamalarımızın temelde ne kadar yanlış ve hasta edici olduğunu artık daha net görebiliyoruz. Öyle ki, artık doktorlardan önce mimarlar ve yapı uzmanlarına danışmak bile mümkün görünüyor. Sağlık elbette çok boyutlu bir mesele, fakat bu konunun iyi yaşam, spor, beslenme, nefes gibi birçok bileşeninin yanında artık iç hava kalitesi de dikkat alınmaya değer bir kavram olmaya başlıyor. Tıp, hastaları iyileştirmek değil, onları hasta etmemeyi önceliğe alan bir kavram ise, artık iyileşmenin ve kendimizi en çok vakit geçirdiğimiz iç mekanlarda korumanın tam zamanı!

İlginizi çekebilir: Binalar ve iklim değişikliği: Enerji verimliliğinde binaların rolü

Ahmet Acar: Ahmet Acar Galatasaray Lisesi’nin ardından ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ni ve University of Reading’de Proje Yönetimi yüksek lisansını tamamladı. Enerji verimliliği, sürdürülebilir şehirler, ekolojik yapılar, yenilenebilir enerji ve binalarda dijitalizasyon konularında çeşitli projelerde ve ortaklıklarda bulundu. Londra ve Ankara bazlı kuruluşlarda H2020 programı ile İklim Değişikliği konusunda iş geliştirici olarak çalıştı. Avrupa’da yerel hükümetler ve sektör paydaşlarıyla LCA odaklı sürdürülebilir malzeme çalışmalarında bulundu. LEED ve Edge gibi yeşil bina sertifikasyon sistemlerinin yetkilisi oldu. Çeşitli bina ve tesislerin karbon salımını analiz eden ve iyileştirici öneriler sunan hizmetler geliştirdi. 2016 yılında permakültür tasarım sertifikasını aldı. Müzik ile uzun yıllar uğraştı, iki ayrı oluşum dahilinde albüm çıkardı. Halen Ege Üniversitesi'nde güneş enerjisi üzerine doktorasını yapmakta ve Yeditepe Üniversitesi'nde sürdürülebilir mimari dersi vermektedir. Ayrıca, 2018 yılından bu yana tiny house üretimi ve satışı konusunda ortaklıklar yürütmektedir. Doğaya, felsefeye, varoluşsal öğretilere, seyahat etmeye, yemeye ve öğrenmeye ilgi duymaktadır. Ahmet, ekolojinin anlamı gereği beden, mesken ve gezegen katmanlarıyla bütüncül olarak ele alınmasını benimsemekte, buradan hareketle bireylere ve kurumlara sürdürülebilir yaşam koçluğu yapmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale