X

İlişkide zamanla azalan ilgiyi ve yakınlığı canlandırmanın yolları

Uzun süreli, düzenli ilişki yaşayan ya da evli olan çiftler, ilişkinin bir noktasında artık partnerleri tarafından görmezden gelinmeye başlıyor. İlişkinizin artık heyecanlı olmadığını, partnerinizin sizi eskisi kadar sevmediğini düşündüğünüz noktada bu durumun sebebi genelde bir tarafın ilişkiye ya da karşısındaki insana karşı ilgisinin azalması oluyor.

Her ilişkide bir tarafın ilgisinin azaldığı ve karşısındaki kişiyi görmezden geldiği, yalnız kalmak istediği zamanlar olabiliyor. Ancak bu dönem uzadığında, reddedilen ve istenmeyen taraf için sonuçları göründüğünden daha ağır. Partneri tarafından sürekli olarak görmezden gelinen kişiler zamanla özgüven problemi başta olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlıkla karşı karşıya kalıyorlar. Sonuç olarak da, taraflardan birinin psikolojik sağlığının yerinde olmayışı, ilişkinin gidişatını olumsuz etkileyebiliyor.

Cinsel isteksizlik ve reddedilme duygusu

Evlerimizde banyo ve mutfak, ev kazalarının en çok yaşandığı ve fiziksel yaralanma riskinin en yüksek olduğu bölümler. Yatak odası da duygusal yaralanmanın ve ilişki kazalarının…

Partneriniz isteklerinizi sürekli tersliyor, yakın olma girişimlerinize bıkkınlıkla karşılık veriyor, onu öpmeye çalıştığınızda uzaklaşmaya çalışıyor, birlikte bir şey yapmaya çalıştığınızda bahaneler üretiyor, sık sık salonda uyuyakalıyor, baş başa çıktığınız yemeklerde her zamankinden daha fazla alkol tüketiyor ya da sürekli bir arada olmanızdan rahatsızlık duyduğunu gösteriyorsa bu durum size uzun vadede psikolojik olarak ağır hasar verecektir.

İlişkide olduğumuz kişinin bizden soğuduğunu hissettiğimiz anlarda, beynimizde fiziksel acıya tepki veren bölge uyarılır. Yani, psikolojik olarak duyduğumuz acı elimizin yanmasıyla ya da parmağımızın kesilmesiyle birlikte duymuş olduğumuz acıyla aynı hissettirebiliyor.

Partnerimizin ilgisizliği ve boşvermişliğinin bu kadar etkili olmasının en önemli sebebi de, o kişinin bizi en iyi tanıyan, en çok anlamasını beklediğimiz ve en çok sevgisine ihtiyaç duyduğumuz kişi olması. En yakınımız olan ve güvendiğimiz biri tarafından reddedilmek, karşı tarafın tutumunu kişisel algılamaya daha fazla eğilimli oluyoruz ve artık sevilmediğimizi hissetmemize neden olabiliyor. Uzun vadedeyse, ilişkideki taraflardan birinin psikolojik sağlığının bozuk olması ilişkinin gidişatına olumsuz etki ediyor. Zarar görmüş olan partner, ilişkide yaşanacak olan problemlerin önüne geçmek için çoğu zaman uzaklaşmayı seçiyor. Çözülemeyen problemlerse ilgi görmeyen ve dışlanan partnerde zamanla öfke ve depresyon semptomlarının görülmesine yol açabiliyor.

Partnerinizle ilgiye ihtiyacınız olduğunu konuşmanın yapıcı yolları

İlişkide ilgi görmeyen ve sürekli verici davranan taraf, bu konuyu partneriyle konuşmak istediğinde çoğu zaman duygularını kontrol edemeyerek saldırgan ve öfkeli bir tavır sergileyebilir. Kişinin özgüveni zedeleyen, sürekli tekrarlanan dışlanmışlık ve önemsenmeme hissi zamanla problemleri açıkça konuşma motivasyonunu da azaltıyor. Kişi zarar görmemek için konunun üstünü örtmeyi ya da kaçmayı tercih ediyor.

Ancak, konuşmamayı tercih ederek problemi geçiştirmek, kısa süreliğine problemden uzaklaşmanıza yardımcı olsa da, uzun vadede özgüveninizi tekrar geri kazanmanıza ve ilişkinizde mutlu olmanıza engel oluyor. Bu nedenle partnerinizi incitmeden ve kişiliğine herhangi bir saldırıda bulunmadan, sizi rahatsız eden konuları onunla konuşmanız ve çözüme ulaştırmanız gerekiyor.

Peki, ilgi ve yakınlık isteğinizi partnerinizle paylaşmanızın yapıcı yolları neler?

  • İkinizin de zamanının olduğu ve yalnızca birbirinizi duyabileceğiniz sakin bir ortamda partnerinize konuşmak istediğinizi belirtin ve belirlediğiniz süre boyunca sizi bölmeden, yalnızca dinlemesini isteyin.
  • Dikkatinizi tamamen birbiriniza odakladıktan sonra, durumu yargılama yapmadan ve çok dolandırmadan, özet şeklinde partnerinizle paylaşın. Karşınızdaki kişinin durumun farkında olmadığı ihtimalini de göz önünde bulundurarak, mümkün olabildiğince açık ve açıklayıcı olmaya çalışın.
  • Karşınızdaki kişinin davranışlarını ve size nasıl zarar verdiğini değil, davranışlarının sizde ortaya çıkardığı duyguları paylaşmayı deneyin. Örneğin; ‘Ben konuşurken telefonla ilgilenmen beni çok sinirlendiriyor.’ demek yerine ‘Ben konuşurken telefonla ilgilendiğinde kendimi çok sinirlenmiş hissediyorum.’ gibi kendi hissettiklerinizle ve duygularınızla ilgili paylaşımlarda bulunun. Kendinizi ifade ettikten sonra mutlaka partnerinize de kendisini ifade etmesi ve size yanıt vermesi için gerekli süreyi tanıyın.
  • Değişmesini istediğiniz şey her neyse, bunu açıkça partnerinize belirtin ve değişim talebinizi ona sunun.
  • Eğer partneriniz isteğiniz karşısında sinirlenirse ve değişime açık bir tavır sergilemezse, konuyla ilgili kendisinin ne düşündüğünü sorun ve problem çözümü için önerebileceği farklı seçenekler sunmasını isteyin.
  • Çözüm için gerekli olan değişim konusunda anlaştıktan sonra, değişimi gerçekleştirmek için atmanız gereken adımları birlikte belirleyin. Tüm değişimi partnerinizin gerçekleştirmesini beklemeyin. Ona bu ağır sorumluluğu vermek kendisini gergin hissetmesine sebep olabilir. Birlikte görev paylaşımı yapın ve bu süreçte anlayışlı davranmaya çalışın.

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale