X

In vino veritas: Toprak, üzüm ve şarap üzerine

Dünyanın en kaliteli şaraplarının bitki örtüsü açısından zengin olmayan topraklarda üretilmekte olduğunu fark etmişsinizdir. Geçtiğimiz haftalarda arkadaşlar ile Bozcaada’ya yaptığımız seyahat sırasında yeniden bu konuyu masaya yatırdık ve dolayısıyla etraflıca bir araştırma yapma gereği duydum. Bozcaada da, Ege denizindeki, komşu Yunan adalarındaki topraklar gibi çok da verimli olmamakla beraber; bağcılık ve şarap imalatı konusunda başı çeken bölgelerden.

Kaliteli şarapların yapıldığı üzümler genellikle bitki örtüsü açısından zengin olmayan topraklarda yetişiyor

Bu yazıda; şarap imalatı için yetiştirilen üzümlerin, toprak kalitesi ile olan ilişkisi ve iyi bir şarap için asgari düzeyde bilinmesi gerekenler üzerinde durmayı tercih ettim.

Şarap üretiminin geçmişi çok eski tarihlere dayanıyor

Üzüm bağcılığının tarihi, bundan seneler öncesine, din ve mezheplerin medeniyetin merkezi kabul edildiği zamanlara kadar uzanmaktadır. Şarap, özellikle dinsel amaçlarla kullanılan ucuz, kalori değeri yüksek ve vücudu sıcak tutmaya yarayan bir içecek olarak kabul görüyormuş. Özellikle Roma İmparatorluğu, şarap kültürünün gelişmesinde ciddi bir rol üstleniyor. Şarap, önemli bir gündelik içecek oluyor ve şarapçılık hassasiyet gerektiren bir iş kolu haline geliyor. Hatta şarap imalatı o kadar yayılmış ki; zamanın imparatoru Domitian kanunlar çıkarmış ve İtalya’daki yeni üzüm bağlarının açılmasını durdurmuş ve bazı mevcut bağlardaki üzümlerin sökülmesini emretmiş. Böylece gerekli; ancak kâr değeri düşük şarapların, kalitesi yükseltiliyor. Bu önlemler sonrası birçok bölge, farklı şarap türleri ile ün salmaya başlıyor.

Sosyolojik bir zeminde konuyu özetlemek gerekirse; eski zamanlarda halk arasında zengin – fakir arasındaki fark çok daha derin sınırlar ile ayrılıyordu. Zengin kesim, su kenarlarına yakın ve verimli toprakların sahipleri iken; daha fakir olanlar kireçli, verimsiz ve kuru topraklarda geçimini sağlamak durumunda kalabiliyordu. Dolayısıyla, verimli ve bereketli toprakları alan zengin kesimin aksine, şarap imalatçıları da verimsiz topraklarda üzümlerini yetiştirmek zorunda kalıyorlar.

Üzüm salkımları verimsiz topraklarda nasıl yetişiyor?

Gelelim bu noktadan sonra, üzüm salkımlarının nasıl olup da verimsiz ve kuru topraklarda, bu kadar kaliteli şaraplar imal ettirebilecek duruma gelebildiklerine.

Üzüm salkımlarının yetişmesi ve verimsiz topraklar arasında bir bağlantı olabilir

Verimli ve sulak topraklarda üretilmiş üzümlerin yaprakları da köklerden çekilen su miktarına oranla büyük ve geniş oluyor. Aynı şekilde toprak ve sulak zemin verimliliği ile üzüm salkımının meyvesi de sulu ve şeker oranı az olacak şekilde büyüyor. Üzümler iri ve canlı gözükmesine rağmen tatları sulu ve yavan gelebiliyor. Bazı şarapları içtiğinizde içine su katıldığını düşündüğünüz zamanlar olmuştur. Şarabın sulu hissi vermesinin nedeni – arka mutfakta bir aksiyon alınmadığı müddetçe – üzümlerin fazlaca sulak bir arazide yetişmesinden kaynaklı olabilir.

Kuru topraklarda yetişen üzümler, diğerlerine göre daha hoş kokulu olabiliyor

Kuru zeminde yetişen asma; yaprak ve gövde yerine, kök ve meyvelerini geliştirmeye odaklanır. Aşırı fakir, hatta kurak toprak da bu bağlamda bağcılık için ideal değildir. Yani asma; kökleri ile olabildiğince derine inerek besin ve suyu, üzüm salkımlarına doğru yönlendirir. Fotosentez yolu ile üretilen glukoz ve fruktoz ile de üzümler daha tatlı ve aromalı hale gelerek, daha kaliteli şaraplar imal edilmesine yardımcı olurlar.

Kontrollü kuru toprakta yetişen üzüm salkımlarının taneleri, sulak arazide yetişen üzümlere oranla çok daha tatlı ve hoş kokulu olabiliyor. Bunun nedeni de basitçe “Hayatta kalma içgüdüsü”dür. Kokulu ve tatlı meyveler, kuru toprakta yetişen asmanın, kendini bir an evvel oradan uzaklaştırmak için döllenme yolu ile ona yardımcı olacak kuş, böcek gibi hayvanlara kendini daha çekici göstermek üzere geliştirdiği bir yöntemdir. Tabii ki sadece toprak içeriği; bağcılık ve kaliteli şarap imal etmek için yeterli bir koşul değildir. Fakat yine de önemli olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Şarabın kalitesi; üzümün cinsi, iklim, yükseklik, rüzgar, bağ bozumu, fermantasyon, depolama, yıllandırma şartları gibi birçok farklı koşuldan etkilenmektedir.

İyi bir şarap nasıl olmalı?

Bütün şaraplar farklı büyüklükteki kadehlerde içiliyor

Şarap, cins ve tipine göre en uygun renkte, berrak ve parlak görünümlü olmalıdır. Kırmızı şarap 17-20 derece sıcaklığında içildiği için soğuk tüketilme gibi bir durumu olmadığından, beyaz şaraba göre daha geniş bardaklarda içilir. Beyaz şarap ise, 7-10 derece arasındaki sıcaklıklarda muhafaza edilecek şekilde sunulmalıdır. Genç roze şaraplar ise canlı, açık pembe renkte; olgun roze şaraplar ise turuncumsu pembe renktedir ve 9-14 derece arasındaki sıcaklıklarda tüketilmesi önerilmektedir.

Trakya bağ rotası

Bağ bozumu festivallerine katılarak şarap konusunda uzmanlaşabilirsiniz

Toprak ile temas etmek, yeni tatlar keşfetmek, imalatçılarla tanışmak ve şehirden uzak güzel bir gün geçirmek isteyenler, yıl içinde çeşitli lokasyonlarda bağ bozumu ve şarap tadımı turlarına katılarak farklı deneyimler yaşayabilirler. Bunun için ideal zamanları da hemen not düşelim: Bağ bozumu turlarına, kuzey yarımküre için Ağustos ve Ekim; güney yarımküre için de Şubat ve Nisan ayları arasında katılınması önerilmektedir.

Marmara Bölgesi yakınlarında oturanlar için de güzel bir organizasyonun haberini vererek yazıyı sonlandıralım. Trakya Turizm İşletmecileri Derneği tarafından hayata geçirilen Trakya Bağ Rotası projesi kapsamında Trakya’nın 4 ana bölgesinde (Kırklareli, Tekirdağ, Şarköy, Gelibolu) toplanmış üzüm bağlarını ziyaret edebilirsiniz. Trakya’ya doğru yapılacak bu ziyarette sadece şarap kültürü değil; Trakya’nın zengin ve çeşitli doğal yaşamı üzerine de farklı deneyimler kazanarak keyifli bir gezi yaşayabilirsiniz.

Kaynak:
The Influence of Soil on Wine Quality / http://www.vinetowinecircle.com/en/terroir-2/the-influence-of-soil-on-wine-quality/

http://www.insideiwm.com/2010/05/05/bad-soil-good-grapes/

http://www.trakyabagrotasi.com/

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale