X

İlişkiniz sinyal veriyor olabilir mi: Romantik ilişkilerde yeşil, sarı ve kırmızı bayraklar

Aşkın insanın gözünü kör eden hali, zaman zaman ilişkilerimizin gidişatını fark etmemize engel olabiliyor. İlişkilerimizde, sürekli benzer tepkilerle karşılaşmamız, aynı yıpratıcı döngünün içinde yaşamamız, var olan sorunları zihnimizde normalleştirerek sanki çok olağan bir şeymiş gibi yorumlamamıza zemin hazırlayabiliyor.

Kimi çiftler, birbirleriyle rahatça iletişim kurabiliyorken; kimi ilişkilerde partnerlerden biri veya ikisi kendini ifade etmekten çekinebiliyor. Güven duygusu temelinde, sevgi ve saygıyla harmanlanmamış bir ilişki, yıpratıcı sonuçlar doğurabiliyor. Çoğunlukla ilişkinin kendisiyle fazla meşgul olmaktan dolayı farkında olamadığımız olumsuz durumlar, özellikle ailemiz, arkadaşlarımız ya da yakın çevremiz tarafından daha kolay fark edilebiliyor.

İlişkilerde zaman zaman yaşanan ve partnerlerin el ele vererek üstesinden gelmeyi başardığı sorunların yanı sıra, yüksek ihtimalle düzelmeyecek, daha büyük sıkıntılara yol açacak ve kendini sürekli tekrar edecek “kırmızı bayraklar” olarak adlandırılan daha ciddi problemler de yer alabiliyor. Kırmızı bayraklar, ilişkide ters giden bir şeyler olduğunu ve kişilerin ilişkilerini gözden geçirmeleri gerektiğini belli eden ciddi sinyaller olarak tanımlanıyor. Bazı ilişkilerde yoğunlukla kırmızı bayraklar yer alırken; iletişimi güçlü, güven duygusunun eksilmediği ve partnerlerin birbirini desteklediği ilişkilerde “yeşil bayraklar” olarak bilinen, ilişkinin başarılı bir birliktelik olduğunu belirten olumlu sinyaller dikkat çekebiliyor. Öte yandan, genellikle kararsızlığın hakim olduğu ve geçişlerle dolu zamanları barındıran ilişkilerde kırmızı ve yeşil bayrakların tam ortasında yer alan “sarı bayraklar” bulunabiliyor.

İlişkilerde kırmızı bayraklar

“Beni sevdiğinden böyle yapıyor.”, “Seven insan kıskanır.”, “Onunla görüşebilmem için başkalarıyla görüşmemi istemiyor.”, “İstemeden öyle söyledi.”, “Sadece birkaç kez oldu…” ve benzer birçok söylem, ilişkiniz için kendinize veya yakın çevrenize sıkça söylediğiniz cümleler arasında mı? Eğer öyleyse, ilişkinizde listede yer alan kırmızı bayraklar, geniş bir yer kaplıyor olabilir.

  • Karşılıklı güven eksikliği yaşıyorsanız,
  • İletişim kurmakta zorlanıyorsanız,
  • Partneriniz rızanız olmadan size fiziksel temasta bulunuyorsa,
  • Kendi adınıza konuşmaktan çekiniyorsanız,
  • Duygularınızı açığa vurmaktan korkuyorsanız,
  • Aranızda sırlardan bir duvar örülüyse,
  • Kıskançlık zarar verici boyutlara ulaştıysa,
  • Aşağılanmak veya hor görülmek eylemlerine maruz kalıyorsanız,
  • Partnerinizle birlikte geleceğe dair planlar yapamıyorsanız,
  • İlişkideki sorunları ve problemleri dile getirmekten korkuyorsanız,
  • Partneriniz fikirlerinize saygı duymuyorsa,
  • Sınırlarınız ihlal ediliyorsa,
  • Sözlü ve/veya fiziksel şiddete maruz kalıyorsanız,
  • Ailenizden, arkadaşlarınızdan veya yakın çevrenizden zorla uzaklaştırılıyorsanız,
  • İlişkide sadece sizin fedakarlık yaptığınızı düşünüyorsanız,
  • Geçmiş ilişkilerinizle ilgili sürekli iğneleyici laflara maruz kalıyorsanız ilişkinizi gözden geçirmenin vakti çoktan gelmiş de geçiyor olabilir.

Kendinizi kapana kısılmış, duygu ve düşünceleriniz ihmal edilmiş, sınırlarınız taciz edilmiş hissediyor; “sevgiden, aşktan, kıskançlıktan…” ve benzeri kalıplara sığınmak zorunda kalıyorsanız kırmızı bayrakların yoğunluğunu ilişkinizde değerlendirmeniz gerekiyor olabilir.

Peki, “Bu kırmızı bayraklar benim ilişkimde sıkça yer alıyor, o zaman bu ilişkiyi bitirmeli miyim?” diye sorarsanız, kimse ilişkinizi ve sizin neler hissettiğinizi sizin kadar iyi bilemez. O nedenle, bu kararı vermek tamamen size ve partnerinize bağlı olarak netleşebilir. Partnerinizle sağlıklı iletişim kurmak için psikolojik bir desteğe başvurabilir, ilişkinin size mutluluk değil üzüntü verdiğini düşünüyorsanız birlikteliğinizi gözden geçirebilir, sorunların üstesinden gelemeyeceğinizi düşünüyor ama korku yaşıyorsanız ailenizden, arkadaşlarınızdan veya yardım kuruluşlarından destek isteyebilirsiniz. Unutmayın, ilişkilerin hayatı zora sokması değil; daha anlamlı kılması gerekir. Aksi halde sizi yıpratmaktan öteye geçmez.

İlişkilerde sarı bayraklar

Yeşil ve kırmızı bayrakların sahip olduğu keskin hatlar nedeniyle fark edilmeleri daha kolay olabilir. Fakat, her konuda olduğu gibi sadece siyah-beyaz iki ayrı uçtan bahsetmek pek doğru olmayabilir. İlişkilerde, kırmızı ve yeşil bayrakların tam ortasında yer alan sarı geçiş sinyalleri de bulunabilir. Genellikle kararsızlığın ve samimiyet eksikliğinin bulunduğu ilişkilerde sarı bayraklar hüküm sürüyor olabilir.

  • Partnerinizin ve sizin birbirinden tamamen farklı gelecek planları varsa,
  • Hayata aynı pencereden baktığınızı düşünmüyorsanız, 
  • Partneriniz ailesine çok bağlıysa ya da hiç bağlı değilse,
  • Aileniz ve arkadaşlarınız ilişkinizden şüphe duyuyorsa,
  • Partneriniz, önceki ilişkileri hakkında rahatsız edici yorumlar yapıyorsa,
  • Sadece baş başa zaman geçiriyor; kalabalık ortamlara dahil olmuyorsanız,
  • Partneriniz veya siz ilişkiniz hakkında kararsız tutumlar sergiliyorsanız,
  • Uzun vadeli planlar yapamıyorsanız,
  • Yeteri kadar samimi bir bağ kuramadığınızı düşünüyorsanız, ilişkinizde sarı bayraklar yoğunlukta olabilir.

İlişkilerde yeşil bayraklar

Öte yandan sağlıklı iletişim kurmayı başaran, güven duygusu üzerine inşa edilmiş ve partnerlerin birbirini desteklediği bir ilişkiler, pozitif titreşimler saçarlar. Yeşil bayraklar diye nitelendirilen sinyaller, ilişkinin yolunda gittiğini ve partnerlerin uyumlu bir birliktelik yaşadığını anlatabilir.

  • Dürüstlük ve güven duygusuna dayalı bir iletişiminiz varsa,
  • Saygı çerçevesinden çıkmadan karşılıklı tartışabiliyorsanız,
  • Birlikte gelişmeyi ve büyümeyi hedefliyorsanız,
  • Partnerinizle karşılıklı olarak birbirinizin hedeflerini ve hayallerini destekliyorsanız,
  • İlişkide bazen değil her zamanda güvende olduğunuzu hissediyorsanız,
  • Fikirlerinizi açıkça sunmaktan çekinmiyorsanız,
  • Sınırlarınızın korunduğunu düşünüyorsanız,
  • Partnerinizin bulunmadığı ortamlarda kendinizi rahat hissediyorsanız,
  • Ailenizle, arkadaşlarınızla, yakın çevrenizle istediğiniz gibi görüşebiliyorsanız,
  • İlişkide partnerinizle eşit sorumluluk aldığınızı fark ediyorsanız,
  • Hatalarınız ya da geçmiş yaşantınız sürekli gündeme gelmiyorsa,
  • Sevildiğinizi hissediyorsanız ve rahatlıkla iletişim kurabiliyorsanız ilişkinizde çoğu şeyin yolunda gittiğini düşünebilirsiniz.

Elbette ki, zaman zaman sorunlar, beklenmedik olaylar, kestirilemez tepkilere neden olabilir veya partnerlerin arasındaki güçlü bağı zedeleyebilir. Fakat, sağlıklı ve güvenli bir ilişkide partnerlerin başarılı iletişimi ile pürüzler, ciddi problemlere dönüşmeden halledilebilir.

Belki her renk bayraktan ilişkinizde bulunduğunu, belki de bazılarının daha yoğun olduğunu düşünmeye başlamış olabilirsiniz. Dilerseniz, ilişkinizde yaşadığınız durumlara göre değerlendirmek isteyeceğiniz “İlişkilerde Kırmızı Bayraklar” testini çözebilir; yeşil, sarı ya da kırmızı bayraklardan hangisinin ilişkinizi anlattığını fark edebilirsiniz.

Kaynakça: verywellmind, thelovebrain, wellandgood

İlginizi çekebilir: Mutsuz ilişkinin sinyalleri: Sağlıksız bir ilişkide olduğunuzun 20 göstergesi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale