X

İnsan en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır: Sizin en yakınınızdaki 5 insan kim?

Benzemiyor. Evet bugüne kadar gördüğüm hiçbir yere benzemiyor. Gördüklerim karşısında ne yapsam bilemiyorum; kaçsam mı, yoksa kalsam mı? Peki ya o koku? Daha ilk andan genzimi yakıyor, mideme bir külçe oturuyor ve gitmiyor. Balıkçılar, hamallar, kadınlar, satıcılar, çocuklar… Meşhur Mbour Balık Pazarı’nda yüzlerce tekne yan yana dizilmiş; balık ayıklayanlar, istiridye kıranlar, balık kıyması yapanlar, ürünlerini satanlar. Her yer insan, her yer balık artığı; daha da doğrusu her yer her yerde aslında.

Biz bu bayramda bugüne kadar ayak basmadığımız bir kıtada olmayı istedik. Farklı olacağını biliyorduk, ama belki de gerçekten bu kadarını beklemiyorduk. Afrika seyahatimizin en unutulmayacak kısmı kuşkusuz Senegal’deki Balık Pazarı oldu bizim için. Belki de kendi adıma sadece basit bir turistik aktivite olacak diye düşündüğümden, gördüklerim beni uykumdan sarsarak kaldırdı.

Her şeye rağmen güçlü ve rengarenk kalmayı başaran kadınları büyüledi beni. Yokluk içinde gözlerinin içi gülen çocukları. Kimsenin -bizdekinin aksine- birbirine selam vermeden geçmemesi. Çocukların bir anda etrafımı sarmaları, küçük bir kızın her göz kırpışıma kikirdeyerek cevap vermesi. Balıkçıların “Bunlarla mı gidiyorlar?” diye şaşırarak sorduğumuz küçük teknelerle okyanusa açılması ve iki hafta boyunca o teknelerde okyanusta yaşaması. Ekmek parası çabası. Sürekli bir şey satmak için yarışan insanları. Peki ya o çocukların biz pazara ulaşana kadar geçtiğimiz kumlu yollarda, bize “Toubab! Toubab!” (Beyaz insan) diye bağırması…

Toplamda bir buçuk, iki saatimizi alan bir tecrübe olsa da; hafızama öyle bir kazındı ki, unutabilmem pek mümkün gelmiyor. Dahası pazar insanı derin bir sorgulama ve bir deli soruların içine çekiyor. Pazar süresince yaşadığımız yoğun ve karışık duygulardan, tüm gördüklerimizden sonra otelimize adeta tükenmiş bir şekilde dönüyoruz. İmkanlarımızın bolluğuna şükrediyoruz. Her zaman eksik gedik bulduğumuz ülkemiz, memleketimiz, yaşadığımız ama beğenmediğimiz İstanbul adeta burnumuzda tütüyor.

Bir düşünce alıyor bizi. O gözlerinin içi gülen çocuklar bir gün bizim yaşadığımız gibi bir dünyaya ulaşabilecekler mi? Bunun bir yolu gerçekten de var mı onlar için? Sportif ve atletik yapıları ve bolca çaba ile içlerinden kaç başarılı sporcu çıkabilecek acaba? Kaçı okuyup, büyük adam olmayı başaracak? Kendi ülkelerinde mi kalacaklar, başka diyarlarda şanslarını mı deneyecekler? Ve gerçekten de doğdukları yer, hayatta nereye kadar gidebileceklerini belirleyecek mi?

Tüm bu düşüncelerin tam ortasında, aklıma eskiden duyduğum bir söz geliyor takılıyor. “İnsan en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır” demiş Jim Rohn. Yıllar önce duyduğum, ama şimdi daha da bir anlam kazanan o söz… Mbour Balık Pazarı’ndan, Senegallilerden, kaostan, yokluktan, kokudan; bütün gördüklerimden ve hissettiklerimden yola çıkarak kendi hayatıma, kendi çevreme, bizim buralara kadar uzanıyorum.

Son yıllarda yediğimize, içtiğimize, sporumuza dikkat ederken; çevremizdekilere ne kadar dikkat ettik acaba? Peki ya üstümüze, başımıza, sosyal medyamıza, like’ımıza önem verirken; en çok zaman geçirdiklerimize ne kadar önem verdik? Statüsüydü, arabasıydı, eviydi, koşuşturmacasıydı derken; çevremizdekilerin dertleri ne kadar bizim de derdimiz oldu?

Dedikodular üstümüze üstümüze gelirken, ortama ayak uydurmak için ne kadar dayandık? İşimizden aslında nefret ederken, ayaklarımız geri gide gide ne kadar çalıştık? İnandığımız değerleri bir bir yok ederlerken, nasıl sessiz kaldık? Mutsuz ilişkilerde, evliliklerde aslında olmayacağını bile bile; yanlış insanlarda, yanlış ortamlarda kalarak; kendimizi yanlış insanlara ne kadar hapsettik?

Açık yüreklilikle kendime bu soruları sorduğumda, geçmişte birçoğunu boş geçmediğimi söyleyebilirim. Ama geleceğe dair umut veren, her şeyin çok daha güzel olacağını gösteren kısmı ise değiştirmek için verdiğim çaba. Çok şükür artık en çok zaman geçirdiğim beş kişi, fiziki olarak bana yakın olsalar da olmasalar da, yaratmak istediğim dünyamın en büyük destekçileri. Ben onlarla birlikte öğreniyorum, kızıyorum, gülüyorum, ağlıyorum, değişiyorum, büyüyorum. Memnun olmadığım huylarımı, düşüncelerimi, davranışlarımı; daha hayal ettiklerimle değiştirmeye çalışırken hep onlardan güç ve ilham alıyorum. Kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum ve bol bol şükrediyorum hayatımda ve yanı başımda oldukları için.

Ama sanmayın ki; bütün bu ilişkiler, birliktelikler için sadece şansıma güveniyorum. Elimden geldiğince emek vermeye, yanlarında olmaya çalışıyorum. Sevgimi hissettirmeye, merakımızı hep beraber çoğaltmaya da çabalıyorum. Farklı düşünüyorsak, anlaşamamışsak, birbirimize darılmışsak da dinlemeye ve konuşmaya çok önem veriyorum. En çok zaman geçirdiğim beş kişi zaman içinde değişmiş; bazıları gitmiş, bazılarından ben gitmişim ama iyi ki de öyle olmuş. Çünkü gözünün içine baktığım çiçeklerimden de biliyorum ki; bir şeyler yanlış gidiyorsa suyunu, besinini, toprağını, ışığını değiştirmek mümkün. Sonrasında tekrardan tomurcuklar açtığını görmek ise şahane bir his.

Peki ya siz kendi en yakınınızdaki beş kişi için ne dersiniz? Hep birlikte çiçek açanlardan mısınız; yoksa aslında yerini sevmeyenlerden ya da yerine dar gelenlerden misiniz? Bugün bu soruya dürüstçe bir cevap vererek başlamaya ne dersiniz?

İlginizi çekebilir: Bir çocuk kitabından neler öğrendim: Aydınlık ve karanlığıyla “mış” gibi yapmak

Sinem Kocacan: Bir eylül sabahı Denizli'de gözlerimi açmışım dünyaya. Benim hayat yolculuğum küçük bir şehirden üniversite ile İstanbul'a taşınmış. Boğaziçi Uluslararası Ticaret'i tercih etmişim, yurtdışına açılan kapım olsun diye. Gerçekten okul benim bambaşka diyarlarla tanışmama vesile olmuş; gönüllü çalışma kampları, work&travel, değişim öğrenciliği... Hepsi beni insanların hikayelerine yoldaş yapmış. Sino derler bana, heyecan verenlerin peşinden koşarım hep; bol bol samimiyet ve gözlerinin içi gülen insanlar ise en sevdiklerim olur. Kendi dünyamı yaratmak, -meli -malı'lardan kurtulmak için bolca çabalarım. Yeni ve rengarenk olan beni kendine çeker; düşe kalka büyüyen, içindeki küçük kız çocuğunu yaşatmak isteyen biriyim ben. Kurumsal hayatta pazarlama yaparken, bir gün kendime başka yollar yaratma kararı aldım. Sırtçantamla Güney Amerika'nın altını üstüne getirirken, 30'unda Interrail yaparken buldum kendimi. Fark ettim ki yolda attığım her adım kendi özüme yaklaştırıyor beni. Hayat bana göre bir yolculuk; onu dolu dolu yaşamak içinse ihtiyacımız, o ilk adımı atmak ve fark etmeye başlamak. Yolculuklarımızla hep beraber büyümek ve hikayelerimizi birlikte paylaşmak dileğiyle.. Her şey gönlümüzce olsun.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale