X

İlişkilere bir de böyle bakın: İçinizdeki hayvanın farkında mısınız?

İlişkiler üzerinde uçuyorum bu ara, siz nerelerde seyre dalıyorsunuz?

Kadın-erkek ilişkileri, iş ilişkileri, aile ilişkileri…

Yakın zaman önce geliştirdiğim bir teknik var. Hayvan bedenlerimiz üzerine. Ruhsal çalışmalar yaparken, üst benliklerden, ilahi olandan, gözlemcide kalıp her şeyi o duruluk ile izleyenden bahsediyoruz genellikle. Fakat yaşadığımız madde dünyasında, üst benlik deneyimlerini entegre etmekte zorlanıyoruz. Tüm algılar ve ifadeler katılaşıyor aynen bir maddenin katılaşması gibi.

Oysa ruh süptildir, maddenin de süptil olduğunu idrak etmedikçe, katı olarak gördüklerimizi “gerçek” olarak nitelendirmekten vazgeçmeyip, maddenin de farklı frekansta bir enerji yumağı olduğunu anlamadıkça bu ikilem, dualite devam edecektir.
O zaman, maddeden yani, en yakın ilişkide olduğumuzdan “beden”den başlayalım. Burada bedene “hayvan beden” demek bana daha belirleyici geliyor.
Hayvan bedenimiz, bu dünya üzerindeki tüm elementlere ve milyon yıllık bilgiye sahip “katı dediğimiz” maddelerdir. Bizlerin yakın ilişkisi. Fakat birçoğumuzun bu ilişkide olduğumuz arkadaş ile arası pek de iyi değil. Ne yer, ne içer, ne sever pek bilmez hatta umursamayız. Umursamak adına bazen zora koşar, hırpalarız.
Oysa ihtiyaçları vardır.
İçinde bulundurduğu eril ve dişil enerjiler ile kendine has bir bütünlüğü vardır. Yaşamdan edindiği “reflex” diyebileceğimiz otomatik savunma teknikleri.
Bu arkadaş, bilinç olmadan da, ki burada bahsettiğim bilinç “var olduğunu bilme hali”; hayatına devam edebilir. Yer, içer, sevişir, ürer, görevlerini kendince yerine getirir ve ölür.
Soru sormaz, cevaba ihtiyaç duymaz.
Soru, bilincin bedene tezahürü ile gerçekleşir.
Kendini tanımak, bu “hayvan beden”i tanımakla başlar. Bu evcilleştirmeye çalıştığımız hayvan ne ister?
Ev hayvanlarınızı düşünün, her birinin bir karakteri var. Her biri şahsına münhasır. Ne zaman seveceğinizi, ne zaman sınır koyacağınızı bilirsiniz. İyice gözlemlemiş bir şekilde tanımışsınızdır.
Bizler, insanlık deneyimi yaşayanlar, insan bedeni içinde, insan hayvanını tanımakla ve sürmek ile uğraşıyoruz.
Buradan, eski hayatımda kaplanmışım, aslanmışım, baykuşmuşum ne demek, anlaşılır hale gelebilir. Ruh bedene (bu beden, hayvan bitki, insan hayvanı, maymun hayvanı olabilir) tezahür eder ve onun yaşam deneyimi ile büyür, öğrenir, tekamülünde yol alır.

Bu kısmını şimdilik burada keserek ilişkiler kısmına döneceğim.
İlişkilerimiz de bu hayvanın, ilkel istekleri ve ruhani ajandaları arasındaki git-geller ile sarsılır. Hayvan beden, karşısındakini cezalandırmak isterken, ruhani beden, ondan öğrenip oluşanı dönüştürmeyi veya ortak bilince katkı sağlayabilecek şekilde kullanmayı hedefler. Akıl ikisi arasında gidip gelir, dengesizlikler, kararsızlıklar oluşur.
Karşı cinsten birine kendini açmak, teslim olmak, sevgiyi ve büyümeyi deneyimlemek ruh için çekici gelse de, hayvan beden için korkunç olabilir. Avlanmak, üremek, kendi büyüklüğünü göstermek ve sosyal bir alan yaratmak derdindedir. Teslimiyet onu, güçsüz ve “ölüme yakın” hissettirebilir. Çünkü algısı dualite üzerinedir. Eylemler belirli ve sınırlıdır. Kadın veya erkek olsun fark etmez, katılaşmış eril bir düşüncedir bu. Bunda anormal bir şey yoktur, dualite de şu anki dünya şartlarında hepimizin sürüklendiği illüzyondur.
Dişil enerjisi yüksek olanlar için ise durum, yersiz yurtsuzluk, güvensiz, kırılgan ve dağınık hissettirebilir.
Bu iki durumda, hangi ilişki tipinde olursanız olun, eril ve dişilin dengelendiği, yani birbirine kucak açabildiği, birinin zemin, diğerinin tohum olabildiği, birinin kırılganlığı diğerinin güven verme hali ile eşleştiğinde bir bütünlük ve iyileşme gerçekleşir.
O zaman sonsuzcasına dönen bir mil haline gelirsiniz ve teslimiyet korkulacak bir şey değil, sonsuz olasılıklar denizine yelken açmak olur.
Bunlardan da önce; hayvan bedeni tanımak lazım.
Bu arkadaş nasıl hareket eder? Nelerden korkar?
Ne yer, ne içer?
Aşık olduğunda nasıl davranır?
Güvende hissetmediğinde neler yapar?
Tehdit onun için nedir, tehdit altında nasıl davranır, ne hisseder?
Hepimiz farklı karakterlerde hayvanlarız. Aynı sokak kedileri, köpekleri gibi.
Dolayısıyla, alışılmış hikayeleri ve davranışları istediğimiz kadar entegre etmeye çalışalım, dikiş tutmaz bazılarımız. Vahşidir! Vahşi deyince yırtıcı demek değil, o şartların dışında demek istiyorum.
Senin bağırmamı istediğin yerde, sessiz kalmam vahşi bir davranıştır. Eğitilemez olan yanım!
Yeterince açık mı?
Bizler, bilincin tezahür ettikleri… Sürdüğümüz insan hayvanını tanımalıyız.
Bir seyisin atını bilmesi gibi.
Ona iyi bakmalıyız evet, ama bu oje sürüp tırnak törpülemek, her gün raw food yemek demek değil. Onu anlamak demek.
Buradan bakarsan, hastalık diye de bir şey yok, özellik diye bir şey var. Hepimiz değişik özelliklerdeyiz. Çoğunluk diye “kutulanmış bir güruhun” içinde olmamak, aciz, hasta, deli, garip olduğumuz anlamına gelmez. Bu yargıdır ve hepimiz bu yargının bir nevi gönüllü köleleri, tutsaklarıyız. Kendimiz olmadıkça da, bu yargıyı “istemeden” adı altında, bile isteye besleyip büyütenleriz…

Hayvanlarımızı tanımak için, bildiğimiz her şeyden uzaklaşmamız gerekir. İlişkiler bize bunu öğretirler. Bize öyle yerlerimizi aynalarlar ki, gölgelerimiz yüzümüz oluverir.

İki hayvanın buluşması gibidir bu. Dikkat edin, önce koklaşma hallerine, birbirlerine meydan okumalarına… Teslimiyet bir güç savaşından sonra gelir!

Peki bilincin tezahür ettiği, hatta artık nefes aldığı bedende durum yine aynı mıdır?
Bu itmeler çekmeler var mıdır?
Meydan okumalar, kazanan ve kaybedenler var mıdır?

Bilincin tezahür ettiği hayvan insanı, hayvanını iyi sürebilenler ve tanıyanlar için meydan okumalar ilkeldir. Kendi hayvanını eğittiğinden ve tanıdığından kapıldığı şey, renkli tüyler, kaçmak kovalamaklar, avlanmaklar değil, eril ve dişil özün uyumu, tamamlanma ve büyüme potansiyeli olur. Onun ilgilendiği şey, tekamülün kendisi ve bir olma halidir.

Belki birçoğu için bu, heyecansız ve sıradan gelecektir kulağa çalındığında. Oysa burada ahenk vardır. Savaş bir sanattır. Ustaların savaşı, acemilerin kavgasından çok daha çetin, bir o kadar da keyiflidir.

Burada kimlikler ile ilgili çalışmalar yapmakta fayda var. Kimliklerimizi ne kadar bizim sanıyor ve başkalarının kimliklerini ne derecede gerçek sanıyoruz? İçini, potansiyelini, ruhunu görebiliyor muyuz?
Ruhun niyetini görebiliyor muyuz?

Bazı ilişkilere sürükleniriz, çünkü daha ilahi plan ile ilgili fikrimiz, hayvanımızı bilinçli bir şekilde süreceğimiz enerjimiz yoktur. Hayvanımız bizi güdüsel olarak çeker ve iter. Ve evet, eril ve dişil kutuplanmayı baz alır çoğunlukla.
(bkz. Köpeğini kontrol edemeyen, tasmasından sürüklenen insan… Burada köpek hayvanı, insanı kontrol ediyordur. Durum tam olarak bu.)
Bu yüzden, seks bitince biten, dönüşünce veya meydan okumalar son bulunca “eskiden böyle değildi” gibi sözler ile uzaklaşırız “sevdiğimiz” dediğimizden. Hayvani hazlar sona ermiş, hayvan beden doymuş, ruh alacağını almıştır.

Bilinçli ilişkilerde, açıklık esastır. Sevgi gelişir ve büyür. Güdüler dengelenebilir, dönüştürülebilir. Hayvanlar bazen oynar, bazen hırlaşır ama sahipleri onları dizginlemeyi bilir..

Sevgiyle olsun olan…

İlginizi çekebilir: Hayat yolunda hep hareket etmek gerek: Yürümeden, mucizeler ayağımıza takılamaz

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale