X

İlkbahar sezonu erkek modası

Karanlık sabahlarda, horozları kıskanarak uyandığımız günler neredeyse bitmek üzere.  Kışın soğuk havasında ne kötüdür, daha güneş doğmadan uyanmak ve işe gitmek. Sıcacık yorgan altında, kafada “acaba ne yalan atsam da bugün işe gitmesem” planları dolanırken rutine biner  5-10-20 dakikalık alarm ertelemeleri. “Yaza daha çok var, ne sporu, hadi şerefe” diye başlayan sonbahar muhabbetlerimiz yerini “abi yaz geliyor, bu göbek nasıl gidecek” paniğine devrettiyse bilin ki bahar kapıda demektir.

Yılın en güzel ayları yaklaşırken hadi gelin, bu bahar bizi karşılayacak olan giyim trendlerine birlikte bakalım.

“Jean”siz olmaz double denim, hımm belki..

Bu baharda her daim bizimle olan “jean”lerimizin yanına 90ların modası kot ceket ve gömleklerin de eşlik edeceğini göreceğiz. Her ne kadar kot ceketi gri eşofman üstüne daha çok yakıştırsam da renk uyumunu iyi sağlayan arkadaşlarda kot üstüne kot uyumları güzel durabilir.

Bu baharın ana trendlerinden birinin double denim denilen jean üstüne jean (kot üstüne kot) olduğunu söyleyebiliriz.

Desende şerit/çizgi ve çiçek..

Her ne kadar hem gözü yorduğunu, hem de maskülen havayı bozduğunu düşünsem de çiçek desenleri baharda bizimle. Trend olmasına rağmen benimle olmayacağı kesin. Buna ek olarak çizgi/şerit desenli kıyafetler hem resmi hem de günlük kıyafetlerimizde şıklık oluşturabiliyor. Şerit desenlerin daha genç gösterdiğini de düşünürsek dolabımızda birkaç parçaya yer vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

Yakışana kırmızı…

Yaygın ama kullanımı zor olan renklerden biridir kırmızı, herkese de yakışmaz. Size yakıştığını düşünüyorsanız bu bahar şanslı olanlardansınız; zira bu baharın rengi kırmızı. Konumuz kırmızı ama konu renklerden açılmışken bir ipucu vereyim, siyahın yanında her ten rengine en iyi uyum sağlayan ve karşı tarafa afrodizyak etki yaratan bir rengin olduğunu biliyor muydunuz? Gül kurusu.

Her zaman söylerim; trendleri takip etmekte fayda var ama aslolan sizin tarzınız ve en önemlisi de budur.  Bahar trendlerinin devamı bir sonraki yazıda…

Mehmet Barış Merdan: Babasıyla konuşurken eli oyalansın diye babasının yeni arabasının antenini kırmaktan geri kalmayan Barış, belki de tenisteki başarısını bu el çabukluğuna borçluydu. Metropol koşullarında tenis oynayamasa da spora olan ilgisi yıllardır son hızla devam ediyor. Doğuş Üniversitesi’nde İşletme okuduktan sonra artık Amerikan rüyası mıdır, eğitim aşkı mıdır bilinmez kendisini UC Berkeley’de buldu. O çok ünlü sanatçı background’u onda da var tabii ki… Belki tezgahtar olamadı ama tüm kahveleri yapmayı San Francisco’da çalıştığı donut store’da öğrendi. Yaratıcı işler yapmalıyım diyerek geldiği son nokta global bir IT firmasında satış direktörü olmak. Pardon bir şey mi dediniz? Neyse, bu konuyu geçiyoruz… Yaptığı iş her ne olursa olsun sevdiği konularda araştırmaktan ve okumaktan hiç sıkılmayan yazar, şimdi de biraz paylaşmanın derdinde. Tüm soru ve görüşleriniz için: barismerdan@gmail.com
İlgili Makale