X

İlişkide iletişim: “Beni hiç anlamadı” yerine, “Biz birbirimizi anlayabiliyoruz” diyebilmek

Çoğu zaman ne kadar önemli olduğunun farkına varamadığımız bir kavramdır “iletişim” veya iletişim kurabilmek becerimiz. Her ne kadar kelime olarak kendi içinde “bir diğer kişiyi” gerektirse de (tek başımıza iletişim olmayacağı için) aslında eylem anına döndüğümüzde kendimizi kendimizle baş başa buluveririz.

Ne biz onu anlayabiliyoruzdur ne de o bizim neye ve neden itiraz ettiğimizi…

Karşımızda sevdiğimiz insan vardır, eşimizdir, kaç yıldır birlikte olduğumuz, bizi en iyi tanıdığını düşündüğümüz bir kişidir fakat işte yine fikir ayrılığına düşmüşüzdür ve ne biz onu anlayabiliyoruzdur ne de o bizim neye ve neden itiraz ettiğimizi… Süreç daha da gerilimli bir akışa doğru da sürüklenebilir… Sürekli kavgalar başlar, normal ses tonuyla konuşamaz hale geliriz, bu bizi öyle etkiler ki bazen yüzünü bile görmek istemeyiz. Evet, itiraf edelim her ne kadar çok seviyor olursak olalım yüzünü bile görmeyi istemeyiz…

Ben bu yazımda sizlerle birlikte bu iletişim konusuna çok daha yakından bakalım istiyorum. Özellikle bizleri en çok incitebilen o en çok sevdiklerimiz cinsinden, yani ilişkideki iletişim tarzımıza daha yakından bakalım. İletişim konusu başlamadan yani daha sözlerimizi söylemeden aslında bazı şekillerde kendimizi anlatmaya başlarız. Ses tonumuz örneğin, aslında kelimeye dökmesek bile eşimiz itiraz ettiğimizin farkına varıverir. Ve ortamda bir anda “söyledin”, “söylemedin”, “ima ettin, ne demek istedin?” gibi ortada bile olmayan bir iletişimsizlikle kasıp kavurulur…

Sağlıklı bir iletişim için neye ihtiyaç var?

Peki bu iletişimsizlik durumunun sebebi nedir? Hangi akış “Biz buraya bu noktaya nasıl geldik?” diye sormamıza sebep olmuştur? Öncelikle bu sürecin “ben” ile yönetildiğinin farkına varmamız gerekir. İletişim esnasında karşınızdaki kişinin ne yaptığını, ne söyleyeceğini, neyi, nasıl anlatması gerektiğini biz kontrol edemeyiz. Ama bunu yapış şekli, örneğin kaba bir şekilde söylediyse bizi ne söylediğinden çok nasıl söylediğine verdiğimiz tepki ile odaklar. Bu durumda, aslında iletişimin ana öğesi olan “neyin ifade edildiğine” değil de, nasıla odaklanırız. Moralimiz bozulur, hemen itiraz ederiz, sen benimle nasıl böyle konuşursunla söze başlarız. Aslında iletişim burada kopmuştur bile… Artık tek kişilik bir akışa girmişizdir bile. Karşımızdaki ne derse desin, ne söylerse söylesin “kaldığımız” yerden çıkamayız. Konuşma o noktada bitmiştir bile…

Hemen başka bir örnekle açıklamaya çalışalım, “iletişim esnasında” eskiden getirdiklerimizden bağımsızlaşmamız gerekir. Eğer geçmişte eşimize bir kırgınlık veya kızgınlığımız varsa şu anda konuşulan konudan aslında tamamen bağımsız bir duruma karşılık gelir. Fakat bu kırgınlık veya alınmışlık hissi bize o anda da eşlik ediyor olduğundan “bir türlü” bir yana bırakamadığımızda aslında iletişim kurmayı reddetmekteyizdir. Yaptığımız dolaylı olarak hesap sormaktır, belki karşı çıkmak için karşı çıkmaktır. 

Evliliğimin son döneminde, o kadar fazla kırgınlık biriktirmiştim ki, normal şekilde konuşamaz hale gelmiştik. Her neyi konuşmaya başlarsak başlayalım, sonu huzursuzluk ve söylenmemiş sözlerle biten bir şekilde sonuçlanıyordu. Benim ona sormak isteyip de soramadıklarım, onun bana söylemek isteyip de söyleyemedikleri, içimde kopan huzursuzluk fırtınaları, gerçeklerle yüzleşmenin zorluğu, çok sevmenin ama kaybediyor olduğunu görüp de görmeye yüreğimin dayanamamasının verdiği çaresizlik… Ben bir konuda “konuşmaya” bile hazır olamayacak kadar iletişimden uzaklaşmış, kendi dünyamda nasılların ve nedenlerin içinde kaybolmuştum… Ve son işte böyle hızlı bir iletişimsizlik akışıyla çoktan gelmişti bile…

Partneriniz, her konuda, en azından çoğu şeyde hiçbir zaman sizinle aynı görüşleri paylaşmayacaktır. Bazen neyin önemli olup olmadığı konusunda bile sizinle aynı görüşü paylaşmayacaktır. Partneriniz olmasının nedeni de budur.

Bakın sevgili Resmaa Manekem, İlişkinin Tadı Tuzu isimli eserinde ilişkideki iletişimin önemini nasıl açıklıyor;

…Çiftlerin çoğu açık şekilde iletişim kuramadıklarını sanır. Daha iyi iletişim kurmayı öğrenebilecekleri umuduyla da terapiye gelirler. Yardımcı olmak isteyen terapistler de onlara çuval dolusu iletişim aracı verir. Sözlerinize “Ben” diye başlayın, konuşur ve dinlerken bunları sırasıyla yapın. “Duyduklarım şunlar” deyip partnerinizin söylemiş olduklarını sözcük sözcük yineleyin.

Bütün bunlar yardımcı olabilir ama bunlar yalnızca teknik çözümlerdir. Bir çift duygusal darboğaza saplandığında bu araçlar işe yaramaz. Bu araçlar, boğulmakta olan adama kürek atmaya benzer. Çoğu çift çok iyi iletişim kurar. Dr. Schnarch’ın bana öğretmiş olduğu gibi, esas mesele partnerlerden birisinin diğerinden aldığı mesajlardan hoşlanmamasıdır. 

Genellikle insanlar partnerlerinin kendilerini daha iyi anlamasını arzu ettiklerini söyler. Ama aslında anlatmak istedikleri, “Partnerimin benim görüşlerimi daha fazla kabullenmesini istiyorum” ya da “Partnerimin istediklerimi yapmasını -ya da düşünmesini ya da hissetmesini – isterim”dir.

…Her birimizin kendimize sormamız gereken soru, “Partnerimle nasıl daha iyi iletişim kurarım?” ya da “Partnerimin bana farklı mesaj vermesini nasıl sağlarım?” değildir. Bu soru, “Partnerimin bana ilettiği ve benim sevmediğim mesajları hoş görmeyi nasıl öğrenirim?” olmalıdır.

…Çoğumuz partnerlerimizin bizimle aynı şeyleri düşünmesini ve hemen her konuda, en azından önemli olan her konuda bizimle hemfikir olmalarını isteriz. Ama ciddi ilişkiler bu şekilde değildir. Partneriniz, her konuda, en azından çoğu şeyde hiçbir zaman sizinle aynı görüşleri paylaşmayacaktır. Bazen neyin önemli olup olmadığı konusunda bile sizinle aynı görüşü paylaşmayacaktır. Partneriniz olmasının nedeni de budur. Bu bir artıdır, eksi değildir. Hemen her konuda hemfikir olsaydınız, halletmeniz gereken çok ciddi sorunlarınız olurdu. Birbirinizden de sıkılırdınız; o kadar sıkılırdınız ki, muhtemelen ya ayrılır ya da başka bir ilişki yaşardınız.

İletişim esnasında geçmişten gelenleri bir yana bırakabilmek kadar sevdiğimiz kişiyle neden bir arada olduğumuzu her daim kendimize hatırlatabilmek oldukça önemlidir…

İlişkilerimizde iletişime açık olmak, aslında hoşumuza gitmeyeni duyuyor olsak da bunu hoş görmeyi öğrenebilmeyi gerektirir. Anlamaya çalışmayı ve sevdiğimiz insanın ayrı bir insan olduğunu, bizim birebir bir kopyamız olmadığını kabullenmeyi kapsar. İletişim esnasında geçmişten gelenleri bir yana bırakabilmek kadar sevdiğimiz kişiyle neden bir arada olduğumuzu her daim kendimize hatırlatabilmek oldukça önemlidir…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, kendine bakmanı dilerim, neyi nasıl anlamaktasın, hoşgörü bu anlayışın neresinde, bitmeyen münakaşaların içinde boğulmak yerine güneşli günler gibi sıcacık bir iletişimle farklılıklarını konuşabilmeyi ister miydin? 

İşte o zaman, neden bugünden, şu andan başlamıyorsun?

 

İlginizi çekebilir: Hayat sizi her daim çok ama çok seviyor

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale