X

İstek ve hayallerinizin gerçekleşmesi için ardındaki inanç ve tutkunuza bakmaya ne dersiniz?

Geçen aylarda sırf merakım üzerine vejetaryenlikle ilgili bir kitap okudum. Yazarı Sharon Gannon kitabın ismi ise Yoga ve Vejetaryenlık. Baya etkileyici bir kitaptı. Normalde etle beslenen bir insanım fakat kitaptan sonra işler az biraz değişti. Asla vejetaryenim demiyorum ve şu anda da demeyeceğim çünkü bence bu gibi sıfatlar baya büyük boylu, en azından benim için. Ama yine de artık hayatımda hayvan ürünleri tüketimine dikkat etmeye başladığımı söyleyebilirim.

Ben hayatımda bu konularda gezinirken vejetaryen insanların ne yeyip içtiğini merak etmeye başladım çünkü fark ettim ki tükettiğim her şey hayvansal ürünlere dayalıydı. Et, süt, yumurta, yoğurt, peynir vb… Zaten hepsi temel tükettiğim gıdalardı. Ben de bunun üzerine Facebook’ta kendi listeme vejetaryen insanların ne yemek tükettiğiyle ilgili soru sordum. Sağ olsun bu şekilde beslenen tanıdıklarım birçok liste söylediler bana. Baya liste vardı ama aynı anda duvara da tosladım. Benim için elde etmesi, yapması zor şeyler gibi geldi direkt.

Biliyorsunuz zihin yabancı bulduğu bir şeyi, yeni gördüğü bir yolu reddetmeye bayılır. Hem de hiç üzerinde bile durmadan. Çünkü bildiği yollar her zaman daha güvenlidir onun için. Nitekim bu konuda bu oyuna yine geldim o listeleri okurken. Hemen kalın kalın sınırımı çizdim: “Yok! Ben yapamam! İmkansız!

Hoop! Şimdi burada dur Gamze. Reddetmeden önce nefes al ve dur. Duyduğun an reddetmek, korkuyla “yapamam” demek neden? Belki yapacaksın. Hatta muhtemelen yapacaksın. Bunu merak etmen, konuşman, sorman, sorgulaman bile zaten bunun göstergesi değil mi? Neden hemen tüm kapılarını kapatıyorsun? Neden denemiyorsun? Hatta neden kendine bunu denemek için alan bile bırakmıyorsun? Neden kendine fırsat vermiyorsun? Hmm… Ya da asıl soruya gelelim tüm bunların üzerine: Bu konuya olan inancın ve tutkun ne kadar? Hayatımızda gelişmeyi, ilerlemeyi, dönüşümü her ne ise istediğimiz her konuda kendimize sormamız gereken ilk soru tecrübelerim doğrultusunda bu sanırsam ki.

Bu konuya olan inancım ve tutkumun yoğunluğu nedir?

Eğer ki konuya olan inancım ve tutkum eksikse tabii ki konfor alanımdan çıkmak çok zor olacak. Fakat eğer tutkum çok yoğunsa işte o zaman karşıma çıkan hiçbir şey beni yolumdan yıldırmayı başaramayacaktır. Konuştuğumuz vejetaryenlik örneği üzerinden ilerlersek benim için -eğer ki ben vejetaryenlik kavramını çok içselleştirmiş olsaydım- kitabı bitirdiğim an muhtemelen bana söylenen listelenen kabus değil de hediye gibi gelecekti. Fakat o sırada konuya olan tutkumun yoğunluğu çok da kuvvetli olmadığı için karşıma çıkan ilk engel benim için üzerinden atlanması imkansız bir engelden farksız oldu.

Siz de bana katılır mısınız bilmem ama inancı şöyle tanımlıyorum: İnanç, arzu ettiğimiz hayata giden yolda rahat ilerleyebilmemiz için döşediğimiz taşların ana maddesidir. Bu sebeptendir ki inandığımız kadar, konuya olan tutkumuzun gücü kadar ilerleyebiliyoruz hayatta. Örneğin, 30 yaşına kadar dans edemediğine inanmış biri, bir gün tüm kalbinden gelen istek, inanç ve tutkuyla “Ben dansçı olacağım” derse olur dostlar! Çevresinin “Bu saatten sonra?” sorgulamalarına rağmen, “ne alaka” diye didiklenmesine rağmen, hafif alaycı bıyık altı gülüşlere rağmen… O kişi çok istiyorsa ve bu yola inandıysa Türkiye’de dansta henüz var olmayan bir alanın bile öncüsü olur. Evet bu kadar ileri gidiyorum çünkü o kişiyi tanıyorum bizzat. Hem de gururla. Kendisi benim kardeşim.

Beyin nasıl çalışıyor biliyor musunuz?

Neye inanıyorsanız size onu ispat etmeye çalışıyor. Eğer bir şeyi istediğinizi dilinizde söyleseniz de kalbinizden aslında imkansız olduğunu düşünüp olmayacağına inanıyorsanız beyniniz de dilinize değil kalbinizin kuvvetli inancını duyuyor ve durumun imkansız olduğunu kanıtlamak için elinden geleni yapıyor. Size işin imkansız olduğunu söyletecek bir sürü şey çıkartıyor karşınıza. Ve bilinçaltından da kalpten inanmadığınızdan ötürü imkansıza gidecek yolları seçtiğimiz için sonunda direkt “Biliyordum zaten olmayacağını! Bak işte olmadı!” diyoruz.

Bunu kilo mevzusu üzerinden ele alabiliriz mesela. Ben kilo vermek istiyorum deyip deyip aslında kilo verebileceğime asla inanmıyorsam içten içe, geçmiş olsun o kilolar zaten gitmez. Çünkü kiloların kalacağına inandığım için ve beyin de neye inanırsam onu bana kanıtlamaya çalışacağı için tüm gücüyle “İstediğim kadar zayıflayacağım istiyorum diyeyim ve aç kalayım… Bir yerden çatlak verecek o ve gitmeyecek üzerimden bu noktadan” demeye başlar.

Ya da erkek arkadaş için de geçerli aynısı. Ben dilimden erkek arkadaş istediğimi söyleyebilirim, neden bir türlü biri olmuyor diye kızabilirim ve üzülebilirim. Fakat bence orada durup bir düşünmeliyim: Ben gerçekten tüm kalbimle şu an hayatımda bir erkek arkadaş/kız arkadaş istiyor muyum? Gerçek isteğim, olmasını arzuladığım şey bu mu? Bu durum her konuda böyle. Beyin hep bu yönde çalışıyor ve isteklerimizin özündeki inanç ve tutkunun kuvveti önemli bir hal alıyor.

Hayat, farkındalıklarla güzel!

Nicelerine!

İlginizi çekebilir: Tüm kötülüklerin kaynağı sevgisizlik ve kalpten sevebilmenin gücü

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale