“Aşk iki insanın birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmasıdır.” – Antoine de Saint-Exupery
İlişkinin geldiği noktayı tanımlayabilmek birçoğumuz için oldukça zorlayıcı bir süreç. Kendi ilişkimiz için de çevremizdeki ilişkilerle ilgili de yapılan yorumların tamamı göreceli, yani kişiden kişiye değişebilen değerlendirmeler. Bazılarımız ilişkinin neye evrildiğini anlamak için iki tarafın birbirlerinin kişiliklerini ne kadar anladıkları üzerinden değerlendirirken bazılarımız için ilişkinin geldiği nokta iki tarafın birbiri için ne kadar çaba sarfettiğiyle ölçülebiliyor. Hatta günümüzde ilişkinin ne kadar ileri boyutta olduğunu alınan hediyelerin parasal değeriyle ölçümleyen kişilerin sayısı da bir hayli fazla. Bu saydıklarımız dışında da bir ilişkinin bulunduğu yeri değerlendirmenin sayısız yolu var.
Zaman, en değerli anlarınızı size hiç uygun olmayan, birlikte olmaktan keyif almadığınız ve kendinizi mutsuz hissettiğiniz bir ilişkiyle geçirmek için çok kısa. Bu nedenle zaman zaman ilişkinizle ilgili değerlendirmeler yapmak gelecekte ilişkinizle ilgili alacağınız kararlar üzerinde son derece etkili olacaktır. Mutlu bir ilişkinizin olup olmadığını öğrenmek ve ilişkinizin ilerleme kaydettiğini anlamak için 10 işaret bu yazımızda.
Karşılıklı güven varsa…
Güven, ilişkinin boyutu ne olursa olsun (anne, baba, arkadaş, çocuk, sevgili, eş vb.) herhangi bir ilişkinin gelişmesi ve ilerlemesi için olmazsa olmazlardan. Ancak ilişkinin sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi için hayati önem taşıyan bu olgunun inşa edilmesi ve korunması zaman ve emek gerektiriyor. Yavaş yavaş gelişen ve olgunlaşan güven duygusu, anlık bir hatayla kırılabilecek kadar da hassas.
Eğer ilişkinizde karşılıklı güven duygusu varsa, birbirinizin sadakatinden ve bağlılığından hiç şüphe etmiyorsanız doğru yoldasınız demektir. Günümüzde ilişkide güven inşa edilmediğinin en büyük göstergeleri, çiftlerin birbirinin cep telefonunu, ajandasını, sosyal medya hesaplarını gizlice karıştırması ya da gizli olmasa da sürekli kontrol etmek istemesi. Bunun dışında sosyal çevresindeki karşı cinslerle olan görüşmelerine kısıtlama getirilmesi, arkadaşlık ilişkilerinin sorgulanması ve birlikte olunmadığında sürekli telefonla aranarak rahatsız edilmesi de ilişkide güven eksikliği olduğunun ve gelecekte daha büyük problemler yaşanacağının sinyallerinden.
Birbirinizin yanında sizi siz yapan her şeyle var olabiliyorsanız…
İlişkinin ilk aşamalarında hepimiz olduğumuz kişi olarak değil, olmak istediğimiz kişi olarak görünmeyi tercih ediyoruz. Ön planda olmasını istediğimiz özellikleri parlatarak sunuyor, hoşlanmadığımız yönlerimizi mümkün olabildiğince gizlemeye çalışıyoruz. Bu nedenle özellikle ilişkinin ilk zamanlarında ilişkinin geleceğiyle ilgili yapılan tahminlerin neredeyse hiç bir geçerliliği yoktur. İlişkinin nereye gittiğiyle ilgili değerlenirme yapılabilmesi için her iki tarafın da gerçek benliklerini sahneye koyabildikleri, tüm şeffaflıklarıyla ilişkide olabildikleri zaman beklenmelidir. Kişi tüm güçlü yanları, eksiklikleri ve zayıflıkları ile var olabildiğinde, en derin duygularını ve düşüncelerini güven içinde paylaşabildiğinde, birlikte olduğu kişinin karşısında ağlama cesaretini gösterebildiğinde, yani gerçekten olduğu kişiyi ön plana çıkarmaktan çekinmediğinde ilişkinizin nereye ilerlediği ile ilgili çıkarımlar yapabilirsiniz.
Birbirinizi destekliyorsanız…
İyi bir partner olmanın en büyük gerekliliklerinden biri de çok iyi iki arkadaş olabilmektir. Bu nedenle ilişkinizde partnerinizin yaşadığı problemler karşısında iyi bir dinleyici ve sırdaş olmalı, karşılaştığı zorluklar karşısında ona motivasyon ve cesaret verebilecek kadar sağlam durmalısınız. Siz de herhangi bir zorluk yaşadığınızda onun daima arkanızda olduğunu bilerek hareket edebilmeli, kendinize olan güveninizi kaybettiğiniz anlarda bile size güvenen birinin olduğunu bilmenin rahatlığını taşımalısınız. Bu nedenle ilişkinizde iyi bir sevgilinin yanı sıra birbiriyle çok iyi zaman geçiren, zor zamanlarda birbirinin yanında olabilen iki dostsanız ilişkinizin gelişme kaydettiğini söyleyebilirsiniz.
Ne olursa olsun birbirinizi güldürebiliyorsanız…
Birbirini hangi koşul altında olursanız olsun güldürebilecek ve gülümsetebilecek potansiyele sahip olmak ortak bir dile sahip olmayı, aynı şeyi görebilmeyi, yani birlikte uzunca zaman geçirmeyi gerektirir. Birlikte olduğunuz kişi sizi tanır. Ruh halinizdeki değişimleri, neyi sevip sevmediğinizi tek bakışla anlayabilir. Bu yüzden hiç kimsenin sizi güldürmeyi başaramadığı anlarda, aranızdaki özel iletişim yolunu kullanarak kimsenin gülmeyeceği şeylerle sizi saatlerce güldürebilir.
Karar alırken ‘ben’ değil ‘biz’ diyebiliyorsanız…
İlişkide kendinizi yarış halinde görüyor, kendinizi sürekli partnerinizle karşılaştırıyorsanız yanlış yerdesiniz. Ben’den biz’e geçmek ilişkiyi ileriye taşıyan adımlardan biridir. İhtiyaçlarınızı düşünürken, hayatınızla ilgili önemli kararlar alırken sadece kendinizi değil, partnerinizi de düşünerek hareket etmeniz ilişkinizin ciddi bir boyuta ulaştığını gösterir.
Birbirinizin eksikliklerini kabul edebiliyorsanız…
Kimse mükemmel değil. İnsan, doğası gereği eksiksiz ve hatasız olamayacak bir varlık. Eksiklikleri ve hataları fark etmek ve eleştirmek çok zor değil. Ancak iyi bir ilişkide olması gereken bu hataların ve eksikliklerin farkında olunsa da karşıdaki kişiyi bu eksiklikleriyle kabul edebilmek. Üzerinde çalışılması gereken, iki tarafın da düzeltmek istediği kısımlar üzerinde yapıcı önerilerle çalışabilmek.
Küçük detaylara önem vermek…
Küçük detaylar adı üstünde çok dikkat edilmeyen ancak dikkat edilirse büyük farklar yaratan şeylerdir. İlişkinin başlarında küçük detaylar üzerinde pek fazla durulmasa da, ilişkinin ilerleyen zamanlarında ilişkideki küçük detaylar önem kazanmaya başlar. Üzerinde durulan, daha fazla irdelenen küçük detayların etkileri sandığınızdan da büyük olacaktır. Örneğin, alacağınız hediyeye onunla ilgili küçük bir detay katmak, onunla ilgili küçücük şeylere bile dikkat edip önem verdiğinizin göstergesi olabilir ve ilişkinizi güçlendirebilir.
Birbirinizin her hareketinden bir anlam çıkarabiliyorsanız…
İlişkiniz gerçekten ilerleme aşamasındaysa ve ciddileştiyse birbirinizin en küçük hareketini bile anlayabilir, ruh halinizdeki değişimleri kolaylıkla takip edebilirsiniz. Birbirinizin nelerden hoşlandığını, nelerden hoşlanmadığını bilmek aranızda sözsüz bir iletişimin oluşmasını sağlayacak ve iletişiminizi kolaylaştıracaktır. Örneğin, birlikte olduğunuz kişi sevgisini dokunarak ifade ediyorsa ona dokunmadığınız zamanlarda sevilmediğini ve değer görmediğini hissedebilir. Ancak zamanla sizi tanıdıkça ve iletişim tarzınıza alıştıkça, sizin sevginizi gösterme biçminize yavaş yavaş uyum sağlayacak ve sizden sürekli dokunma beklentisi içine girmeden de sevildiğini ve değer gördüğünü hissedebilecektir.
Geçmişi ardınızda bırakabildiyseniz…
Geçmişten getirdiğiniz çözümlenmemiş meseleleriniz sizi ileri gitmekten alıkoyar. Arkanıza bakarken ileri yürüyemezsiniz. Yürüseniz de daha sık engellere takılır, daha yavaş yol alırsınız. Bu nedenle eğer ikiniz de geçmişi geride bırakabilmiş ve ardınıza bakmadan, rahatlıkla ilerleyebiliyorsanız ilişkiniz ileri bir seviyeye doğru yol alıyor demektir.
Geleceğe baktığınızda aynı şeyi görebiliyorsanız…
Geçmişi geride bıraktınız ve emin adımlarla ileri doğru yürüyorsunuz. Peki nereye gidiyorsunuz? Partneriniz yanınızda ama sizinle aynı yere mi gidecek yoksa ileride yollarınız ayrılacak mı? Bunu anlamak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
- Hedeflerimiz ve beklentilerimiz aynı mı?
- Kişiliklerimiz birbiriyle uyumlu mu?
- İkimizi de motive eden ve ilham veren şeyler benzer mi?
- Onunla olduğumda gündelik yaşantımı rahatça sürdürebiliyor muyum?
İlişkiniz başlangıç aşamasındaysa bu sorulara vereceğiniz cevaplar muhtemelen çok net olmayacaktır. Ancak birlikte hareket etmeye ve yol almaya devam ettikçe bu sorulara verdiğiniz cevaplar netlik kazanacaktır.
Kaynaklar:
Thought Catalog
Huffington Post
wealthnlove
İlginizi çekebilir: İlişkinize dair yeni yıl hedeflerinizi gerçekleştirmenize yardımcı olacak 10 soru