X

İlişkinize zarar vermeden tartışmanın püf noktaları

Tüm çiftler zaman zaman tartışır. En azından sağlıklı bir ilişki sürdüren tüm çiftler bunu yapar. Sevdiğiniz kişi sizin için önemli olan bir etkinliğe geç kalır, eşyalarını bir yerde unutur, karşı cinsten çok fazla arkadaşı vardır, size bir şey getirmeyi unutur… Tartışma gerekçelerinin listesi uzayıp gidiyor. Aslında birçok ilişki, tartışmalardan beslenir. Bu yüzden ne hakkında tartıştığınız değil, nasıl tartıştığınız daha önemlidir.

Tartışma, kelime anlamı olarak olumsuz bir çağrışıma sahip. Sevdiğiniz kişi sizinle aynı fikirde olmadığı zaman, bir şekilde ihanete uğramış hissine kapılabilir ve bunun yarattığı duygularla tepki gösterebilirsiniz. İnsan doğası, yaralandığı zaman veya tehdit altında olduğu zaman misilleme yapmak üzerine programlanmıştır. Bu nedenle misilleme yaparken genelde rasyonel olmayan tepkiler gösterilir.

  • Kimisi sessiz kalmayı tercih eder. Herhangi bir şey söylemeyi reddederek karşısındakini reddetmiş ve diyaloğu dondurmuş olur.
  • Kimisi ortadan kaybolur. Bazen saatlerce, bazen de günlerce ortadan kaybolur. Bunu yapmasının sebebi, karşı tarafın ilişkinin bittiğinden korkması veya endişelenmesini sağlamaktır. Aslında hedefi o olmasa bile manipülatif ve yaralayıcı bir taktik olarak gösterilebilir.
  • Kimisi karşı saldırıya geçer. Tartışma konusuyla değil, karşısındakinin kişisel özelliklerini kullanarak misilleme yapar. Bu “kirli” yöntem genellikle kırgınlıklara neden olur.
  • Kimisi sadece kendini haklı görür. Açık görüşlü olmayı reddedip, karşısındaki kişinin fikirlerini önemsemez.
  • Kimisi karşısındakine kötü sözler söyler. Tartışmaları negatif bir şekilde etrafa yayarak ilişkiyi haksızca kirletirler.
bazen çözüm bulamasanız da anlaşmazlığı masaya yatırmak gerekebilir. Böylelikle karşınızdaki kişiye sesinin duyulduğu, önemsendiği hissini vermiş olursunuz.

Tartışmalar sırasında veya sonrasında yapılan misillemeler birbirinden farklı olsa da hepsinin temelinde ortak bir şey yatar; o da korku. Herkes zaman zaman yeterince iyi olmadığından, sevdiği kişinin yeterince iyi olmadığından korkar. Sevilmeye değer olmamaktan, sevdiği kişiyi kaybetmekten korkarlar.

Aşk, zaman zaman korkutucu bir şey de olabilir. Kendinizi bir başkasına karşı açmak, samimi bir ilişkiye girmek bazen riskli olabilir. Gerçekten aşık olduğunuzda, kendinizi sonuna kadar açmış ve bir anlamda da yara alabilir halde bırakmış olursunuz. İşte bu yüzden aşk dolu her ilişkide tartışmalar ve bu tartışmaların sonucunda yaralanmalar olabilir. Bir ilişkide tartışmaları önlemek mümkün değil, hatta iyi bir şey de değil. Ancak tartışmaları yönetebilmek, ilişkiye zarar vermeden tartışabilmek mümkün. İşte ilişkinize zarar vermeden tartışmanın yolları:

1. Tepkilerinizi kontrol edin.

Tartışma esnasında karşınızdaki kişiye düşüncesizce sözler sarf etmek yerine bir an durun ve duygularınızı kontrol etmeye çalışın, düşüncelerinizi bir araya getirin. Öfke ve diğer negatif duyguları hissetmeye başladığınız zaman, bir ara verin ve kendinizi sakinleştirmeye çalışın. Nasıl hissetmek istiyorsanız öyle hissetmekte özgürsünüz. Hisleriniz her zaman değerli. Ancak bazen hislerinizin tam o anda ifade edilmesine gerek olmayabilir. Hislerinizin değişebildiğini ve yok olabildiğini unutmayın.

“Sen şöylesin” diye başlayan cümleler yerine “Bana öyle geliyor ki” diye başlayan cümleler kurun.
2. Ağzınızdan çıkan sözcüklere dikkat edin.

Duygularınızı bir süzgeçten geçirmeyi ve kontrol etmeyi öğrendiyseniz, şimdi onları sevdiğiniz kişiyle paylaşabilirsiniz. Bir tartışma esnasında, duygularınızı ifade ederken dürüst ve açık olmaya özen gösterin. “Sen şöylesin” diye başlayan cümleler yerine “Bana öyle geliyor ki” diye başlayan cümleler kurun. Neden bu şekilde hissettiğinizi açıklayın ve karşınızdakinin size sorular sormasına izin verin. Tartışmayı duygularınıza teslim etmeden, duygularınız hakkında konuşabilirsiniz. Zor olabilir ancak imkansız değil.

3. Tartışmadan kaçmayın.

Tartışmadan veya anlaşmazlıklardan kaçmak, onun yok olmasını sağlamaz. Meselelerden kaçmak, tepeciklerin dağlara dönüşmesine ve meselenin daha sonra büyük bir kavga olarak karşınıza çıkmasına neden olur. Anlaşmazlıklarda ilk hedef, bunu çözmek olmalıdır. Ancak bazen çözüm bulamasanız da anlaşmazlığı masaya yatırmak gerekebilir. Böylelikle karşınızdaki kişiye sesinin duyulduğu, önemsendiği hissini vermiş olursunuz. Kaçmak yerine kalın ve adil bir şekilde mücadele edin.

4. Farklılıklarınızı kabul edin.

Tartışmaların sonunda genellikle doğru veya yanlış diye bir şey olmaz. Bakış açılarınız tamamen farklı olsa da her iki taraf kendi açısından haklı ve doğru olabilir. Böyle durumlarda kendinizi çıkmazda hissetmek yerine, farklılıklarınızı kabul ederek ilişkinizi güçlendirme yolunu denemelisiniz.

Kendinize dert ortağı seçerken, bu kişinin hem sizi hem de sevdiğiniz kişiyi iyi tanıdığından emin olun.
5. Dert ortağınızı dikkatli seçin.

Sevdiğiniz kişiyle yaşadığınız sorunları, bir başkasına açmak konuyla ilgili farklı bakış açılarını dinlemek açısından çok iyi bir yöntem olabilir. Ancak bu üçüncü kişinin kim olduğuna çok dikkat etmelisiniz. Bazen bir başkasının verdiği fikirler, sevdiğiniz kişiyle yaşadığınız anlaşmazlığın daha da derinleşmesine neden olabilir. Kendinize dert ortağı seçerken, bu kişinin hem sizi hem de sevdiğiniz kişiyi iyi tanıdığından emin olun.

 

İlginizi çekebilir: Gereğinden fazla uzayan ilişkilerde korkulan adımı atmak nasıl mümkün?

Kaynaklar:
Lifehack
Huffington Post

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!
İlgili Makale