X

İlişkinizde güvensizlik duygusunun baskın olduğunun 8 sinyali

İlişki ilerledikçe ve derinleştikçe güven duygusunun daha güçlü hissedilmesi beklendiği için, güvensiz bir ilişkide olduğunuzun sinyallerini almakta zorlanabilirsiniz. Ancak birlikte olduğunuz kişiyle yaşadığınız problemler çözüme ulaşmadan yenileri ortaya çıkmaya başladığı zaman, bir şeylerin yolunda gitmediği konusunda düşünmeye başlar ve en sonunda da yaşadığınız hemen hemen her sorunun temelinde güvensizlik duygusunun olduğunu keşfetmeye başlarsınız.

Güvensiz bir ilişki çok uzun süre devam ettiğinde, hem kendinize hem partnerinize olan güveniniz azalıyor ve ilişkinizle ilgili olumlu düşünceleriniz ve deneyimleriniz yavaş yavaş yok olmaya başlıyor.

Güvensiz bir ilişki, tarafların psikolojisini bireysel olarak olumsuz etkileyebildiği gibi ilişki dinamiklerinde de çok derin ve geri dönüşü mümkün olmayan problemleri beraberinde getirir. İlişki yaşayan kişilerde güvensizlik duygusunun ortaya çıkışı, ilişkinin iki taraf için de ne anlam ifade ettiğiyle doğru orantılıdır. Sosyal çevresi tarafından takdir edilmek isteyen, ilişkisinin mükemmel olduğunu kanıtlama çabası içinde olan birey ilişkisi üzerinden elde ettiği sosyal statüyü kaybedeceği korkusuyla güvensizlik duygusu geliştirebilir.

Günümüzde özellikle sosyal medyanın hayatımızın her alanında yer alıyor oluşu, bireylerde güvensizlik duygusunun daha da artmasına ve kişilerde paranoyaya varan yoğun güvensizlik duygusunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Kıskançlık, kişinin özgüvenin düşük oluşu, yaşanan ilişki ya da birlikte olunan kişi hakkındaki paranoya halini almış düşüncelerle birlikte zamanla ilişkiye zarar vermeye başlıyor.

Güvensiz bir ilişki çok uzun süre devam ettiğinde, hem kendinize hem partnerinize olan güveniniz azalıyor ve ilişkinizle ilgili olumlu düşünceleriniz ve deneyimleriniz yavaş yavaş yok olmaya başlıyor. Bu nedenle güvensiz bir ilişkide olduğunuzu nasıl anlayabileceğinizin yollarını ve ilişkide güvensizlik duygusuyla başa çıkma yöntemlerini sizler için derledik:

Telefonunu karıştırmamak için kendinizi zor tutuyorsanız…

Günümüzde özellikle sosyal medyanın hayatımızın her alanında yer alıyor oluşu, bireylerde güvensizlik duygusunun daha da artmasına ve kişilerde paranoyaya varan yoğun güvensizlik duygusunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Gecenin ortasında kendi kendinize uyandınız ve sevgiliniz yanında top patlasa uyanmayacak kadar derin bir uykuda. İlk yapmak istediğiniz şey ne olur? Bu soruyu duyunca aklınıza ilk gelen cevap “sessizce telefonuna uzanmak ve tüm mesajlarını kontrol etmek” oluyorsa güvensiz bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz. Güvensizlik duygusunun ortaya çıkışında sosyal medya kullanımının artması, dolayısıyla istediğimiz kişiyle iletişimimize kolayca telefon üzerinden devam edebilmemiz önemli bir rol oynuyor. Partneriniz telefonda biriyle mesajlaşırken, konuşurken ya da sosyal medya hesaplarında gezinirken aklınız sürekli kiminle konuştuğundaysa güvensizlik duygusu yaşadığınız söylenebilir. Sadece ne yaptığını kontrol etmek amaçlı bile olsa başka birinin telefonunu karıştırmak, onun özel alanına ve mahremiyetine müdahale etmek demektir.

Sizi dahil etmeden plan yapıyor olmasından rahatsızsanız…

İşyerinden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla bir şeyler içecek olması sizi stresli ve gergin hissettiriyorsa güven konusunda problem yaşıyor olabilirsiniz. İlişkide güvensizlik duygusunun en önemli belirtilerinden biri de karşınızdaki kişiye inanmamaktır. Eğer partnerinizin tek başına ya da arkadaşlarıyla dışarı çıkması sizin için aldatma, yalan, sadakatsizlik kelimeleriyle kesişiyorsa partnerinizin güvensiz oluşuna değil sizin kendi güvensizliklerinizin temelinde yer alan deneyimlerinize odaklanmanız gerekir.

Partneriniz olmadan plan yapamıyorsanız…

Hayatınızdaki kişi bir anda ortadan kaybolsa ne yaparsınız? Hayatınıza tek başınıza devam edebilmeye hazır mısınız? Arkadaşlarınız, aileniz, partnerinizin dahil olmadığı bir sosyal çevreniz hala var mı? Varsa onlara da zaman ayırıyor musunuz? Eğer bu sorulara yanıtınız hayırsa, güvensiz bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz. İlişkinin ilk aşamalarında tüm zamanınızı birlikte olduğunuz kişiyle geçirmek istemeniz ve tüm planlarınıza onu dahil etmeniz oldukça normal. Ancak aylar, hatta yıllar geçtiği halde partnerinizin olmadığı hiç bir plana dahil olmak, onsuz hiç bir şey yapmamak istiyorsanız güvensiz bir ilişkidesiniz demektir.

İlişkinizde en küçük çatışmalardan bile kaçınıyorsanız…

Güvensiz bir ilişki, tarafların psikolojisini bireysel olarak olumsuz etkileyebildiği gibi ilişki dinamiklerinde de çok derin ve geri dönüşü mümkün olmayan problemleri beraberinde getirir.

Tartışma ve çatışma olmadan sağlıklı bir ilişki yürütebilmek mümkün değildir. Sürekli çatışma içinde olmak tabii ki sizi de ilişkinizi de yıpratır ama tartışılması gereken şeylerin üzerini örtüp görmezden gelmek de aynı ölçüde sizi yıpratacaktır. Tartışılmadan biriktirilen her şey bir gün doyum noktasına ulaşacak ve çok daha şiddetli şekilde patlayacaktır. Tartışma olmayan ilişkilerde güvensizlik duygusu da yoğun olur çünkü kişi öz güveninin zedeleneceğini, kişiliğine saldırılacağını düşündüğü için tartışmadan kaçınır.

Partnerinize sürekli eski ilişkileriyle ilgili sorular yöneltiyorsanız…

Ben mi daha güzelim eski sevgilin mi?“, “Hiç eski sevgilini düşünüyor musun?“, “En çok hangi sevgilini özlüyorsun?“, “Benimle olmasan şimdi kiminle olurdun?“, “Neden ben?“… Bu ve benzeri geçmişe yönelik sorular, ilişkisinde güvensizlik duygusu yaşayan ya da geçmişte güveni kırılmış olan kişilerin sıklıkla sorduğu sorulardır. Güvensizlik duygusu taşıyan bir birey bu soruların cevabını çok iyi bildiği halde, sadece kendisini güvende hissetmek için sık sık partnerine aynı soruları yöneltme ihtiyacı duyar.

İlişkinizin her zaman yolunda gideceğini güvence altına almak istiyorsanız…

Benzer şekilde, partnerinizin size sadık olduğunu ve ilişkinizde gelecekte problem yaşanmayacağını, her şeyin çok iyi gideceğini ve sürekli mutlu olacağınızı güvence altına almaya çalışmak da güvensiz bir ilişkide olduğunuzun işaretlerindendir. Güvensiz partnerler her zaman onay almak isterler. Her şeyi garanti altına almadan kendilerini güvende hissetmezler.

Partnerinizin hata yapmasını dört gözle bekliyorsanız…

Mutlu ve sağlıklı bir ilişkide birlikte olduğumuz kişinin gelişmesini, mutlu olmasını ve en iyiye ulaşmasını arzu ederiz. Ancak ilişkide güvensizlik duygusu baskın olmaya başladığında işler değişir. Partnerinizin elde ettiği tüm başarıların sizin sayenizde olmasını istersiniz. Sizin dahil olmadığınız herhangi bir konuda başarılı olmasının, size ve ilişkisine olan bağımlılığını azaltacağı korkusunu taşırsınız. Bu nedenle bırakın başarısına destek olmayı, sizi ve ilişkisini ilgilendirmeyen, ona bireysel olarak katkı sağlayacak konularda başarılı olmasına engel olmaya bile çalışabilirsiniz.

Partnerinizi sadakatsizlikle suçluyorsanız…

Öncelikle, yaşadığınız güvensizlik duygusunun gerçekten mantıklı bir sebebi olup olmadığının farkında olmalısınız.

Eğer birlikte olduğunuz kişi sizi daha önce hiç aldatmadıysa ya da ortada sizi aldatacağına dair en ufak bir somut kanıt yoksa sizi aldatacağını düşünerek onu sadakatsizlikle suçlamak paranoyadan başka bir şey değildir. İlk bakışta bu suçlamalar basit bir güvensizlik problemi olarak görünebilir, ancak buzdağının görünmeyen tarafı çok daha büyüktür. Partnerinizin sizi aldatacağını düşünmenizin en büyük sebebi, aslında öz güveninizin düşük olmasıdır. Kendinizi sürekli başkalarıyla karşılaştırdığınız ve partneriniz için yetersiz olduğunuzu hissettiğiniz için daha iyi birini bulacağı korkusuyla panikleyip onu suçlamaya başlarsınız.

İlişkinizde yukarıda bahsettiğimiz, güvensiz bir ilişkide olduğunuza dair sinyaller veren durumlar yaşıyor olabilirsiniz ancak yaşadığınız güvensizlik problem çözümü olmayan bir sorun değil. Öncelikle, yaşadığınız güvensizlik duygusunun gerçekten mantıklı bir sebebi olup olmadığının farkında olmalısınız. Eğer partneriniz sizi gerçekten aldatıyorsa ya da siz aldattığına dair bir şüphe taşıyorsanız rahatsızlığınızı mutlaka partnerinizle paylaşmak ve bir karar almak durumundasınız.

Ancak problem yukarıda bahsettiğimiz durumlar gibi yalnızca sizin düşünce kalıplarınızla ilgiliyse, yani sizdeki güvensizlik duygusu nedeniyle güvensiz bir ilişki yaşıyorsanız ilişkinizi daha da kötü bir gidişata sürüklemeden önce kendinizle ilgili değiştirmeniz gereken şeylere odaklanmalısınız. Öncelikle, hayal gücünüzü ve paranoyalarınızı bir kenara bırakmalı, partnerinizden ayrı olduğunuz her dakika onunla ve ilişkinizle ilgili felaket senaryoları üretmekten vazgeçmelisiniz. Kendinize ve partnerinize yalnız kalmak ve nefes almak için zaman verin. Evet, birliktesiniz. Evet, bir ilişkiniz var ve siz bir çiftsiniz. Ancak aynı zamanda ikiniz de ayrı birer bireysiniz. Bu nedenle ne kadar yakın olursanız olun, ne kadar çok şey paylaşıyor olursanız olun kendinize ait alanı kaybetmemeye önem verin. Kendinizi ya da partnerinizi geçmişinizdeki kişilerle, ilişkinizi de geçmiş ilişkilerinizle karşılaştırmayın.

 

Kaynaklar:
Psychology Today
Lifehack

 

İlginizi çekebilir: İlişkide güven sorunu ve başa çıkma yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale