İlişkinizde bağımlılık mı yaşıyorsunuz yoksa karşı tarafa sevgi mi besliyorsunuz?
İlişkinizde bağımlılık durumu söz konusuysa bu hem bağımlı olan kişiye, hem de bağımlı olunan kişiye zarar verir. Bağımlı olan taraf kaygılı ve depresif olurken, bağımlı olunan kişi de üzerinde bir baskı hisseder.
İlişkilerde bağlı olmak ile bağımlı olmak arasında büyük fark vardır. İlişkide bağlılık, kişilerin birey olarak ayrı ayrı var olabildikleri, kendi yaşamları ile ilişkilerini dengeli bir şekilde bir arada sürdürebilme halidir.
İlişkilerde bağımlılık söz konusu olduğunda ise, kişilerden biri (bağımlı olan kişi) kendi yaşantısını neredeyse yok sayarak, karşısındaki kişi ile yaşadığı ilişkiye odaklanır ve ilişkinin dengesi kaybolur.
Kişinin mutluluğu, huzuru ve hayattan aldığı doyum sadece ilişkisine bağlı olduğunda, ilişkideki en ufak bir sorun ya da yolunda gitmeyen durum, kişinin yoğun mutsuzluk, umutsuzluk ve kaygı hissetmesine neden olur. Bir ilişki bu hali aldığında ortada sağlıklı bir ilişkinin varlığından söz edilemez.
İlişkinizde hissettiğiniz sevgi mi? Yalnız kalma korkusu mu?
İlişkinizde kendinizi; sevilen, değerli, huzurlu ve mutlu hissediyorsanız ve en önemlisi de “Onun yanındayken kendinizi seviyorsanız” bu sevgi olarak tanımlanabilir. Onunlayken kendinizle ilişkiniz iyiyse ve içsel olarak huzurluysanız bu ilişkide sevgiden söz edilir. Bu duyguların aksini yaşıyor ve ilişkinizi sürdürüyorsanız bunun adı sevgi değil; yalnız kalma korkusudur!
Yalnız kalma korkusu, aslında size iyi gelmeyen veya sizi beslemeyen bir ilişkiyi sürdürmenize sebep olacak kadar büyük bir korkudur.
Oysa bu tür bir ilişkinin içinde kalmanın sizde yarattığı duygular; değersizlik duygusu, benlik saygısına verdiği zarar ve sevilmezlik hissi, yalnız kalmaktan duyduğunuz korkudan çok ama çok daha yaralayıcıdır.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Kalabalıklardaki yalnızlık: İlişkilerdeki ”iki yabancı” sendromu
Yalnızlık hissinden kurtulmanın yolları
Yalnızlığın anatomisi ve yalnızlık duygusuyla başa çıkabilmenin yolları