İlişkilerdeki kişilikler ve ilişki niyetleri
“İyi bir işi olsun, beni, ailemi, arkadaşlarımı sevsin, bol bol seyahat etsin, kendi hobileri olsun, bana değerli olduğumu, özel olduğumu hissettirsin, jestler yapsın, bir de her dediğimi yapmasın ama kendi doğruları da olsun.”
Bir beraberliği olmasını isteyen birçok insandan yukarıdaki cümlelere benzer cümleler duyuyoruz. Bir dolu talebimiz, bolca “ama”lar sokuşturduğumuz paragraflarımız, betimlemelerimiz var. Taleplerimiz televizyonlardaki reality showlara katılan kişilerin taleplerinden biraz farklı evet ama içinde aynı enerjiyi barındırıyor; başkasıyla tamamlanacağını zannetme enerjisi.
Diyelim ki partnerinin ailesi ve arkadaşlarıyla iyi geçinmesini isteyen biri, kendi doğruları olan biriyle beraber. Partneri, kişinin arkadaş grubundan hoşlanmadı ve açıkça o kişilerle görüşmek istemediğini söyledi. Sizce kişi buna saygı mı gösterir yoksa rahatsız mı olur? Kendi doğrusuna göre hareket eden iki kişi bu durumda ne yapar? Acaba evren belirsiz niyetlere nasıl cevap verir? Veya 2 uç şeyin aynı anda olması mümkün müdür? Evren netlikten hoşlanır ve içinde çelişkili barındıran taleplere, bunları yerine getirmeyerek karşılık verir. Bu kadar basit. Bir şey isterken “netlik” ilk adım.
Önce olduğunuz kişiyi tanıyın
Gelelim “bana kendimi değerli, özel, önemli hissettirsin” kısmına. Dış dünyamız içimizin fotokopisi. İçimde ne varsa dışımda onu yaşıyorum. Aksi mümkün değil. İçimde olmayan bir şeyi dışarıda bulamam; kendimi değerli, özel, önemli hissetmem ancak ve ancak kendi içimde bu duyguları yeşerttiğimde karşılaşacağım duygular.
Tamamlanmadan başka birinden talep etmek karşımızdaki kişiyi bizden güçlü kılmak anlamına gelir ve sonrası, hallaç pamuğu. Jestlere gelince, kendi jestini kendine kendin yap. Kendini kendin mutlu et. Biriyle yapabileceğini düşündüğün şeyleri tek başına yapmaktan keyif alır hale gel. “Bir ilişkiyle birlikte değerli olmayı hissetme” bağımlılığını kır. Biliyorum, çok pratik gerektiriyor. Bununla ilgili neler yapabiliriz de ayrı bir yazının konusu olsun.
Bu noktada kendimize sormamız gereken soru şu: Ben, en olduğum halimle nasıl biriyim ve bir ilişkiye ne katabilirim? Kendimize dürüst olmak durumundayız, insan öz benliğini kandıramaz. Ayrıca mükemmel ilişki diye bir şey yoktur, potansiyelin en iyisini yaşamayı hedeflemek yeterlidir.
Olaya bir de şuradan bakalım. İlk paragrafı buraya kopyalayalım ve değerlerimiz karşımızdaki kişilerden beklediklerimiz olsun; iyi bir işim var (iş benim, maaş benim), spor yapmayı seviyorum (kendim için yapıyorum), dünyayı dolaşıyorum (magnetler kimin buzdolabını süslüyor?), kendi doğrularımdan taviz vermem (olası bir anlaşmazlık durumunda bildiğimi yaparım), üzgünüm ama bunlar birkaç sohbet başlığı haricinde pek bir şey ifade etmeyen konular, ilişkiye faydası olan şeyler değil. Ya da başkalarının gözünde nasıl göründüğümüzü bize sürekli hatırlatan olma halleri.
Başınıza gelen her şey hislerinizin birer sonucudur
Yazının en başında kendimizden besleneceğimiz konusunda anlaşmıştık zaten, olduğumuz halimizle kendimizi kabul etmemiz başlamak için çok iyi bir nokta. Potansiyel partnerlerin işini, arabasını, seyahat ettiği yerleri bir kenara koyalım. Karşısındakini maddesel anlamda sorgulamak alt frekansa sahip insanların işi. Alt frekans maddeyi değerlendirir, orta frekans “ne yapar, nerelere gider”i sorgular, üst frekans ise hisseder, birbirlerine uyum sağlayıp sağlamayacaklarını koşullar üzerinden değerlendirmez. Seçimi ne olursa olsun bunu ne bir trajediye ne de bir şova dönüştürür. Başına gelen her şeyin eylemlerinin sonucu değil, hislerinin sonucu olduğunu bilir. Çünkü eylemin oluşmasını hisler sağlar. O halde sosyal statü, saygı, daha iyi yaşam koşulları na sahip olmak, sosyal medyada kendimi ispatlamak için bir ilişki yaşamak istediğimde karşıma çıkacak insan sosyal statü, saygı vs. ile kendini etrafa ispat etmek isteyen biri olacaktır. Eh, iki çıplak da ancak bir hamama yakışır.
İlişkiler organik birer deneyimdir ve kendi doğası içinde ilerlemesini hedeflemek yeterlidir aslında. Kendimizi tanımanın en güzel yolu ise ilişki yaşamaktır. Acı da olsa tatlı da olsa yaşanmaya değerdir çünkü bize kim olduğumuzu gösterir. Biraz anlayış, sevgi ve dürüstlük kendini tanıma yolunda atılacak en gerekli adımlardır.
İlgili yazı: İlişkilerde seçicilik: İyi midir yoksa kötü mü? Yaşla beraber o da artar mı?