dummy

İlişkilerinizin kaderi elinizde: Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyemezsiniz

Sana bir sorum var; birden fazla da olabilir… Hayatının gidişatından memnun musun? Yoksa hep aynı olaylarla mı uğraşıyorsun? Sürekli aynı yerden gol yiyor ve hem ikili hem de diğer ilişkilerinde “aynı taş”a mı takılıyorsun? Cevabın evet ise, bu yazı tam sana göre. Hayatımızı seçimlerimizin etkilediği muhakkak. Gün içinde yiyeceğimiz yemekten giyeceğimiz kıyafete, söyleyeceğimiz sözlerden hayatımıza alacağımız insanlara kadar birçok konuda karar veririz. Üstelik bu kararları verirken birçoğunun tesadüf ya da öylesine olduğu yanılgısına düşeriz. Oysa hepsi zihnimiz ve bilinçaltımız tarafından özenle yapılmış bir seçimin sonucudur. Tıpkı hayatımıza giren insanların da bizim bilinçaltımızın bir seçiminin sonucu olması gibi.

dummydummy

Oysa beyinde yarım kalan işleri tamamlamak gibi bir mekanizma var çalışan. Çocukluğunda ya da sonrasında karşılaştığın olaylardaki duyguyla barışana kadar aynı tarz kişiler hayatına girmeye devam edecek. Hep aynı yerden kırılacak, hep aynı incinmişliği yaşayacaksın… Bu hayatın seni eğitme yöntemi oysa… Bu sebeple sen alt mesajı iyi okuyana kadar, sınav hep tekrar edecek.

Her ilişkinde aldatılıyorsan eğer; kendine şunu sor; kendini ilk kez ne zaman aldatılmış hissettin? Aldatılmışlık sana ne hissettirdi? Bunu hakettiğini mi? İnsanlara asla güvenilemeyeceğini mi? Yoksa sevmek diye bir şey olmadığını mı?

Bu cümlelerden hangisiyse içinden geçen, hiçbiri bir daha seni haksız çıkartmayacaktır emin ol. Çünkü sen ne düşünürsen beyin tereddütsüz kabul eder. Bir süre sonra farkında olmadan bilinçaltına işlenir. Burada yapman gereken bu olayı ilk yaşadığın ana gitmen zihnen. Ve üzerinden zaman geçse de, o olay ve kişiyle helalleşmen… “Ne demek bu helalleşmek?” dersen; geçmiş dediğimiz duygularla barışmadığımız sürece o duyguları hep kendimizde kilitli tutarız. Helalleşmek kavramı dini bir terimin çok ötesinde, bir olayın sadece kötü taraflarına odaklanmak yerine sana kattığı iyi şeyleri de görebilmek.

Bunu tabii ki geçmişte o olayı yaşadığın kişiyle birebir yapman gerekmiyor. Bir kağıt bir kalemle kendi içinde hesaplaşmanı yapabilir, söyleyemediğin duygularını yazabilir, aynı zamanda bu olayın senin hayatına kattığı pozitif dersleri fark edebilirsin. En negatif deneyim bile günün sonunda seni hayata daha dirençli kılıyor, unutma. Sırf bu bile o en can acıtıcı olayla helalleşmeni sağlayıp kilitli tuttuğun negatif duyguları serbest bırakmanı sağlayacaktır. Artık senin evrene mesajın şudur aslında: “Ben bu sınavı geçtim, bana kattıklarını aldım kabul ettim. Hayatımı güzelliklere açmaya hazırım.” Bundan sonra ilişkilerinde aldatılmayacağının garantisi, hayatın basit bir matematiğidir aslında. Dersini almış, sınavı geçmişsindir. Hoca aynı soruyu bir daha sormaz.

Veyahut bir türlü istediğin kadar sevilmeme problemi mi yaşıyorsun? Yukarıdaki yöntemi burada tekrar uygulayabilirsin; ilk kez sevilmediğini hissettiğin ana gidip sana bunu hissettiren kişiyi tespit edebilirsin. Bu annense mesela, ilişkilerinde hep şefkatle sınanıyor olabilirsin. Burada önemli olan seni ilk kez sevmeyen kişinin kendin olduğunun farkına varabilmen. Hepimizin yaptığımız şeylerden ötürü kendimize kızdığımız ya da yüklendiğimiz anlarımız olabilir. Hiçbir zaman kendimizi sevmekten vazgeçmememiz kendimize yapacağımız en büyük iyiliktir. Çünkü sevgi içten gelir, dışa yansır. Küçüklüğümüzde ya da ilişkilerimizde yeterince sevilmediysek bile kendimizi sadece biz olduğumuz için sevmeli, ilişkilerimizde sevgiyle sınanma sınavından geçmeliyiz. Çünkü hayatta kurduğumuz en önemli ilişki kendimizle kurduğumuzdur. Bunun da temelinde sevgi yatarsa, hayatımıza hep sevgiden işleyen, hayata sevgiyle bakan insanları farkında olmadan çekeriz.

Bütün bu anlattıklarımın ışığında hayata yeni bir yön vermenin, aynı sınavlara, aynı tip insanlara maruz kalmamanın yolu hayatımıza ve yaşadıklarımıza farklı bir bakış açısıyla bakmaktan geçiyor. Geçmişteki karakterlerin bize hissettirdikleriyle onları yaşatmaya devam etmemeli, bütün ilişkilerimizin odağına önce kendimize olan sevgimizi koymalıyız. Eckhart Tolle’un dediği gibi “Zihin bir nevi enstrüman, bir tür araçtır.” Nasıl bir hayat yaşamak istediğinize önce karar verin, düşünce şekliniz size eşlik edecektir.

İlginizi çekebilir: Duygusal denge: Duygu dalgalanmalarını kontrol etmek elimizde mi?

Şeyma Gizem Taşar: Şeyma Gizem TAŞAR 1984 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ortadoğu Koleji’nde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği’nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nde yaptı. Dokuz sene boyunca enerji alanında faaliyet gösteren firmaların finans pozisyonlarında görev aldı. İş hayatını sürdürürken Yaşam ve Kariyer Koçluk sertifikalarını tamamladı. Uzun süredir koçluk hizmeti vermektedir. Yol Arkadaşım Mutluluk yazarın ilk kitabıdır. Üniversitelere ve iş yerlerine motivasyon konuşmacısı olarak katılmaktadır. İletişim: gizemtasar@yahoo.com

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp