X

İlişkileriniz için dingin bir şifalanma yöntemi: Duyguları sindirme süreci

Ben bir aksiyon alıp ardından da hemen tepki bekleyen ya da tepki veren bir insanım/insandım. Haliyle de oturup ne olduğuna tam bakılmadan verilen, alınan tepkiler aslında pek saf gerçekliği yansıtmıyor. Üzerinde pek çok sadece o anın hislerini taşıyabiliyor. Şimdi ise hayatıma yeni bir kavram girmek üzere: Sindirim süreci.

Çok yakın arkadaşım olan Başak’ı gözlemleyerek öğreniyorum diyebiliriz. Ben ona herhangi bir konuda teklif yaptığımda ya da herhangi bir konuda düşüncelerimi söylediğimde ondan hep aynı cevabı alırım: “Gamze bu bilgiyle ben biraz kalayım. Sindirmeye, özümsemeye ihtiyacım var. Bende nasıl yankılanıyor bir duymak istiyorum. Sana ondan sonra daha sağlıklı geri dönüş yapabilirim.

Benim gibi sabırsız ve her işi hemen o an olsun isteyen bir insan için başlarda algılaması kolay olmamıştı ama Başak’ın kendisine, kendi özel yoluna o kadar saygım vardı ki her defasında sadece “Peki” dedim. O da her seferinde zaten hazır olduğu zaman geri geldi. Sindirim sürecinden sonra ise o an gündemimizde olan konuyu konuştuğumuzda çok hafif ve çok merkezinde bir diyalog döndü her defasında aramızda. Yani, uçuşup gitmeyecek olan gerçek bir diyalog.

Benim tüm bunların ne demek olduğunu algılamam ancak gerçekleşen bir durum. Şimdi şimdi Başak’ın yolunu, nedenlerini anlayabiliyorum ve bu şekilde iletişimi çok daha sağlıklı buluyorum. Kendi hayatımda da uygulamaya minik adımlarla başlıyorum; acele etmeden, kendime zaman vererek, söylenenlerin, hissedilenlerin bende neye rezone ettiğini anlayarak, yani sindirerek yaşamak!

Size hemen bir örnek verebilirim; belki ne demek istediğim daha netleşir. Bir dostumla bir süredir konuşmuyorduk. Küs değildik ama sadece birbirimizi aramıyorduk. Sebebi bendim. Bir süreliğine çevremdeki herkesten uzaklaşmış, yalnızlığımda beslenmiştim. Fakat bu sırada da dünyanın dönmeye devam ettiğini unutmuş, insanların hayatlarında olan bitenleri atlamış, bana ihtiyacı olabilecek zamanlarını görememiştim.

Tüm bunları fark ettiğim anda ise ilgilenmeyerek kırdığım tüm yakınlarımı özür dilemek için tek tek aradım. Bahsettiğim dostumla buluştuğumuzda ise konuşmuş, birbirimize kendi süreçlerimizi, kırgınlıklarımızı, öfkemizi anlatmış, sonunda da karşılıklı ağlamıştık. Aşırı yoğun bir buluşma yaşamıştık beraber. Ayrıldıktan bir dakika sonrasından itibaren sürekli arayıp mesaj atıp ilgilenmek istiyordum ve eskiden olsa böyle de yapardım.

Sonrasında ne mi olurdu? Evet birkaç gün yoğun arardım fakat benim Gamze olarak gerçeğim bir insanı 7/24 aramak olmadığı için, arada aramak olduğu için illüzyon bir dönemden geçerdik. Artık kendimi kendime ve karşımdakine kanıtladıktan sonra da tekrar eski tas eski hamama geri dönüş yapardım ve tüm ilgilenmiş olduğum zamanların da hiçbir değeri kalmamış olurdu.

Peki ben bu “sindirim süreci” bilgisinden sonra bu olay karşısında bu defa ne yaptım?

Tüm hisler yine aynıydı. Ben buluşma bittiği andan itibaren, yalnız bırakmış olduğum arkadaşım ile suçluluk duygusunun vermiş olduğu hisle yine sürekli mesaj atıp aramak istiyordum ama durdum! Hiçbir şey yapmadım. Sadece durdum.

Tüm konuştuklarımızın, hissettiklerimin yerine oturmasına ihtiyacım vardı. Sağlıklı ilerlemek adına, durdukça o hislerin neye dönüşeceğini görmem lazımdı. Olay aynı günün akşamı ya da ertesi gün yapılan program değildi. Onlar zaten yapılırdı. Duyduklarımın bana nasıl hissettirdiğini anlamak istedim. Ya da belki çok da anlamama gerek yoktu. O hislerin içinde durup izlemem yeterliydi.

Tüm hissettiğim suçluluk, utanç gibi sahip olduğum hisleri nötrledim bu sayede. Ben durdukça onlar uçuşup gitti ve kendilerini gerçeğe bıraktı.
Gerçek buharlaşmaz.
Gerçek olan kaybolmaz.
Gerçek sağlamdır.
Gerçek ne kadar süre geçerse geçsin o an duymuşuz kadar taze ve nettir.

Bu sebeple dostuma olan hislerimi, yaşadıklarımı, yaşattıklarımı buluşmanın ardından kendime verdiğim süreyle daha iyi anladım, daha iyi analiz ettim ve daha sağlam adımlar attım ilişkimiz adına. Şimdi de sürekli konuşmuyoruz evet, ama buluşmalarımız yüzeysel baloncuk konuşmalardan ibaret olmuyor. Gerçeğimde yepyeni bir ilişki kurdum.

Ben yakın bir arkadaşımla yaşadığımın üzerinden gittim ama sindirme süreci olgusunu her türlü ilişkide kullanabiliriz ve bu yolla eminim ki ilişkiler gelişecek ve sağlamlaşacaktır. Sevgiliniz olsun, anneniz olsun, kardeşleriniz olsun… Tartışmalarda, sohbetlerde, tekliflerde; ne olursa; durumu, duyduklarınızı anlamak, içselleştirmek, sindirmek için o yoğunluktan sıyrılıp kendinize mutlaka zaman tanıyın. Durun. Durdukça bakalım neler olacak?

O zaman bu yeni keşfettiğim şifalanma yöntemime hepimiz hoş geldik! Bundan sonrasını izleyelim hayatlarımızda; acaba nasıl gelişecek?

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Ne ekersen onu biçersin: Sevgi sevgiyi, ilgisizlik ilgisizliği doğuruyor

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale