Uzun zamandır almakta olduğum aile konstelasyonu eğitimi yine bakış açıma yenilik kattı. Bu sistemin yaşadığımız sorunların ardındaki görünmeyene dair farkındalık kazandıran bilgeliği beni çok besliyor. Danışanlarımın sorunlarını algılamamda beni çok zenginleştiriyor. Bu zenginliği sizlerle de paylaşmak üzere yazıyorum. Bilginin zekatını vermek gerekirmiş.
Gelelim bu yazımın başlığında yer alan kavrama… Depresyon nedir? Türk Dil Kurumu açıklamasıyla bunalım, çöküntü… Sürekli bir üzüntü ve ilgi kayıbına neden olan duygu durum bozukluğu.
Bireyin yıllardır süren majör depresyonunun ardında, partnerinin ilişkilerine dair hiç ifade etmediği, edemediği duygular olabilir mi? Partnerin hissettiği yok sayılmanın çaresizliği, üzüntüsü ve öfkesi… Diğer kişinin taşıdığı depresyon olarak yansıyabilir mi?
Hani hiç tartışmayan çiftler vardır. Her şeyi içlerine atarlar. Yıllarca konuşmazlar, aynı evin içinde küs yaşarlar. Küslük pasif bir agresyonun ifadesidir belki de. Bir taraf eşine olan büyük sevgisinden dolayı, eşinin geçmişten getirdiği, hareket ettiremediği öfkesini, çözülmemiş kendi aile meselelerinin yükünü, yani eşinin depresyonunun tamamını üzerine alabilir mi?
İlişki depresyonda olabilir mi?
Böyle olabileceğine dair bir farkındalık yaşadım. Hep diyoruz ya ilişki de canlıdır diye… İlişkiyi sevgi ve şefkatle beslersek ilişki daha canlı, daha renkli hale gelir. Bu da emek ister. Ancak mesele ilişkinin canlılığı, sürdürülebilirliği için partnerlerin kendi geçmiş, içsel meselelerini çözümlemesinden geçiyor. Öncelikle ailemizle olan ilişkideki duyguların dönüşmesi ihtiyaç. Babanızla ve annenizle aranızda yaşananların ya da onların yaşadıklarının duygularına dolanıksanız hala… Farkında olmadan bunun duygusal ağırlığını eşiniz taşıyor olabilir.
İşte görünen eşinizle aranızdaki problem gibi dursa da, hatta onun yıllardır içinden çıkamadığı depresyon gibi görünse de… Aslında ilişkinizin depresyonda olması demek, ikinizin de çözülmemiş kendi aile konularınızın olduğunun göstergesidir. Bu çiftler arasındaki iletişim sorunlarının, hatta cinsel sorunların da temeli olabilir. “Çözülmemiş konu” derken duygusal olarak sıkışıklık yaratan, ifade edilmemiş, bir yol bulup kanalize olmamış, temas edilmemiş duygulardan bahsediyorum.
Kısacası ilişkileri, kişilerin yaşamını tıkayan, yaşamdan keyif alınmasına engel olan depresyonun, duygusal enerjilerin birikimi olduğunu ve bunun sadece yaşanan ilişkiyle ya da partnerlerden biriyle ilgili olmadığını görmek gerekir…
Dolayısıyla eşlerden biri bir şey yaşıyorsa, bunun kendimizle ilişkisi, alakası, projeksiyonu nedir, nasıldır diye bakabiliriz. Dilerim bu farkındalık, ilişkinizin, partnerinizin depresyondan çıkmasına bir yol olur. Daha fazlası için profesyonel destek almak isterseniz elbette görüşebiliriz.
Sevgilerimle…
İlginizi çekebilir: Her ilişki bir okuldur: Peki bu okul bize ne öğretir?