X

İlkbahar aktiviteleri: Bahar mevsiminde yapabileceğiniz açık hava etkinlikleri

Doğanın uyanışıyla, tomurcukların kıpırtılarıyla, kuş cıvıltılarıyla ve rengarenk manzaralarla ilkbahar hepimiz için başlangıçların, yenilenmenin ve tazelenmenin zamanı. Yeni mevsimin enerjisiyle uyumlanmak için dip köşe bir bahar temizliğine giriştiğimiz ilkbahar mevsiminde, en az temizlenmek ve arınmak kadar önemli olan bir diğer adımsa bedenimizde bahar enerjisinin akışına alan açmak ve biyolojik ritmimizi yenilenmiş ve tazelenmiş bahar enerjisiyle dolu olan doğayla uyumlu hale getirmek için hareket etmek. Bunu sağlamanın en iyi yoluysa kendimizi uyanan ve canlanan doğanın kollarına bırakıp, hareket alışkanlıklarımızı doğanın hızlanan ritmine uygun şekilde düzenlemek.

İlkbaharda açık havada olmak ve hareket etmek neden önemli?

İlkbahar günlerin uzadığı, havaların ısındığı, güneşin sıcacık yüzünü gösterdiği, doğanın yeşerdiği ve yeni çıkan yeşil yaprakların bol bol oksijen ürettiği bir mevsim. Hücrelerimizin yenilenmesi, kış boyunca vücudumuzda biriken yağların yakılabilmesi, toksinlerden arınabilmesi ve sistemlerimizin doğru işleyebilmesi için vücudumuzun doğadaki oksijene her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Bunun yanı sıra, bedenimizin biyolojik ritmini yöneten hormonlarımız da gün ışığına endeksli şekilde çalışıyor. Kış boyunca günlerin kısa olması ve güneş ışığının az olması nedeniyle uyku ve dinlenme hormonu olarak bilinen melatonini bol miktarda salgılayan metabolizmamız, ilkbaharla birlikte günlerin uzaması ve daha fazla güneş ışığına maruz kalmamız nedeniyle daha az melatonin, daha fazla serotonin (mutluluk hormonu) salgılamaya başlıyor. Gün ışığına göre düzenlenen ve birbiriyle etkileşim içinde olan tüm hormonların (endorfin, östrojen, testosteron gibi) salınım miktarının mevsim geçişiyle birlikte aniden değişmesi hormonal dengesizliklere neden olarak, sistemlerin çalışmasını olumsuz etkileyebiliyor. Vücudun alışık olduğu biyolojik ritmin bir anda değişmesi ve günlük alışkanlıklarımızı bedenin ve doğanın yeni ritmine uygun şekilde düzenlememek kendimizi yorgun, halsiz ve bitkin hissetmemize neden olan bahar yorgunluğuyla sonuçlanabiliyor.

İlkbahar aylarında bedeninizin doğayla uyumlanması için beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemenin yanı sıra daha enerjik, daha aktif ve daha hareketli bir yaşam tarzına geçiş yapmanız oldukça önemli. Peki, baharın enerjisini bedeninize taşımak için açık havada neler yapabilirsiniz?

İlkbahara özel yoga akışları

Genel itibariyle hemen her şeyin hızlandığı ilkbahar mevsimi, Ayurvedik öğretileri yaşamımıza uyarlamak için oldukça ideal bir zaman dilimi. Yoga ile felsefi temelleri oldukça benzeyen ve çoğu kaynakta Yoga’nın kardeşi olarak adlandırılan Ayurveda öğretisi, tıpkı Yoga gibi Hindistan’da ortaya çıkan geleneksel bir doğal şifa sistemi. Ayurveda öğretisi genel olarak, değişen zaman, mekan ve mevsimlerle birlikte akan hayatın içinde, dengede ve zinde kalabilmek için öneriler ve uygulamalar sunuyor.

Ayurveda ve Yoga uygulamalarında, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ‘prana’nın, yani yaşam enerjisinin, doğada en yüksek seviyede bulunduğuna inanılıyor. Dolayısıyla nefesi odağına alan ve mümkünse açık havada yapılan yoga akışları, bedenin hem mevsimle hem de doğayla uyumlanabilmesinin en iyi yollarından biri olarak görülüyor. Lenfatik sistemi harekete geçiren, kan dolaşımını hızlandıran ve vücut ısısını yükselten yoga pratiklerinin yaşam enerjisinin bedende dolaşmasına ve bedenin evrenle uyumlanmasına yardımcı olabileceğine inanılıyor.

İlkbahar mevsiminde, günde birkaç dakikanızı ayırarak yapabileceğiniz pratik ve etkili bir yoga akışı arıyorsanız Baharı daha esnek bir beden ve zihinle karşılamak için: Bahar yogası yazımızdaki akışı uygulayabilirsiniz.

 

Doğa yürüyüşleri

Günümüzde çoğumuz şehirlerde yaşıyor ve geçmiş jenerasyonlara kıyasla doğada çok fazla zaman geçiremiyoruz. Araştırmalar, şehir sakinlerinin doğaya yakın yaşayan insanlara göre anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara yakalanma riskinin daha fazla olduğunu söylüyor.

Bahar mevsiminin enerjisiyle ve doğayla uyumlanabilmek için ilkbahar mevsiminde yapabileceğiniz en iyi aktivitelerden biri de doğa yürüyüşleri. Eklemlerinizi hareket ettirerek kan dolaşımınızın ve lenflerinizin çalışmasını sağlamanın yanı sıra, bolca oksijen almanıza ve kendinizi doğanın bir parçası gibi hissetmenize aracı olacak doğa yürüyüşlerini düzenli hale getirmek, bedeninizin mevsim geçişine çok daha iyi adapte olmasını sağlayacak. Evinizin yakınındaki parklarda, deniz kıyısında ya da ormanlık alanlarda, her gün yarım saat yürüyüş yapmak bile hem zihinsel hem de fiziksel olarak ilkbaharla uyumlanmanın en kolay yollarından biri.

Doğa yürüyüşlerine nereden ve nasıl başlamanız gerektiğiyle ilgili bilgi edinmek istersiniz, Yeni başlayanlar için doğa yürüyüşü rehberi yazımızdaki önerilerimize mutlaka göz atmanızı öneriyoruz. 

Kamp yapmak

Özellikle pandemi döneminin en güvenilir tatil trendlerinden biri olarak öne çıkan kamp yapmak, ilkbahar döneminde doğanın enerjisiyle uyumlanırken bedensel olarak hareket etmenin, zihinsel olaraksa dinlenmenin ve yenilenmenin etkili yollarından biri. Şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzakta, tüm sorumluluklarınızdan uzaklaşarak doğadaki değişimin kucağında geçireceğiniz bir hafta sonu planıyla ilkbaharın muhteşem manzaralarına odaklanabilir, doğanın kalbinde olmanın bedeninizde yaratacağı duyumsamaları gözlemleyebilir ve farkındalığınızı geliştirebilirsiniz.

İstanbul’a yakın kamp alanları yazımızdaki rotalardan herhangi biri, doğadaki değişimi yakından gözlemlemek için ideal!

Açık hava sporları

İlkbaharda güzel havaların tadını çıkarmanın ve hareket etmenin en eğlenceli yollarından bir diğeriyse açık hava sporları. Longboard, scooter, rüzgar sörfü, bisiklet, fonksiyonel antrenman (functional training) gibi açık hava sporlarının yanı sıra spor salonunda yaptığınız fitness, koşu, yüzme gibi egzersizlerinizi de bahar aylarında yavaş yavaş açık havaya taşımaya başlayabilirsiniz.

Güneş ışınlarından daha fazla faydalanarak mutluluk hormonu salgılamanızı, daha fazla oksijen alarak hücrelerinizin daha hızlı yenilenmesini ve kan dolaşımınızın hızlanmasını sağlayacak açık hava sporları bahar aylarında bedeninizi harekete geçirmenin en keyifli yollarından biri. Açık havada yapılan egzersizler, kas oluşumu için gerekli olan doğal steroidlerin en önemli ham maddelerinden biri olan D vitamini alımı sağlandığından dolayı kardiyovasküler rahatsızlıklar, Alzheimer, depresyon ve bağ dokusuyla ilgili rahatsızlıkların ortaya çıkmasına engel oluyor. Özellikle mevsim geçişlerinde görülebilen uykusuzluk problemi için, açık havada yapılan en az 30 dakikalık bir egzersiz ile maruz kalınan gün ışığı, gece vücudun uyku moduna geçmesi için uyarıcı görevi görüyor. Tüm bunlarla birlikte özellikle yeşil alanlarda yapılan egzersizler dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemleri olanlar için sakinleştirici etki sağlıyor.

Açık havada egzersiz yaparken dikkat etmeniz gerekenleri Bahar alerjisi yaşayanlar için açık havada egzersiz yapma rehberi yazımızda, açık havada egzersiz önerilerimiziyse Açık havada spor yapmanın faydaları ve egzersiz önerileri yazımızda bulabilirsiniz.

Bonus: Pandemi döneminde dışarı çıkmak konusunda temkinli davrananlar için ev egzersizleri

Açık hava egzersizleri ve aktiviteleriyle doğanın kalbinde olmak her ne kadar bahar enerjisiyle uyumlanabilmenin en iyi yolu olsa da, pandemi nedeniyle dışarı çıkmak ve seyahat etmek istemiyor olabilirsiniz. Dışarı çıkmasanız da, bedeninizin biyolojik ritmine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde, evde de olsa hareket etmeniz ve enerji seviyenizi yükseltmeniz şart. Neyse ki egzersizlerini evde, balkonunda ya da terasında yapmak isteyenler için de bolca önerimiz mevcut:

Evde yürüyüş, koşu ve kardiyovasküler egzersizler için: Cardiowalk

Vücudunu kısa sürede şekle sokmak ve kas kütlesini artırarak forma girmek isteyenler için: Chloe Ting

Evde uygulayabileceğiniz en etkili egzersiz hareketleri

Evde daha enerjik ve hareketli zaman geçirmek için: Hareketli yaşam önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale