X

İlişkilerde zaman dengesini kurabilmek

Sevgiliyle Yapılabilecek Aktiviteler

Uzun ve yorucu bir haftadan sonra, hafta sonunun gelmesini iple çekeriz. Sadece iki günle sınırlı olan bu boş zamanımızı kimimiz arkadaşlarımızla buluşmaya, kimimiz doğum günü partisine, kimimiz sahilde uzun bir yürüyüşe, kimimiz de hiçbir şey yapmadan boş boş evde oturmak için harcarız.

Bazı insanlar boş zamanlarında yalnız kalmayı tercih ederken; bazılarımız için arkadaşlarla, aileyle ya da beraber olduğumuz insanla zaman geçirmek hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Hayatımızın her alanında, yanımızda birilerinin var olduğunu bilmek, sıkıldığımızda beraber bir şeyler yapabileceğimiz sevenlerimizin ya da arkadaşlarımızın olduğunu görmek bize güven verir. Aynı evde kaldığınız arkadaşlarınızla, partnerinizle ya da ailenizle beraber geçirdiğiniz zamanlar olduğu gibi; yalnız kalabileceğiniz bir odanızın, kendinizi dinleyebileceğiniz zaman dilimlerinin olması da oldukça önemlidir.

“Birlikte ama yalnız”

Bazı insanların her anlarını beraber geçirebilecekleri insanlara ihtiyaçları vardır. Yalnız kalmaktan hoşlanmazlar ve yalnız kaldıklarında bunalıma kadar gidebilecek sorunlar yaşarlar. Özellikle ikili ilişkilerde rastladığımız tüm zamanı beraber geçirme isteği, çok abartılmadığı sürece, özellikle ilişkinin başlarında, iki tarafın da birbirini tanıyabilmesi açısından çok iyi bir fırsattır. Beraber yaşadıkça karşınızdaki kişinin alışkanlıklarını, yaşam tarzını, kişiliğini daha iyi anlayabilir; ilişkinizi daha sağlıklı bir temel üzerine oturtabilirsiniz.

Sevgiliyle Yapılabilecek Aktiviteler

Bunun yanında, her bireyin kendisine özel ihtiyaçları ve alışkanlıkları vardır. Herkes, küçük de olsa, zamanının bir kısmını kendi ilgi alanlarına ve hobilerine ayırmak ister. Tek başınıza yaptığınız bu aktiviteler, etrafınızda kimse yokken de yaşamınıza devam edebilmeniz için gerekli olan, çok önemli şeylerdir.

Peki, hem beraber olup hem kendinize ait bir zamanınızın olmasını nasıl sağlayabilirsiniz? İlişkide beraber geçirilen zamanın dozu nasıl ayarlanmalı? Kendi alışkanlıklarınız için ayırdığınız ve partnerinizle geçirmeniz gereken zamanın dengesini nasıl kurabilirsiniz? Bu sorulara cevap verebilmek için öncelikle, beraber ve yalnız geçirilen zamanların hayatınızda yaratacağı değişikliklere artılarıyla ve eksileriyle bakmanız gerekiyor.

Eğer yalnız kaldığınızda ne yapacağınıza karar veremiyorsanız ve zamanınızı boş olduğunu düşündüğünüz şeylerle geçiriyorsanız, beraber olduğunuz kişiyle zaman geçirmek sizi bu karmaşadan kurtarabilir. Biriyle beraber yapılabilecek aktiviteler, tek başınızayken sizi sıkacak şeyler olsa bile, bir süre sonra eğlenceli hale gelmeye başlayacaktır.

Sevgiliyle Yapılabilecek Aktiviteler

Fakat bu durum kişiye göre değişiklik gösterebilir. Eğer ne istediğiniz konusunda partnerinize karşı açık olamıyorsanız, karşınızdaki insan da ne yapılması gerektiğine karar veremeyebilir. Ne yapmak istediğinizi söylemiyor ya da söyleyemiyorsanız, bir süre sonra sıkılabilir ve yaptıklarınızdan tatmin olmamaya başlayabilirsiniz.

Tercihlerinizin farkında olmanız, ilişkiniz hakkındaki duygularınızı da açıkça gösterebilmenize yardımcı olur. Bazen diğer insanlarla zaman geçiriyorken, kendinizi rahatsız olmuş hissedebilirsiniz. Karşınızdaki insandan hoşlanmadığınızın, onunla zaman geçirmek istemiyor olduğunuzun farkında olmanız güzel bir şeydir; ilişkinizin temellerini güçlendirir ve zamanla daha çok tatmin olmanızı sağlar.

Partnerinizle sevdiğiniz ya da ihtiyaç duyduğunuz şeyleri paylaşmanız, zamanla hem sizi hem de onu daha mutlu ve tatmin olmuş kılar. “Seninle zaman geçirmeyi seviyorum ancak bazen yalnız kalmaya da ihtiyacım var. Sen şu işinle uğraşırken ben de şunu yapayım” gibi basit bir ifadeyle, o anda neye ihtiyacınız olduğunu partnerinizle paylaşmanız problem yaratmayacaktır. Aksine bu, onu değerli bulduğunuzun ve düşüncelerinizi onunla paylaşacak kadar yakın hissettiğinizin bir göstergesidir.

Sevgiliyle Yapılabilecek Aktiviteler

Problem olarak gördüğünüz ve içinize attığınız yükten, çözümünü bularak kurtulmuş olursunuz. Düşüncelerinizi zaten paylaştığınızı, partnerinizin sizinle aynı görüşte olmadığını ve buna karşı çıktığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu durumda anlatmak istediğiniz şeyi gerçekten açıkça ifade edip edemediğinizi tekrar gözden geçirin. Belki; “Kitap okumak istiyorum.” , “Çalışmam lazım.” , “Dışarı çıkamam.” gibi yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilecek söylemlerde bulunmuş olabilirsiniz. Bu noktada düşüncenizi ifade etme biçiminiz büyük önem taşıyor. Karşınızdaki insanla empati kurmaya çalışın.

Zamanla, sizin yapmayı sevdiğiniz şeyler partnerinizle ortak olarak yaptığınız alışkanlıklara dönüşebilir. Bunu bir örnekle basitçe açıklayabiliriz: “Siz sabahları erken kalkıp, birkaç arkadaşınızla koşu yapıyorsunuz. Sonrasında bir yerlerde oturup kahve içiyorsunuz. Koşudan sonra, eşinizle beraber dil kursuna gidiyorsunuz. Sonra eve gelip, beraber yemek hazırlıyorsunuz. Akşam olunca, eşiniz evde TV izlemek istiyor. Siz de bu zamanı balkonda kitap okuyarak ya da yapmak istediğiniz herhangi bir işi yaprak geçiriyorsunuz. Daha sonra beraber satranç oynayıp sevdiğiniz müzik albümlerini dinliyorsunuz. Akşam olunca beraber yemek yiyorsunuz ve ikinizin de hoşuna gidebilecek bir filmi izliyorsunuz.”

Sevgiliyle Yapılabilecek Aktiviteler

Gördüğünüz gibi, ortak yönlerinizi ve ayrı yapmak istediğiniz aktiviteleri açık ve net bir şekilde belirledikten sonra; tüm günü aynı yerde, kendinize de zaman ayırarak geçirebilmeniz mümkün. Tabii ki her şey her zaman bu örnekteki kadar mükemmel olmayacaktır. Ne kadar mükemmel olmaya çalışırsanız çalışın, üst üste aynı şeyleri yapmak bir süre sonra sizi de partnerinizi de bunaltabilir. Fakat birbirinize saygı duyduğunuz, birbirinizi sevdiğiniz ve ne kadar ortak özelliğiniz olursa olsun çok farklı iki insan olduğunuz kabul ettiğiniz sürece problemlerinizi kolayca çözümleyebilirsiniz.

Yalnız kalmayı seven biriyseniz, bir süre sonra beraber hareket etmekten sıkılmanız oldukça normal. Böyle zamanlarda ihtiyacınız olan tek şey, kısa bir süreliğine de olsa yalnız kalabileceğiniz aralıklar yakalamak. Eğer beraber hareket etmeyi seven bir yapınız varsa, bu da bir süre sonra partnerinizin yalnız kalmak istediği anları sabote etmenize sebep olabilir.

Hepimizin tercihleri var ve tercihlerimiz zamanla değişebilir. Yaşamınıza yeni biri girdiğinde de, bu duruma uyum sağlamanız zaman gerektiren bir değişim.

Hayatınızda olan insanla daha mutlu, daha tatmin olduğunuz, daha dengeli bir ilişki istiyorsanız öncelikle kendinize şu soruları sormanızda yarar var:

  • Ne zaman yalnız kalmak, ne zaman partnerinizle beraber hareket etmek istiyorsunuz?
  • Partnerinizin, sizin isteklerinizi ya da ihtiyaçlarınızı anlaması için neler yapıyorsunuz?
  • Beraber geçireceğiniz zamanı nasıl organize edebilirsiniz? İkinizin de beraber yapmayı sevdiği ve yalnızken yapmayı sevdiği aktiviteler neler?

Gerçekten 24 saatinizi beraber eğlenerek geçirebileceğiniz bir partner aramak, zaman kaybından başka hiçbir şey değildir. Yapmanız gereken tek şey; sevdiğiniz ve zaman geçirmekten hoşlandığınız kişiyi iyi tanımak, onun da sizi iyi tanımasına olanak vermek ve birbirinize kısa bir süreliğine de olsa kendiniz için vakit geçirebileceğiniz zamanı tanımak.

 Kaynak: Psychology Today

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale