İlişkilerin nedenleri ve nasılları: Her ilişkinin kaynağı “ben” üzerine
“Sevgi bizim gerçek kaderimiz. Hayatın anlamını bir başımıza bulamayız; bir başkası ile beraber buluruz.” –Thomas Merton
Birçoğumuzun ortak sorularından biri; bu kişiler hayatımızda neden var?
Neden X değil de Y en iyi arkadaşımız? Neden belirli bir yaşa gelmeden önce A kişisi ile “hiç” karşılaşma şansımız olmadı, belki aynı semtte yaşadık, belki aynı üniversiteyi bitirdik, ve hatta belki de aynı şehirde doğduk… Belki aynı spordan hoşlandık ama işte belirli bir yaşa belirli bir yaşanmışlığa gelmeden o A kişisi hayatımıza girmedi değil mi?
Veya B kişisiyle “birden” karşılaştık ve adeta “aynı” frekansta titreştik… Ne söylersek aynı tonda yanıt aldık, ne beğendiysek o da beğendi, o ne hissettiyse onu hissedecek kadar yakın bulduk kendimize. Ve hatta aynı anda birbirimizi aradık, birlikte aynı şeyleri düşündük belki kilometreler ötede olmamıza rağmen aynı duyguları hissediyorduk…
Peki neden bazı kişiler ve bazı ilişkiler bizi bu şekilde etkiliyor veya belirli zamanlarda “ben hiç böyle bir şey veya bir kişi ile karşılaşabileceğimi düşünmezdim, bu nasıl oldu” diyoruz? Hangi dersleri almamız gerekiyor? Ben bugün sizlerle bu yazımda dünyamıza başka gözlerle bakalım istiyorum… Etrafımızda kim var kim yoksa bir inceleyelim. Öyle “diğerlerini” suçlayarak değil “bana yalan söyledi, beni terk etti, beni incitti, beni sevmedi” gibi sözlerle değil… Daha açık yüreklilikle, bu kişiler bu cümleleri bize kurduruyor olsa da, bu ilişkiler neden hayatımızda tezahür etti?
Gelip döneceğimiz yer yine “ben” olacak… Tabi ki bunu kabul etmek de kolay olmayacak ama hayatımızın kaynağı olarak ve karşımıza çıkan tüm tecrübeleri de düşündüğümüzde önemli olan yine “ben” kavramı oluyor. Ve tüm bu olup biten ilişki yumağı bizim öğrenmemiz, bizim ders almamız ve bizim bir sonraki basamağımıza bir sonraki zamanımıza en iyi şekilde hazırlanmamız için.
Daha detaylı baktığımızda ise, ilişkilerimiz hayatımıza bizleri yansıtan aynalar oluyor aslında, ne kadar içten vermekteyiz, ne kadar dürüstüz, ne kadar güvensiz veya güvenliyiz ya da ne kadar gerçek dost olmaya hazırız? Bunlar sadece bazı sorular fakat sonuçlar bu sorulara vereceğimiz yanıtlarımızdan geçiyor…
Bakın sevgili Penney Pierce, Frekans isimli eserinde hayatımızda tezahür eden ilişkilerimizi nasıl yorumluyor:
“…Dünyanızdaki herkesin orada olması için bir neden vardır. Tüm ilişkiler, en zor görünenleri bile, engelleri, yetenekleri ve tek başınıza keşfedemeyeceğiniz yeni yönleri bulmanıza yardım etmesi için ruhunuzun size sunduğu hediyelerdir. Bazı insanlar ilgili alanlarınızı paylaşarak ve yeteneklerinizi onaylayarak özgüveninizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Bazıları hayat derslerinizi öğrenmenizde yardımcı olacak katalizörlerdir. Kimileri sizleri yeni fikirlere ve potansiyele ulaştırır. Yine de, bazıları da sadece bunun keyfi için sizinle beraberdir çünkü ruhlarınız beraber olmaktan hoşlanıyordur. Sorunlu ilişkiler sizleri sağlıksız duygu alışkanlıklarından kurtarmak için vardır.
…İlişkiler dönüşümünüzü hızlandırır çünkü kendinizi; hem olumlu yönlerinizi hem de engellerinizi, daha hızlı ve daha net görmenize yardımcı olur. Temel konuların ortaya çıkışını ve iki insanın titreşim alanlarını birleştirmesi ile oluşan enerji ile güçlendirilmiş alanlardaki büyümenizi görmezden gelmek zordur. Bu yoğunlaştırılmış rezonans içinde, sağlıksız duygu alışkanlıklarınızı daha hızlı giderebilir ve sizleri geliştirecek kimliğinizin yeni yönlerini keşfedebilirsiniz… Sevginin ve korkunun etkileri ilişkiniz boyunca anında size geri bildirilir, böylece kimin sizin hayatınıza, daha çok ruh getirip getirmeyeceğini sınamak kolaylaşır. Ve ilişkiler; sorunu olanın sadece siz olduğu, sadece sizin belirli bir potansiyeliniz olduğu fikirlerinden öteye taşıyarak empatinizi geliştirir. Deneyimlediğiniz her şeyin başkaları tarafından da yaşandığını ve bunun tam tersini görürsünüz – ve bu güçlendiricidir.
…Bir ilişkiyi derinden hissettiğinizde, nasıl oraya ait olan herkesin ortak geçmişini, yeteneklerini ve potansiyellerini içeren tek ilişki alanına ait olduğunuzu sezersiniz. Bu alan herkes için bir nevi rehber olur ve bir kez onunla birleşirseniz, ilişkinin bilgisini ve doğal özelliklerini, hayat derslerini ve kaderini kendi hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.”
Son dönemde beni oldukça fazla düşündüren çok önemli bir konu; ilişkiler, karşılaştıklarımız ve hayatımıza gelen tanışmalar. Kendi hayatımdan örnek vermem gerekirse, ilk iki kitabım “Ben Hayat” ve “Bildim, Buldum, Döndüm”den de önce planladığım bir kitap için, hiç umut etmediğim profilde “gerçek kişiler” ile karşılaşarak bana oldukça farklı bilinç, bilgi ve farkındalık aktardıkları bir dönemden geçtim. Bugüne kadar belki bu kitabım yazılabilmesi için ne bu kadar kendimi açmıştım ne de gerçekten bu kadar inanmıştım.
Bu kişileri “gerçekte” yaşadığımda (veya elimden geldiğince sınırlarımca ve inançlarımca yaşamaya izin verdiğimde) hayatımda önemli dönüşümler oluştu. Bugün bazıları ile ilişkimizi ben sonlandırdım, kendimce dur demem gerekiyordu, bazılarına kırıldım benim tamir etmem gereken noktalarımı, egomu ve halen belki çokça sakladığım kırılabilmek gerçekliğimi ortaya çıkardılar. Ve bazıları ise halen hayatımda, nasıl oluyor bilmiyorum ama düşündüğümüz, hissettiğimiz ve hatta iletişime geçtiğimiz anlar bile muhteşem bir “senkron” halinde… Kimisi ise bana uzun yıllardır “hayal ettiğim” bir anı yaşattı ve ilişkimiz bu kadar gerçeklik ile son buldu… Yani sadece ben hayal ettim, geldi ve gerçek kıldıktan sonra belki misyonunu “tamamlayarak” hayatımdan kayboldu…
İşte ilişkilerin güzelliği, bu derece muhteşem bir hikayenin olmazsa olmaz parçaları olmalarından kaynaklanır. Bugün hayatınızda kimler var, etrafınızda nasıl insanlar bulunuyor? Yakından bakmanızı dilerim, yeniden, yeni gözlerle… Kimle “yeni” buluştunuz, ne aldınız, ne verdiniz, ne öğrendiniz, neyi unuttunuz, neyi değiştirdiniz? Tüm ilişkileriniz sizi yansıtmak için size gelir; sadece görmek ve görmek için bakmanız yeterlidir…