X

İlişkide problem yaşanmasını tetikleyen 10 kötü alışkanlık ve kurtulma yolları

Romantik ve sağlıklı bir ilişki yalnızca sevgiler gününde alınan bir buket çiçek, birlikte tatile gitmek ya da sürprizlerle birbirinizi şımartmaktan ibaret değil. Tutkulu ve sizi farklı yönlerden doyuma ulaştıran, sizi mutlu hissettiren bir ilişkide küçük detayların olmaması çok da büyük bir kayıp sayılmaz. Bir ilişkinin başarılı ve sağlıklı sayılabilmesi için karnınızda kelebeklerin uçuşması yeterli değil. Tutku ve romantizmi bir kenara bırakırsak, ilişkinizin sağlıklı bir şekilde uzun süre devam edebilmesi için sağlıklı iletişim, karşılıklı saygı ve iki tarafın da önce kendi ruh sağlığının yerinde olması önem taşıyor.

Bu nedenle yeni biriyle özel olduğunu düşündüğünüz bir ilişkiye başladığınızda Facebook’unda eski sevgilisiyle olan fotoğrafları kurcalamak ya da her gece şık yerlerde yemeğe gitmek istemek farkında olmadan ilişkinize zarar veriyor olabilir. İlişkide fark edilmeyen ancak yaşanan problemlerin bir çoğunun sebebi olan 10 temel kötü alışkanlığı sizler için derledik:

1. Sevdiğiniz kişiyi değiştirmeye çalışmak

Hata yapmak, insanın doğasında var olan bir olgu olduğu için gerçekçi olmayan beklentilerle karşınızdaki kişiye taşıyabileceğinden daha ağır yükler yüklemeyin.

İlişkilerle ilgili tavsiye ve önerilerde bulunduğumuz neredeyse her yazımızda üzerine basarak değindiğimiz gibi, ‘mükemmel insan’ diye bir şey ne yazık ki yok. Hata yapmak, insanın doğasında var olan bir olgu olduğu için gerçekçi olmayan beklentilerle karşınızdaki kişiye taşıyabileceğinden daha ağır yükler yüklemeyin. Bahsettiğimiz şey tabii ki sabah kalkınca yatağını düzeltmesini istemek ya da ev işlerinde size yardımcı olmasını beklemek gibi basit değişiklikler değil. Karşınızdaki insanın sizden farklı yetiştirildiğini, kişilik özelliklerinin farklı olabileceğini ve ilgi alanlarının sizinle aynı olmak zorunda olmadığını aklınızda bulundurmalısınız. Aksi takdirde karşınızdaki kişiden uygulanması mümkün olmayan değişimler bekleyerek gereksiz yere sizden uzaklaşmasına ve size karşı öfke duymasına neden olabilirsiniz.

2. Sürekli temas halinde olma isteği

Tabii ki sevdiğiniz kişiyle dışarıda el ele tutuşabilir, sarılabilir hatta öpüşebilirsiniz. Ancak uzun bir süre boyunca çevrenizdeki hiçbir şeyle ilgilenmeden sürekli temas halinde olmak istemek, sadece çevrenizdeki kişileri değil birlikte olduğunuz kişiyi de rahatsız edebilir.

3. Topluluk içinde kavga etmek

En az sürekli dip dibe olmak kadar rahatsız edici başka bir durum daha varsa o da topluma açık yerlerde kavga etmek. Sesiniz yükseldikçe hem birbirinizi daha fazla rencide edeceğinizi hem de ilişkinize ait detayları herkesin öğreneceğini göz önünde bulundurarak, sinirlendiğiniz anlarda duygularınızı kontrol etmeli ve tartışmanızı baş başa kaldığınız bir ana saklamalısınız.

4. Tartışmadan uzak durmak

Birbirinizi çok seviyor da olsanız, ilişkide her şey her zaman yolunda gidecek diye bir kural yok. Sağlıklı iletişimin çözemeyeceği hiç bir problem olamaz. Zaten ilişkinizde herhangi bir problem yaşamamanız, bir şeylerin yolunda gitmediğinin işaretidir. Problem yaşamadan çözüm yolu geliştiremez, yaşanan aksaklıklarla baş edemezsiniz.

5. Konuşmamak

Problem ortaya çıktığı andan itibaren, büyümesine izin vermeden bunu karşınızdaki kişiyle konuşmalısınız.

Bir şeyler sizi rahatsız ediyor olabilir ancak karşınızdaki kişinin zihninizi okuyarak neden hoşnut olmadığınızı anlamasını beklemeyin. Problem ortaya çıktığı andan itibaren, büyümesine izin vermeden bunu karşınızdaki kişiyle konuşmalısınız.

6. Kin tutmak

Daha önce de söylediğimiz gibi, insanlar hata yapabilir. Hatalar karşısında bağışlayıcı olmamak ve kin tutmak ilişkinizin sağlığını olumsuz etkilediği gibi, iki taraf üzerinde de stres ve gerginlik de yaratabilir. Bu nedenle kin tutmak yerine sevdiğiniz kişiyle yaptığı davranış sonucunda ne hissettiğinizi konuşmalı, küçük problemlerin büyümesini engellemelisiniz.

7. Yanlış zamanlamalar

İlişkideki beklentiler, finansal planlamalar gibi odaklanmanız ve planlama yapmanız gereken konuları nerede ve ne zaman konuştuğunuzla ilgili dikkatli olmalısınız. İş yerinde stresli bir gün geçirdikten sonra evde de yoğun konsantrasyon gerektirecek bir düşünme sürecine girmek, beklenmedik ve yersiz tepkilerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu nedenle önemli konuları konuşmadan önce mutlaka iki tarafın da modunda olduğundan emin olun.

8. Ailesini yargılamak

Sevdiğiniz kişinin ailesinin onun için ne kadar önemli olduğunu anlamanız için, sadece biraz empati yapmanız yeterli olacaktır.

Sevdiğiniz kişiyle zaman zaman problem yaşıyor ve çevrenizdeki olaylara farklı pencerelerden bakıyor olabilirsiniz. Bu noktada birçok çiftin yaptığı en büyük hata karşısındaki kişinin ailesini ve yetiştirilme tarzını eleştirmek oluyor.

Sevdiğiniz kişinin ailesinin onun için ne kadar önemli olduğunu anlamanız için, sadece biraz empati yapmanız yeterli olacaktır. Ailesi hakkında yapacağınız herhangi bir eleştirinin ileride sizi ailesiyle tanıştırmak istediğinde ve iş ciddiye bindiğinde büyük problemlere yol açabileceğinin farkında olun.

9. Küçük hesaplar peşinde koşmak

İlişki genel anlamıyla bir alma ve verme süreci olarak değerlendirilebilir ancak her küçük detayın hesabını tutmak ve olur olmadık zamanlarda lafı buraya getirmek, zaman içinde ilişkinizde güven problem yaratabilir. Bu nedenle özellikle finansal konularda hesap tutmaktan ve bunu dillendirmekten vazgeçin. Gerçekten problem olarak gördüğünüz bir durum varsa, örneğin akşam yemeklerinde hesabı sürekli sizin ödemeniz ya da ev işlerinin üstünüze kalması sizi rahtasız ediyorsa, bunu bir önceki maddede belirttiğimiz şekilde uygun bir zaman aralığında ciddi şekilde konuşun ve o zaman aralığında çözüme ulaştırmaya çalışın.

10. Aşırı duygusal davranmak

Yaşadığınız her probleme dünyanın en önemli sorunu gözüyle bakarak olayları dramatize etmeyin. Sevgilinizin çöpü atmayı unutmuş olmasını, farklı nedenlere bağlamayın ve küçük problemler yüzünden kendi kendinize senaryolar üretmeyin. Sinirlendiğiniz anlarda bir kaç derin nefes alın ve rahatlayarak olaylara pozitif yönünden bakmaya çalışın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale