Ben bir aksiyon alıp ardından da hemen tepki bekleyen ya da tepki veren bir insanım/insandım. Haliyle de oturup ne olduğuna tam bakılmadan verilen, alınan tepkiler aslında pek saf gerçekliği yansıtmıyor. Üzerinde pek çok sadece o anın hislerini taşıyabiliyor. Şimdi ise hayatıma yeni bir kavram girmek üzere: Sindirim süreci.
Çok yakın arkadaşım olan Başak’ı gözlemleyerek öğreniyorum diyebiliriz. Ben ona herhangi bir konuda teklif yaptığımda ya da herhangi bir konuda düşüncelerimi söylediğimde ondan hep aynı cevabı alırım: “Gamze bu bilgiyle ben biraz kalayım. Sindirmeye, özümsemeye ihtiyacım var. Bende nasıl yankılanıyor bir duymak istiyorum. Sana ondan sonra daha sağlıklı geri dönüş yapabilirim.”
Benim gibi sabırsız ve her işi hemen o an olsun isteyen bir insan için başlarda algılaması kolay olmamıştı ama Başak’ın kendisine, kendi özel yoluna o kadar saygım vardı ki her defasında sadece “Peki” dedim. O da her seferinde zaten hazır olduğu zaman geri geldi. Sindirim sürecinden sonra ise o an gündemimizde olan konuyu konuştuğumuzda çok hafif ve çok merkezinde bir diyalog döndü her defasında aramızda. Yani, uçuşup gitmeyecek olan gerçek bir diyalog.
Benim tüm bunların ne demek olduğunu algılamam ancak gerçekleşen bir durum. Şimdi şimdi Başak’ın yolunu, nedenlerini anlayabiliyorum ve bu şekilde iletişimi çok daha sağlıklı buluyorum. Kendi hayatımda da uygulamaya minik adımlarla başlıyorum; acele etmeden, kendime zaman vererek, söylenenlerin, hissedilenlerin bende neye rezone ettiğini anlayarak, yani sindirerek yaşamak!
Size hemen bir örnek verebilirim; belki ne demek istediğim daha netleşir. Bir dostumla bir süredir konuşmuyorduk. Küs değildik ama sadece birbirimizi aramıyorduk. Sebebi bendim. Bir süreliğine çevremdeki herkesten uzaklaşmış, yalnızlığımda beslenmiştim. Fakat bu sırada da dünyanın dönmeye devam ettiğini unutmuş, insanların hayatlarında olan bitenleri atlamış, bana ihtiyacı olabilecek zamanlarını görememiştim.
Tüm bunları fark ettiğim anda ise ilgilenmeyerek kırdığım tüm yakınlarımı özür dilemek için tek tek aradım. Bahsettiğim dostumla buluştuğumuzda ise konuşmuş, birbirimize kendi süreçlerimizi, kırgınlıklarımızı, öfkemizi anlatmış, sonunda da karşılıklı ağlamıştık. Aşırı yoğun bir buluşma yaşamıştık beraber. Ayrıldıktan bir dakika sonrasından itibaren sürekli arayıp mesaj atıp ilgilenmek istiyordum ve eskiden olsa böyle de yapardım.
Sonrasında ne mi olurdu? Evet birkaç gün yoğun arardım fakat benim Gamze olarak gerçeğim bir insanı 7/24 aramak olmadığı için, arada aramak olduğu için illüzyon bir dönemden geçerdik. Artık kendimi kendime ve karşımdakine kanıtladıktan sonra da tekrar eski tas eski hamama geri dönüş yapardım ve tüm ilgilenmiş olduğum zamanların da hiçbir değeri kalmamış olurdu.
Peki ben bu “sindirim süreci” bilgisinden sonra bu olay karşısında bu defa ne yaptım?
Tüm hisler yine aynıydı. Ben buluşma bittiği andan itibaren, yalnız bırakmış olduğum arkadaşım ile suçluluk duygusunun vermiş olduğu hisle yine sürekli mesaj atıp aramak istiyordum ama durdum! Hiçbir şey yapmadım. Sadece durdum.
Tüm konuştuklarımızın, hissettiklerimin yerine oturmasına ihtiyacım vardı. Sağlıklı ilerlemek adına, durdukça o hislerin neye dönüşeceğini görmem lazımdı. Olay aynı günün akşamı ya da ertesi gün yapılan program değildi. Onlar zaten yapılırdı. Duyduklarımın bana nasıl hissettirdiğini anlamak istedim. Ya da belki çok da anlamama gerek yoktu. O hislerin içinde durup izlemem yeterliydi.
Tüm hissettiğim suçluluk, utanç gibi sahip olduğum hisleri nötrledim bu sayede. Ben durdukça onlar uçuşup gitti ve kendilerini gerçeğe bıraktı.
Gerçek buharlaşmaz.
Gerçek olan kaybolmaz.
Gerçek sağlamdır.
Gerçek ne kadar süre geçerse geçsin o an duymuşuz kadar taze ve nettir.
Bu sebeple dostuma olan hislerimi, yaşadıklarımı, yaşattıklarımı buluşmanın ardından kendime verdiğim süreyle daha iyi anladım, daha iyi analiz ettim ve daha sağlam adımlar attım ilişkimiz adına. Şimdi de sürekli konuşmuyoruz evet, ama buluşmalarımız yüzeysel baloncuk konuşmalardan ibaret olmuyor. Gerçeğimde yepyeni bir ilişki kurdum.
Ben yakın bir arkadaşımla yaşadığımın üzerinden gittim ama sindirme süreci olgusunu her türlü ilişkide kullanabiliriz ve bu yolla eminim ki ilişkiler gelişecek ve sağlamlaşacaktır. Sevgiliniz olsun, anneniz olsun, kardeşleriniz olsun… Tartışmalarda, sohbetlerde, tekliflerde; ne olursa; durumu, duyduklarınızı anlamak, içselleştirmek, sindirmek için o yoğunluktan sıyrılıp kendinize mutlaka zaman tanıyın. Durun. Durdukça bakalım neler olacak?
O zaman bu yeni keşfettiğim şifalanma yöntemime hepimiz hoş geldik! Bundan sonrasını izleyelim hayatlarımızda; acaba nasıl gelişecek?
Sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Ne ekersen onu biçersin: Sevgi sevgiyi, ilgisizlik ilgisizliği doğuruyor