X

İlişkilerde dikkate alınması gereken 10 duygusal ihtiyaç

Herkesin duygusal ihtiyaçları vardır. Hayatta kalmak için suya, havaya, gıdaya ve bir korunağa ihtiyacımız olması, fiziksel ihtiyaçlarımızın bir ifadesidir ancak yaşama bir anlam vermek için daha fazlası gerekir. Dostluk, bağlanma, güvenme veya takdir etme gibi şeylere dokunamaz ve onları göremeyiz ancak bunlar yine de önemlidirler. Aynısı duyulmak ve değer verilmek için de geçerlidir. Bir ilişkide bağınızın gücü, ihtiyaçlarınızın karşılanıp karşılanmadığı konusunda büyük bir fark yaratabilir. Her ilişki birbirinden farklı olabilse de partnerinizin ve sizin ilişkiden ihtiyaç duyduğunuz şeyleri alıp almadığınızı gösteren 10 temel duygusal ihtiyaca göz atalım:

Yakınlık

Çoğu ilişkide farklı türde yakınlıklar mevcuttur.

  • fiziksel dokunuşlar
  • cinsel yakınlık
  • sevgi sözcükleri
  • nazik jestler

Yakınlık bağ kurmanızı sağlar ve daha samimi olmanızı sağlar.  Ancak herkes yakınlığı aynı şekilde göstermez ve partnerler genellikle bu ihtiyacın karşılanması için birbirlerinin kendilerine has yaklaşımlarına alışırlar. Birisinin “seni seviyorum” dememesi, onun sözlere değil eylemlere önem verdiğinin bir işareti olabilir. Eğer ilişkinizdeki yakınlık düzeyi bir anda değişirse, endişe etmeye başlayabilirsiniz. Pek çok ilişki problemi yakınlığın mevcut olmamasından kaynaklanır ve geçmişte yakın olmayı seven partnerinizin neden dokunuşlardan kaçtığı ve uzak durduğunu merak etmek çok normaldir. Ancak normalden daha az yakın duruyorsa, bu konuda konuşmak iyi bir fikirdir. Unutmayın ki sormadan ne olduğunu öğrenemezsiniz. Tartışmacı olmayan bir yaklaşım belirlemeyi unutmayın.

Kabullenilme

Partnerinizin sizi olduğunuz gibi kabullendiğini bilmeniz, ilişkide ait olma hissi yaratacaktır. Kabullenmek sadece sizi kabul etmesi anlamına gelmiyor. Aynı zamanda onun yaşantısına da uygun olduğunuzu göstermesi anlamına geliyor.

Kabullenilme hissi şunlar olduğunda artabilir:

  • sizi aile ve arkadaşlarıyla tanıştırdığında
  • birlikte yapılacak aktiviteler planladığında
  • gelecek için hedefler ve hayaller kurduğunda
  • karar verirken tavsiyenizi istediğinde

Kabullenilmiş hissetmezseniz, hayatınız uçurumun kıyısındaymış gibi hissedebilirsiniz ve bu da pek konforlu olmaz. Bazı insanlar kolayca açılmazlar ve sizi hayatının belli kısımlarına sokmama konusunda başka sebepleri olabilir. Aynı şekilde aidiyet hissetmediğiniz zaman kendinizi ilişkide uzun vadeli görmeniz zor olur. Burada denenebilecek bir taktik vardır: onu aile ve arkadaşlarınızla tanışmak için davet edin. Böylece sizin de onun hayatına dair fazla dahil olmak istediğinizi gösterin.

Doğrulanma

En yakın çiftler bile bazen aynı fikirde olmazlar ve bu sorun değildir. Tamamen anlaşmadığınızda bile onun endişe ve anlayışını duymanız önemli olacaktır.

2016 yılında yapılan bir araştırmaya göre çoğu çift aynı dalga boyunda olmanın önemli olduğunu düşünüyor. Partneriniz sizin bakış açınızı görme konusunda tamamen başarısız olduğunda, yanlış anlaşılmış hissedebilirsiniz. Eğer duygularınızı tamamen reddederse, saygısızlık edilmiş gibi hissedebilirsiniz. Genel olarak doğrulanmış hissediyorsanız ancak bir iki defa tersi olduysa, ters bir gününe denk gelmiş olabilirsiniz. Hislerinizi göstermek için bir sohbet fena olmaz. Ancak devamlı olarak görmezden geliniyormuş gibi hissediyorsanız, gücenebilirsiniz ve bu nedenle problemi en kısa sürede ele almak gerekir.

Bağımsızlık

İlişki derinleştikçe, partnerler benzer ilgi alanlarını, aktiviteleri ve diğer günlük şeyleri paylaşmaya başlarlar. İlerledikçe tek bir varlık haline gelmiş gibi hissedebilirsiniz. Ancak ilişkiniz ne kadar güçlü hale gelirse gelsin, kendinize dair hissinizi korumanız gerekir. Ortak pek çok şeyiniz olabilir ancak yine de özel hedefleri, arkadaşları ve değerleri olan iki ayrı insansınız ve bu iyi bir şeydir.

Eğer kimliğiniz onun kimliğine karışmaya başladıysa, durumu incelemek için bir adım geriye atın. Bu karışım siz yakınlaştıkça çok doğaldır ancak bir süre sonra ilişkinin başarılı olması için ona daha fazla benzemeniz gerektiğini düşündürebilir. Gerçekte, ayrı ilgi alanlarına sahip olmak birbirinize dair merakınızı korumanıza yardımcı olabilir ve bu da ilişkinizi güçlendirip eğlenceli tutar. Eğer ilişkide kendinizi kaybediyorsanız, arkadaşlarınızla tekrar bağ kurmaya çalışın ve eski hobilerinizden birisine geri dönün.

Güvenlik

Sağlıklı bir ilişkide güvende hissetmeniz gerekir ancak güven pek çok anlama gelebilir.

İlişkinizde güvende hissediyorsanız genelde şunlar olur:

  • sınırlarınıza saygı duyduğunu bilirsiniz
  • duygularınızı paylaşmakta sorun yaşamazsınız
  • fiziksel olarak güvende hissedersiniz
  • tercihlerinizi desteklediğine inanırsınız

Açık sınırlar koymak güvenlik hissinin artmasını sağlayabilir. Örneğin sesini yükselttiğinde cevap vermeyeceğinizi söyleyebilirsiniz. Eğer partneriniz istismarcı bir hale gelirse, profesyonel destek alın. Fiziksel istismarı tanımak genelde kolaydır ancak duygusal istismar güvensiz hissetmenize sebep olabilir ve tam olarak nerede sorun olduğunu fark bile etmeyebilirsiniz.

Güven

Güven ve güvenlik genelde el ele gider. Güvenemeyeceğiniz birisinin yanında fiziksel veya duygusal olarak güvende hissetmeniz olanaksızdır. Eğer ona dair şüpheleriniz varsa, davranışlara odaklanın. Örneğin gece açıklama olmaksızın geç saatlerde geliyor olabilir. Böylece neler olup bittiğini anlamanız daha kolay olabilir. Genel olarak güven duymak hemen oluşmaz. Zamanla beslenir ve gelişir ancak bir anda kaybedilir. Kırılan bir güven bazen tamir edilebilir ancak her iki partnerin de çabası gerekir ve genelde terapist desteği lazım olur. İlişkinizdeki güven problemleriyle nasıl başa çıkacağınıza dair açık olun. Duruma göre cevabınız değişebilir ancak muhtemelen kabullenemeyeceğiniz davranışlar konusunda bir fikriniz vardır. Bu fikrinize uyduğunuz için suçlu hissetmeyin.

Empati

Empati sahibi olmak, birisinin nasıl hissettiğini hayal edebilmek demektir. Bu yetenek romantik ilişkilerde temeldir çünkü insanların daha derin bağlar kurmak üzere birbirlerini anlamalarına yardımcı olur. Örneğin doğum gününüzü unuttu ve kızgın, üzülmüş hissediyorsunuz. 5 yıl birlikte geçirdikten sonra bunu nasıl yapabilir? Siz onun doğum gününü hiç unutmadınız.

Ancak ilk baştaki hayal kırıklığı ve kızgınlık geçtikten sonra, onun açısından görmeye başlayabilirsiniz. Son zamanlarda işinde zorlanıyor olabilir, bu da kaygılar nedeniyle uyku problemleri yaratıyor olabilir. Duygusal gücünün büyük kısmı işleri düzeltecek planlar yapmaya gidiyor olabilir. Tüm bunları düşündüğünüzde, doğum gününüzü unutmuş olabilmesi anlaşılabilir hale gelir. Duruma dair anlayışınız kabullenmenize yardımcı olur, merhamet ve affedicilik sağlar ve sizi yakınlaştırabilir. Ancak sorunu büyütmeye devam etmek, tartışmalara ve yollarınızın ayrılmasına sebep olabilir.

İlginizi çekebilir: Empati kurmayı ne kadar becerebiliyoruz: Birini dinlerken yapmamanız gereken 9 şey

Öncelik verme

Partnerinizin sizi öncelik haline getirmesini istemeniz çok normaldir. Ancak her insanın hayatında birden fazla önemli insan vardır. Örneğin bazen zorlu zamanlardan geçen bir arkadaş öncelik haline gelebilir. Ancak genel olarak hayatında öncelik sahibi olmadığınızı düşünüyorsanız, varlığınıza değer vermediğini düşünebilirsiniz. Bu da sizi ilişkiyle neden uğraştığınızı düşünmeye itebilir. Bir sohbet genelde yardımcı olur. İlk olarak öncelik verilmediğinizi hissettiğinizden bahsedin. Yargı dağıtmayın. Sonrasında bir çözüm sunun.

Bağ kurma

Her şeyi birlikte yapmamak sorun değildir. Hatta ayrı ilgi alanlarına ve arkadaşlıklara sahip olmak bireysel ruh sağlığınıza iyi gelebilir ve ilişkide bağımsızlık sağlayarak ilişki sağlığını koruyabilir. Ancak aynı zamanda bağlanmış da hissetmek isteyeceksiniz. Bu da anlaşılırdır. Yaşamı paylaşmıyorsanız ilişki nedir ki?

Bağ kuramazsanız, birlikte çok zaman geçirseniz bile yalnız hissetmeye devam edersiniz. Bu durumda sadece birlikte zaman geçirmeyi seven ve birlikte yaşayan iki insan gibi olursunuz. Muhtemelen ilişkinizin bu yönde ilerlemesini istemiyorsunuzdur. Ancak iyi haber: Eğer bu bağ hissinden yoksunsanız, tekrar bağlanmak ve etkileşime girmek mümkündür.

Bazı yardımcı olabilecek ipuçları şöyle:

  • Daha önce düşünmediğiniz günlük yaşam unsurları hakkında sorular sorun.
  • Birlikte deneyecek yeni bir aktivite önerin.
  • Rutinlerin dışına çıkın ve günü bir yolculukta geçirin.
  • Çocukluğunuzdan şeyler anlatın veya birlikte olan anılarınızı paylaşın.

İlginizi çekebilir: Gerçek sevgi, toprağa tutunamama haline de kalpte geniş bir yer açmaktır

Alan tanıma

Bağlanma önemlidir ancak alana sahip olmak da önemlidir. İlişkide alana sahip olmak, ikinizin de yapmak istediğiniz şeyleri yapmaya özgürlüğünüz olmasıdır. Desteklenmiş hissedersiniz ancak kendi tercihlerinizi de yapabileceğinizi bilirsiniz. Yani biraz kendi başınıza zaman geçirirsiniz. Bu iş yerinde farklı alanlar da olabilir, evde rahatlama da olabilir. Ayrıca duygusal bir alan da olabilir.

Dürüst olmak, aklınızdan her geçeni paylaşmanız gerekiyor anlamına gelmez. Örneğin kızgınsanız, biraz fiziksel ve duygusal olarak ayrılmak bunları sağlıklı şekilde değerlendirmenizi sağlayabilir ve partnerinize yüklenmenize engel olabilir. Bu nedenle alan ihtiyacınızı belirtmekten kaçınmayın.

Şunları düşünebilirsiniz:

  • her gün biraz yalnız zaman geçirin
  • evde kendinize bir oda ayırın
  • dışarıda daha fazla vakit geçirin

İlişkide duygusal ihtiyaçlar söz konusu olduğunda birkaç şeyi de dikkate almak gerekiyor:

Duygusal ihtiyaçlar herkeste aynı değildir: Yaşamınız boyunca farklı ihtiyaçlarınız olabilir ve hatta bir ilişkide bile ihtiyaçlarınız değişim gösterebilir. Çünkü zamanla kendinizi daha fazla tanırsınız, gelişirsiniz ve bir çift olarak değişim geçirirsiniz. Zaman içerisinde adapte olmak çok normaldir ve geçmişte ihtiyaç duymadığınız şeylere de ihtiyaç duyabilirsiniz. Geçmiş deneyimlerin de etkisi olabilir. Geçmiş bir ilişkiden elde ettiğiniz deneyim, iletişimin ne kadar önemli olduğunu size öğretmiş olabilir.

İnsanların farklı ihtiyaçları olabilir: Duygusal ihtiyaçlar kişiden kişiye değişebilirler. Bazı insanlar sevgi yerine aidiyet isterler, bazıları tutku yerine güven isterler. Belli şeylere öncelik veriyor olabilirsiniz ancak partnerinizin öncelikleri tam tersi olabilir. Ancak bu durum ilişkinizin başarısız olacağı anlamına gelmez. Sadece iletişime daha fazla vakit ayırmak gerekir ve ortak bir nokta bulmaya çalışmak iyi olabilir.

Kimse ihtiyaçlarınızı karşılamak zorunda değil: Duygusal ihtiyaçlar ilişki tatmininde önemli bir rol oynarlar. Tatmin edilirlerse, keyifli, memnun ve heyecanlı hissedersiniz. Karşılanmadıklarında ise çileden çıkar, üzülürsünüz ve kafanız karışabilir. Bununla birlikte partneriniz tüm ihtiyaçlarınızı karşılamak zorunda da değildir. Güven ve iletişim gibi bazı ihtiyaçlar ilişkinin başarısını etkilerler ve güven ile açıklık olmadıkça ilişki genelde uzun vadeli olmaz. Ancak bazı ihtiyaçları karşılamalarını beklememelisiniz. Romantik ilişkilerde bile bazı şeyleri sizin de sağlamanız gerekir.

Sonuç olarak fark etmiş olabileceğiniz gibi, ihtiyaçların karşılanması genelde ortak bir problem çözme yeteneği gerektirir. Bunun temeli ise iyi iletişimdir. İhtiyaçlarınızı partneriniz ile paylaşmanız genelde en iyi başlangıç noktasıdır. Eğer iletişim kuramıyorsanız, muhtemelen ikinizin de ihtiyaçları tamamlanmayacaktır. Eğer zorlanıyorsanız, bir terapist endişelerinizi konuşmanız için güvenli bir ortam sağlayacaktır.

İlginizi çekebilir: Aşkı hep o ilk karşılaşma sandık; oysa aşk o ilk karşılaşma değil, birbirinin içinde yok olma haliymişAşkı hep o ilk karşılaşma sandık;

Kaynak: healthline

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale