dummy

İlk günkü motivasyonu koruyabilmenin sırrı: Kendini doğrulayan kehanetlere dikkat

Çelişkili duygularla aynada sana bakan bir çift göz. Aaa o da nesi? Bir yerlerden tanıyorsun o göz bebeklerini. Sana aitler anne rahmine düştüğünden beri. İkilem dolu duygular yansıyor aynadan. Oysaki bir hafta önce ne kadar da kor alevler yanıyordu içinde. Bir tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi hissediyordun. Sağlıklı bir şekilde kilo vermeye karar vermiştin. Sana özel programına başlamıştın. Düzenli egzersizini de yapıyor, suyunu da tüketiyordun. Uykun da düzenliydi. Sonra bir şey oldu…

dummydummy
  • Yolda bir arkadaşınla karşılaştın ve sana zayıfladığı söyledi.
  • Bir arkadaşına davetliydin, bol bol hamur işi, işlenmiş ve kızartılmış besin tükettin.
  • Ortada bir sebep yokken, birden aklına daha çok yolun olduğu geldi.
  • Fazla kafein aldın, gece geç saatte yattın ve ertesi gün ve bir sonraki gün de aynı şey oldu.
  • Moralin bozuldu, stres seviyen yükseldi, abur cubur yedin ve devamı geldi.
  • Sıkıldın.

Evet o gözler sana çelişkili duygularla bakıyor. Tamam mı? Devam mı?

İlk hatırlamam gereken bunun senin hayatın olduğu ve değişimin içeriden geldiği. Kimse seni zorla değiştiremez. Dışarıdan gelen cızırtılı sesleri susturmayı veya duymamayı öğrenmelisin. Zihinsel ve duygusal enerjini kendi dışındaki, kontrol edemeyeceğin faktörler yerine kendi içindeki, kontrol edebileceğin faktörlere yöneltmelisin.

“Başkalarının senin hakkında düşündüğünü dert ettiğin sürece onlar senin sahibin olur.Ancak kendin dışında bir başkasından onay alman gerekmediği zaman kendine sahip olabilirsin.”
Neale Donald Walsh

Yeni bir düzen kurmak için eski sistemi yıkman gerekir. Sağlıklı beslenerek kilo verirken, eski yaşam tarzından farklı, yeni yaşam tarzına geçiş yapıyorsun. İlk haftadan sonra vücudun da, hayatın da defans göstermeye başlayacaktır. Su içmek istemeyeceksin, egzersiz yapmak istemeyeceksin, hayat karşına birçok engel çıkartacak, programını yapmak istemeyeceksin. İşte burada azimle mücadele etmen gereken dönem başlıyor. Bu durum vazgeçme ya da pes etme sebebi değildir. Değişim cesaret gerektirir. Cesaret de sorumluluk ister. Kendini gerçekleştirmenin sorumluluğunu alıp yoluna devam etmelisin.

Alışkanlıkların Gücü kitabının yazarı Charles Duhigg, kitabında yapması zor ama oldukça basit bir uygulamadan bahseder. Bir alışkanlığı değiştirmek istiyorsanız; eski alışkanlığı tutmalı, eski ödülü vermeli; ama rutini değiştirmelisiniz. Basit bir örnekle anlatmaya çalıştım. Rutin yerine bambaşka eylemler koyabilirsiniz.

Örneğin; su içmek, egzersiz yapmak, nefes egzersizi yapmak, kitap okumak… Ritus Latince “doğru eylem” demektir. İnanç sisteminin uzantısı olan ve düşünmeden yapılan bu eylemler sürekli başarının anahtarıdır. Hayatınızda düzenli olarak yüksek performans gösterdiğiniz ve verimli olduğunuz bir alana bakarsanız, belirli alışkanlıklarınızın bunun gerçekleşmesini sağladığını göreceksiniz.

Harvard Üniversitesi profesörlerinden Robert Rosenthal 1969 yılında bir ilkokulda araştırma yapmayı planladığı zaman, psikoloji tarihinde dönüm noktası olacak bir bulguyla karşılaşacağını bilmiyordu. Ders yılı başında uyguladığı zeka testinden sonra, öğretmenlere her sınıfta belirli çocukların üstün zekalı olduğunu söyledi. Öğretmenlere bu bilgiyi öğrenciler ve onların aileleriyle paylaşmamaları tembih edildi. Çocuklar gerçekte normal zeka düzeyinde çocuklar olup, araştırma gereği rastgele seçilmişlerdi.

Ders yılının sonunda hayret edilecek iki bulgu ortaya çıktı. Birincisi çocukların başarısı önceki yıllara göre yükselmişti. İkincisi ise, çocuklar ders yılı sonunda uygulanan zeka testinde, öncekine kıyasla daha yüksek puan almışlardı. Bu araştırmadan sonraki ilk on yılda bu konuda 345, yirmi yıl içerisinde de 464 araştırma daha yapıldı ve hepsi benzer sonuçlar gösterdi.

Bu araştırma sonuçlarına göre öğretmenin öğrenci ile beklentisi ne yönde ise, öğrenci o beklentiyi doğru çıkartıyor. Öğrencilerinin üstün zekalı olduğuna inanan öğretmenler de, öğrencilerinin sıradan veya sıra dışı olduğuna inanan öğretmenler de haklı çıkıyor. Bu etkiye araştırmayı yapan araştırmacıdan esinlenerek “Rosenthal Etkisi” veya “Kendini Doğrulayan Kehanet” dendi. Daha sonra farklı alanlarda yapılan benzer araştırmalarda da benzer sonuçlar alındı (Acar Baltaş).

Sürekli aynı düşünce kalıplarına takılıp kalırsanız, aynı sonuçları yaşarsınız. Kendini içinizde bazı cümleleri tekrarlamaktan vazgeçmelisiniz. 

  • Ben yapamıyorum.
  • Zaten hep böyleyim.
  • Ben güçsüzüm. Yine aynı şey oldu.
  • Herkes zaten benim başaramayacağımı söylüyor.

Bunların yerine kendi tutkunuzu artıracak cümleler üretmelisiniz. Zihin boşluğu kabul etmez.

İlginizi çekebilir: Doğayı hisset, yaşa ve yenilen!

Selin Şahin: Araştırmayı, içimdeki öğrenme ateşini hep canlı tutmayı, okumayı, kalemimi kağıtla buluşturmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi kendine görev edinmiş bir diyetisyenim. Psikoloji, felsefe, moda, spor, farklı tatlar, doğa ve hayvanlar ise ilgi alanlarım arasında. Üretmeyi ve üretim deviniminin içinde yer almayı seviyorum. Üniversite eğitimimden sonra sektörün önde gelen sağlık gruplarından birinde stajımı tamamladım. "Leptin Direnci ve İnsülin" alanında yazdığım tezimle mezun oldum. Şu anda ofisimde sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı yapıyorum.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp