X

İlişkilerimizi belirleyen yeni nesil otorite: Sosyal medya

Senem ile Ömer

Senem dün görmüştü arkadaşı Büşra’ya alınan o harika orkideyi Instagram’daki hikayede. Şimdi tam da bunun üzerine Ömer’in sokak satıcısından aldığı o kır çiçeklerini paylaşacak hali yoktu ya. Bir şey söylememek için tuttu kendini. Bir kuru teşekkürle masanın üzerine fırlatırcasına koydu çiçekleri. Bunu mı layık görmüştü Ömer onu? İçinden geçenleri söylese kırıcı olacaktı, biliyordu. Yutkundu, sustu ama gözleri dolu dolu olmuştu çoktan. Ömer ise karısında bir tuhaflık sezmiş ama içinden geldiği için aldığı bu çiçeklerin onu mutsuz etme ihtimaline olanak dahi vermemişti… Senem’in içindeki kızgınlık tüm akşam sürecek, ancak belli etmemeyi bir şekilde başaracaktı, ta ki ilk tartışmada “Sen zaten beni sokak tezgahından alınan çiçeklere layık görüyorsun ancak!” diyeceği o güne kadar.

Sıla ile Kerem

“Abi, biz de istiyoruz inşallah Maldivler’i balayında. Sıla’nın hayaliymiş zaten, ben de çok heveslendim. Ne harika pozlardı onlar öyle. Siz nerede kaldınız? Tesis de bayağı iyi görünüyordu.” Kerem telefonda Tunç’a sorarken bir yandan da yanında oturan Sıla’nın elini tutuyordu. Fiyat araştırırken moralleri biraz bozulsa da, biraz da kredi takviyesiyle bütçeyi denk getirmeyi başarmışlardı. Çok keyifli olacaktı bu balayı, sonuçta bir kez yaşanacaktı, buna değerdi… Böyle zamanlarda kesenin ağzını açmak gerekirdi. Tüm arkadaşları da öyle yapmamışlar mıydı? Borca girmeden ne yapılabiliyordu ki? Bir kez gelmişlerdi dünyaya sonuçta…

Pınar ile Yusuf

“Pınar bak, Okan yine konsere gitmiş arkadaşlarıyla. Ya ben erkek erkeğe maça gitsem sorun oluyor, adam gece hayatına akıyor, karısının gıkı çıkmıyor. Vallahi ne diyeceğimi bilemiyorum. Hayır, ‘Bana onların evliliklerinde sorun var zaten’ diye gelme. Bizimkinde sorun yok sanki. Bu gidişle daha da büyük olacak. Hafta sonu gidiyorum ben maça, konuştuk çocuklarla. Kaç haftadır ekiyorum bu sefer takılacağım ben de. Hiç kimse kusura bakmasın.”

Kendimizi veya bir yakınımızı görebileceğimiz hikayelerden yalnızca birkaçı… Peki nasıl oluyor da buralara geliyor meselelerimiz? İlişkilerimizde kendimizi kontrol sahibi sandığımız noktada mı kaybediyoruz yoksa kontrolümüzü? Kim belirliyor beklentilerimizi, doğru ve yanlışlarımızı? Gelin, bir bakalım. Hem biraz da felsefe yapalım.

Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren sürekli bizi değerlendiren bir çevrenin içinde buluyoruz kendimizi. Benim dışımdaki diğer kişiler sürekli olarak benim yapıp ettiklerim, dış görünüşüm ve bazı özelliklerim hakkında yorumlar, değerlendirmeler yaparak benim hakkımda bana geri bildirimler veriyorlar. Bu da sürekli onaylanma ihtiyacı içinde olan bir sosyal canlı olarak benim neleri sürdürmem, nelerden kaçınmam gerektiğini bana öğretiyor. Beğenilen davranışlarım tekrar ederken, beğenilmeyen, dışlanan veya cezalandırılan davranışlarımsa zamanla ortadan kalkıyor. “Kendin Ol Diyorlar” başlıklı yazımda daha detaylı değinmiştim. Yeniden bu konuya girmemin nedeni, bizi belirleyen şeylerin başında çevremizle olan etkileşimimiz olduğunu hatırlatmak istemem. Bu defa konuya ilişkilerimiz ve sosyal medyanın ilişkilerimiz üzerindeki etkisi perspektifinden bakacağım.

Kişiliğimizin önemli bir parçası çevresel geri bildirimler ile oluştuğuna göre kurduğumuz ilişkilerin de bundan etkileniyor olması bir o kadar doğal değil mi? Elbette romantik ilişkilerimizi belirleyen tek şey kendi edimlerimiz ve kişiliğimiz olamaz. Bunda partnerimizin de rolü var. Fakat ilişkideki beklentileri ve rolleri belirlemede çevremizin rolü sandığımızdan da büyük. Geçmişte yalnızca yakın çevremiz, aileler, akrabalarla sınırlı olan bu otoriteye şimdi bir yenisi eklendi: Sosyal medya.

Sosyal medya geleneksel kalıpları aşmak için yeni olanaklar ve farklı yaşam tarzlarına ilişkin bir çeşitlilik sunsa da bizi belli beklentiler konusunda kışkırttığı ve doyumsuz yanımızı daha da fazla açığa çıkardığı su götürmez bir gerçek. Hal böyle olunca, ilişkilerimiz de bundan nasibini alıyor elbette. Bir ilişkinin nasıl başlayacağına, sürdürüleceğine dair o kadar çok mesaj veriyor ki… Sıra dışı evlilik teklifleri, özel günler için tasarlanmış özel hediyeler, takılar, servet harcanan düğün, dernek, kına gibi törenlerde abartılı şovlar, sevgiliyle gidilen özel tatiller veya şaşaalı balayı turları, sevgi ifadesi olarak jest ve sürprizler, yıl dönümü kutlamaları, nikah tazelemeler… Öyle çok konu başlığında öyle önemsiz detaylar önemli hale geliyor ve olmadığında bize öyle çok eksiklik yaşatıyor ki, bunların bizim gerçek istek ve ihtiyacımız olup olmadığını dahi sorgulayamaz hale geliyoruz.

Bizler kendimizi artık onaya ihtiyaç duymayan yetişkinler olarak görsek, başkalarının yaşamlarından ve fikirlerinden etkilenmiyoruz diye düşünsek dahi hepimizin az veya çok kırılgan bir yanı, onaylanmak ve beğenilmekle ilgili hevesleri var. Konu başlıkları değişse de hepimiz sosyal bir canlı olmanın bu özelliklerini taşıyoruz. Evet, artık ebeveynlerinin onayına ihtiyaç duyan çocuklar değiliz ama dışarıda kalma korkumuz, kendimizden şüphe etme halimiz ve güvence arayışımız bir şekilde devam ediyor. Sosyal medya ise bizi yatıştırmak ve rahatlatmak şöyle dursun, daima olanı olduğundan daha iyi (işine geldiğinde bazen de kötü) ve abartılı göstererek kandırmaya programlı bir sistemdir. Çünkü sosyal medya daha dikkat çekici, daha popüler olanın peşindedir; daha sağlıklı, daha barışçıl ve rahatlatıcı olanın değil. Sizi ilişkiniz konusunda teselli ederken bile bir yanlışınızı ifade etmekten, tüketime yönlendirmekten, ihtiyacınız olmayan bir şeyi ihtiyacınızmış gibi göstermekten de çekinmez.

Her ilişkide problemler vardır, her ilişki biraz eksiktir, her partner belli bir açıdan FOMO (Fear of Missing Out), yani bir başka fırsatı kaçırma korkusuna kurban edilebilir ve herkesin süslü ve abartılı sevgi şovları yapmaya gücü yetmeyebilir. Komşunun tavuğunun komşuya kaz görünmesi yalnızca bir atasözü değil, insana dair bir olguyu gösteren doğru bir tespittir. Başkasının yaşamı her zaman daha parlak ve değerli görünür. Bu gerçeği gördüğümüzde artık sokak satıcısından alınmış bir çiçeğin, çiçekçiden alınmış pahalı bir orkideden daha değersiz olduğu fikrinin de acıklı bir yanılsama olduğunu hatırlamak gerekir.

Kendi öznel gerçekliğimize daha doğru bir gözlükle bakmak ve değerlendirme yaparken çıtayı doğru yere koymak zorundayız. İlişkimizi hangi kriterlerle değerlendireceğimiz konusunda ipi elimizden bıraktığımız anda bu tuzaklara düşmemiz kaçınılmaz olur. İşin içinde illaki tüketim çılgınlığı olmasına gerek yok, kendi kendimizi ve ilişkimizi tüketme çılgınlığı da yeterince tehlikelidir. Sosyal medyayı değerlendirirken belki aklımıza pek gelmeyen bu tehlikeyi fark etmemiz, bize kendimizi ve ilişkimizi değersizleştirme ve mahkûm etme kıskacından kurtulma olanağını verir.

İlginizi çekebilir: Kıyas kıyasa yaşamak: Kıyaslamak neden bize mutluluk getirmez?

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale